Depremin ardından Osmaniye Yunus Emre Mahallesi'nde Türkiye Komünist Partisi'nin dayanışma merkezi olarak kurulan ardından semt evine dönüştürülen yere, 15 ve 28 Şubat tarihlerinde polis baskını gerçekleşmiş ve TKP üyeleri gözaltına alınmıştı.
TKP üyeleri yapılan ilk baskında "AFAD'ın malzemelerini çalmak" ve "polise mukavemet" ile suçlanırken, ikinci baskında "Şebeke suyuna pis demek" gerekçesiyle dezenformasyon yasası kapsamında gözaltına alınmıştı.
Gözaltılar sonrası konuyla ilgili açıklamada bulunan TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı, "Arkadaşlarımız nereye gitse sürekli polis otoları takip ediyor, trafik polisleri sürekli çevirme yapıyorlar. Mahallenin girişini çıkışını tutmuş durumdalar. Sadece bizim arkadaşlarımıza da değil, bizimle irtibatı olan mahallelilerin de arabalarını çeviriyorlar." ifadeleriyle hem TKP üyeleri, hem de semt evine gelen mahalleliler üzerinde ciddi bir baskı kurulmaya çalışıldığını söylemişti.
Bugün Osmaniye'deki semt evine doğru yola çıkan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve Merkez Komite üyeleri Senem Doruk İnam, Salih Bostancı, Cansu Oba ve gazeteci Aytunç Erkin'in de aralarında bulunduğu heyetin, Osmaniye girişinde yolu kesildi. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Okuyan, "Şu anda Osmaniye’de semt evine gidişimizi engellemek için olmadık bahanelerle yolumuzu kestiler. Depremde olmayan organizasyon burada. Devlet işliyor. Ama hukuksuz." ifadelerini kullandı.
"Dayanışmayı engelleme girişimi siyasi iktidarın korkaklığıdır"
Engelleme girişiminin ardından semt evine geçen TKP heyeti, semt evinde bulunan mahalle sakinleri tarafından coşkuyla karşılandı. Semt Evi'nde konuşma yapan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, mahallelilere teşekkür ederek başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşlarımıza yapılan hukuksuz işlemleri kabul etmediğimiz için buradayız. TKP'nin buradaki varlığını sonlandırma girişimine karşı buradayız. Biz burada zaten yolsulluk içinde ve baskılarla yaşayan yurttaşlarımızın eziyet görmesini istemiyoruz. Bunu engellemek için buradayız. "TKP buradan gitmezse sürekli ceza keseriz, yolunuzu keseriz" gibi tehditler depremde acizliğini gösteren siyasi iktidarın korkaklığıdır. Güvenlikten anladıkları kendi siyasi iktidarlarını korumak. Bizim güvenlikten anladığımız insanların gıdası, barınması, eğitimi, sağlığı... Biz bir plan yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Deprem dayanışması bizim için siyasi faaliyet değil, insanlık görevi. Ama biz bir siyasi partiyiz, yolumuza devam edeceğiz. Bu adaletsizliği, hukuksuzluğu, eşitsizliği, yoksulluğu ortadan kaldırmak için. Biz zengin bir parti değiliz. Depremde çok gördünüz TKP'yi. Bu insanlar bize güvendiği için oldu. Yardımlarını bize ilettiler, çünkü ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağımızı biliyorlardı. TKP zengin bir parti değil ama örgütlü bir parti, bizim uzmanlarımız, kadrolarımız var. Ve tek derdimiz bu ülkeyi ayağa kaldırmak. Hiç kimseye ayrımcılık yapılmayan bir ülke haline getirmek."
Yunus Emre Mahallesi'nde eğitimden yoksun bırakılan çocuklar için burs dayanışması başlatacaklarının haberini veren Okuyan, "Biz yol yapma vaadi veremeyiz ama yol yapacak bir iktidarı kuracağız. Biz ülkemizi böyle bir dayanışmaya mahkum etmeyecek bir iktidar kuracağız. 100 bin insanımızı enkazın altına soktular ama biz bu enkazın altından elbirliğiyle kalkacağız." ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.