Başbakan Yardımcısı Atalay, başta Irak'ta Türkmenlere yapılan yardımlar olmak üzere Irak ve Gazze'de Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) koordinasyonu altında gerçekleştirilen insani yardım faaliyetleri ile ilgili Başbakanlık AFAD merkez binada bir basın toplantısı düzenledi. Gazze'nin kendileri için kanayan yara olduğunu belirten Atalay, Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısının bin 400'ü aştığını bildirdi.
Atalay, hayatını kaybedenlerden çoğunun çocuk olduğunu kaydederek, "Bakın sadece üç bayram günü hayatını kaybeden 380 kişi. Bu lanetlenmiş İsrail, hiç acımadan bayram günü, onların bayram yaptığı günlerde bu katliamı yaptı. Lanetliyoruz, bütün yüreğimle, bütün gönlümle lanetliyorum İsrail'i" ifadelerini kullandı. Dünyanın takındığı tavrın herkes tarafından görüldüğünü sözlerine ekleyen Atalay, Türkiye'nin ateşkes sağlanması için yoğun bir çaba içinde olduğunu ifade etti.
3 günlük bir ateşkes sağlandığını ve bu ateşkesin kalıcı olmasını istediklerini anlatan Atalay, insani yardımların ulaşması için Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılması gerektiğini ve Mısır'ın kapıları kapatmasının Gazze'nin içine düştüğü durumun en önemli sebeplerinden olduğunu bildirdi. Gazze'nin dünyaya açılan bölgesinin Mısır olduğunu söyleyen Atalay, "Bu yeni yönetim bunları kapattı, orada tabii hapishane gibi bir duruma düştüler” diye konuştu.
“TİKA KANALIYLA DA 5 MİLYON DOLARLIK YARDIM, DEĞİŞİK YERLERDEN ULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Gazze'ye yardımların çok çeşitli şekilde ulaştırıldığını belirten Atalay, uzun bir süre BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nı kullandıklarını ve bulabildikleri bütün kanalları kullanmaya özen gösterdiklerini kaydederek, "Şu anda hem gıda hem ilaç hem de diğer insani yardımlar konusunda yoğun çabamız var. AFAD daha çok gıdaya ağırlık verdi. 15 bin tonluk bir un gönderilmesi, BM ajansıyla yürüyor o kısım kısım. Ayrıca Kızılay'ın 20 ton ilaç ve tıbbi malzemeyi Gazze'ye ulaştırması çok önemli o ulaştı. Kızılay 2 bin 500'e yakın gıda kolisini ulaştırdı. İnsani yardım kuruluşları daha kolay ulaştırıyor. Gazze'ye yardım hesapları açıldı. Diyanet İşleri Başkanlığımız kampanya yürüttü.
Bizim şu anda TİKA kanalıyla da 5 milyon dolarlık yardım, değişik yerlerden ulaştırılmaya çalışılıyor. Bunun içinde, ilaç, hijyen malzemeleri vesaire var. Zorluklar vardı, umuyoruz ateşkesten sonra yardımların ulaştırılması daha rahatlayabilir” şeklinde konuştu. Yaşananların insani boyutu olduğunu ve bunların rakamlara sığdırılamayacağını anlatan Atalay, "Evlerini terk etmek zorunda kalanlar, onlara yardım edenler, yardım ulaştıran personelimiz, bunların hepsinin ayrı ayrı hikayeleri var" dedi.
“İNSANİ YARDIMLARIN GAZZE'YE GİTMESİ İÇİN NE YAPABİLİRİZİ ARAŞTIRDIK”
Bu siyasi ortam içinde bu insani yardımları konuşmak istemediklerini de bildiren Atalay, çarpıtmalar ve negatif enerjilerin ise sadece kendilerini üzdüğünü ifade ederek, "Elimizden geldiği kadar biz bu yardımları ulaştırmaya çalışıyoruz. Tüm kurumlarımızla sahadayız. Bayram günleri burada çalıştık. Ben Ankara'daydım. İnsani yardımların Gazze'ye gitmesi için ne yapabilirizi araştırdık. Türkiye böyle bir çaba içinde. Bunların tutupta, siyasi ortamlarda gereksiz yere istismarını doğrusu hiç arzu etmeyiz. Moralimiz bozulmaz ama Türkiye'nin muhalefeti adına, Türkiye siyaseti adına da doğrusu üzülürüz" ifadelerini kullandı.
Suriyeli sığınmacılara yapılan yardımlarla ilgili Atalay, insani yardımlara sınır ötesinde sıfır noktasında yapılan yardımları dahil etmediklerini ifade etti. Sıfır noktasında yapılan miktarın da çok ciddi olduğunu ve daha çok Kızılay aracılığıyla insani yardımı sürekli gönderdiklerini bildiren Atalay, "Bizim baştan beri politikamız, sınırın ötesinde kamplar oluşsa da biz insani yardımı göndersek. Türkiye içine gelmeden ama orada bir güvenli hat kurulamadı. O BM'nin işi" ifadelerini kullandı. Türkiye'de Suriye sınırına yakın yerlerde 22 kamp kurulduğunu söyleyen Atalay, arazi bulunamayan yerlerde Malatya gibi biraz daha içerilere kaydıklarını kaydetti.
“BM YARDIM HESAPLARINA BAKTIĞINIZDA YAKLAŞIK 3,5 MİLYAR DOLARLIK BİR HARCAMAMIZ VARDIR”
Şu anda kamplarda 220 bin kişinin kaldığı bilgisini veren Atalay, kamplarda halen 30 bin kişilik bir kapasite bulunduğunu bildirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hele o konteynerler bir ev gibidir. İçinde sıcak suyu, mutfağı, banyosu vardır. 21 metrekarede bütün bu imkânlar vardır. Büyük masrafımız da oldu, bizim fiili harcamamız 2 milyar 134 milyon 599 bin Türk lirasıdır. Bütün bu harcamalar AFAD'tan yapılır. Bu rakam olarak harcamadır. BM yardım hesaplarına baktığınızda yaklaşık 3,5 milyar dolarlık bir harcamamız vardır. Şu anda kamp dışında kalan nüfusumuz bizim elimizdeki veri şudur; 1 milyon 104 bin kişidir. Son il il, ilçe ilçe tespitimiz. Bunların hepsini bir kayıt alma çabamız sürüyor. Kamptakilerin hepsi kayıt altında. Dışarıdakilerin de yaklaşık yüzde 60'ı kayıt altındadır. Bir kayıt sistemini Emniyet Genel Müdürlüğü aracılığıyla yürütüyoruz. O bilgi sistemimiz bittiğinde çok daha faydalı bir veri birikimi olacak, hizmetlerin yürütülmesi açısından." Kamplardaki çocukların eğitim ve sağlık hizmeti açısından hiçbir kayıpları olmadığını da kaydeden Atalay, bazı şehirlerde istemedikleri tahrikler olduğunu söyledi.
“YENİ KAMPLARDA OLUŞTURABİLİRİZ, YER ARIYORUZ”
Şehirlerde yaşayanların imkanlarının tükenmesi nedeniyle dilencilik gibi görüntülerin ortaya çıkabildiğini belirten Atalay, bütün valilere genelge gönderdiklerini bildirerek, "Kamplarımızda halen boş yerimiz var. Dilencilik gibi görüntülere meydan vermeyin. Bunlara oradaki sivil toplum kuruşları yardım yapabilir. Ama kampa gönderecekseniz, kamplarda boş yerimiz var. Yeni kamplarda oluşturabiliriz, yer arıyoruz. Şehir içlerinde o tür görüntüleri biz de arzu etmiyoruz, Suriyeli kardeşlerimiz için. Bütün bu çalışmalarda dışarıdan ne kadar yardım geldi? Şu ana kadar bize gerek BM kuruluşlarından, çoğu oradandır, Avrupa ülkeleri vesaire 225 milyon dolardır şu ana kadar gelen, dışarıdan katkı olarak. İçerideki kamplara, sıfır nokta yardımımız da orada da bizim harcamamız yaklaşık 603 milyon Türk lirasıdır” diye konuştu.
