Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun elmas ve pırlantada verginin kaldırıldığı açıklamalarına ilişkin, "Çarpıtma ve yalan bakın meydanlarda benim için diyor ki, ’Elmasta vergiyi sıfırladı’ diyor. Vergiyi sıfırladı diyor, ben de diyor mazotu sıfırlayacağım. Milletin gözünün içine baka baka yalan atıyor. Çünkü elmasta, mücevherde yüzde 18 KDV var" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TGRT Haber televizyonunda İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Türkiye ekonomisini değerlendiren Şimşek, "Ben şahsen Türkiye’ye ilişkin bu tarz değerlendirmelerin Avrupa’daki krizden bağımsız, Ortadoğu’daki kaostan bağımsız yapıldığı, dolayısıyla o anlamda çok haklı eleştiri olmadığı kanısındayım. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu niye söyledi? Bu parlamenter sistemde zaman zaman tıkanıkların olabileceğini ve bundan dolayı da Başkanlık sisteminin aslında bu patinajları engelleyeceğini ifade ettiler. Buna ben katılıyor. Niye, çünkü Başkanlık sisteminde 5 yılda bir seçim olur. Vatandaşlarımız bir Cumhurbaşkanı seçerler, yüzde 50 veya daha fazla, ondan sonra o devlet başkanı kendi hükümetini kurar. 5 yıl boyunca icraat yapar ve Türkiye o anlamda yönetimde istikrarı sağlar. O anlamda katılıyoruz. Hiç tereddüdümüz yok. Gelelim son yılların performansının değerlendirilmesine. Son yıllarda Türkiye’nin en büyük pazarı kim? Avrupa. Avrupa 6 yıldır yerinde sayıyor. 2007 yılı sonunda Avrupa ekonomisi 100 Euro’ysa bugün 98 Euro’dur. Avrupa 2007 sonunda 100 Euro’luk bir ekonomiye sahipse 2014’te hala 98. Bu bizim en büyük ticaret ortağımız. Bizim en büyük ikinci ticaret ortağımız. Bu faktörleri dikkate almamız lazım ama şunu unutuyor milletimiz. Türkiye düşük orta gelir ülke grubundaydı, 3 bin 400 dolar civarında kişi başına milli gelirimiz vardı 2002’de. Avrupa’nın son 6 yıldır borç krizine rağmen Türkiye bunu 10 bin 400 dolara çıkardı. Dünya Bankası’nın tanımına göre 12 bin 700. Türkiye’nin yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmek ramak kalmış. Dünya Bankası’nın tanımına göre, yüksek gelirli ülkeler grubu 12 bin 700 civarında başlıyor. Türkiye, bizim öngörümüz 2017-2018’de yüksek gelirli ülkeler grubuna girmemiz. Türkiye’nin reform programını uygulaması halinde hızla büyüyeceğini ve dolara karşı liranın orta vadede değerleneceğini düşünüyoruz" dedi.
SELİN SAYEK BÖKE’NİN AÇIKLAMASI
CHP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’nin ’bütçe dışı fonlar var’ açıklamasını değerlendiren Şimşek, "Doğru ana muhalefet bu dönemde tam bir hayal kırıklığı içinde. İddialı vaatlerde bulunursunuz ama yani bunlar tam bir çarpıtma ustasına dönüştüler. Açık açık milletin gözünün içine bakarak yalanlar atılıyor. Vatandaş buna itibar etmeyecek ama ortada kaynak yok. Ortada bugüne kadar somut bir kaynak yok” dedi.
"BÜTÇE DIŞINDA 4 TANE FON VAR"
Bütçe dışında 4 tane fon olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Bu fonlardan bir tanesi sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonu. Bu, fakir fukaraya devletin rahmetli Özal döneminde kurgulanan fon. Bu fonda bir kuruş para yok. Bir kuruş fazlası yok. Şimdi CHP fakir fukaranın fonundan alıp nereye aktaracak. Bizim dullara yaptığımız yardımı, fakirlere yaptığımız yardımımı kesecek? İkinci fon, savunma sanayi fonudur. Burada da CHP kurmayları açık açık söylesinler, Türk milli savunmasının güçlendirilmesi, modernleşmesi için gerekli olan kaynağı mı el koyacaklar, alıp dağıtacaklar mı? Onu söylesinler. Bu fonun tamamı Türkiye’nin milli savunma projelerine bağlanmış. Bizim kendi tankımızı üreteceğimiz, kendi tankımızı, kendi savaş helikopterimizi üreteceğiz. Bunlar uzun yıllar süren projeler. Bunların hepsi tahsisli. Gelecek 10-20 yılda bu projelerin hayata geçmesi için gerekli olan kaynaktır. Üçüncü fon tanıtım fonudur. Türkiye’nin tanıtım fonunda yıllık 100-200 milyon lira. Yıllık bütçe 68-70 milyonla başlar biz ilave kaynak verirsek 150-200 milyona varır. Onların vaatlerinin yanında çerez. Dördüncü fon özelleştirme fonu. Ben orada hiç para tutmuyorum, hazineye aktarıyorum. Şu anda özelleştirme fonunda para yok. Bir anamuhafeletin önde gelen bir ismi çıkıp kaynak bu demesi ya bu konulara hiç vakıf değiller, ya gerçekten burada bir bilmemezlik var ya da kötü niyet var. Milletin gözünün içine baka baka doğruyu söylememek var. Çarpıtma ustası dedim. Meydanlarda dikkatimi çekiyor, diyor ki Maliye Bakanı şu kadar para alıyormuş ama benim asgari ücretime vereceğim bin 500 lirayı fazla buluyor, zulüm diyor buna diyor. Geçenlerde bana bu konuyu sordular eğer siz ticari gerçekliklerle dünyanın gerçeklerinden bağımsız bir şekilde işçilik maliyetlerini artırırsanız işverenin iki seçeneği var, ya kayıt dışı çalıştırmak. Bir işçinin kayıt dışı çalıştırılması kadar büyük bir zulüm yoktur, ben bunu söyledim. Ama siz ücretleri hesapsız bir şekilde artırırsanız kayıtdışılığı artırırsınız bu zulüm getirir dedim. İkincisi de işten çıkartılma bu da işsizin zaten ücreti yok. Bu da zulümdür. İşçiyi işten çıkartmak, işçiyi kayıt dışı çalıştırmak zulümdür dedim. CHP’nin içi boş vaatleri işveren üzerinden. Dünya gerçeklerine dikkat etmemiz lazım. Çin’de Hindistan’da asgari ücret 100-200 dolar olacak siz burada hesapsız bir şekilde maliyetleri 700-800 dolara çıkartıp aynı ürünleri üretirseniz rekabet edebilir misiniz? Ben bunu kastettim. Bizim vizyonumuz Türkiye’yi yoğun üreten ülke haline getirmek. Asgari ücret bugünün birkaç katı olabilir ama o zaman gerçeklerle bağdaşır" diye konuştu.
Türkiye’nin kendi uydusunu ürettiğini ve bir uydunun kilogramının 200 bin dolar olduğunu anlatan Şimşek, Türkiye’nin ihracatının ortalama kilo değerinin 1 dolar 60 cent olduğunu kaydetti.
"MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN ATIYOR"
Kayıt dışılığa değinen Şimşek, "Bu o kadar komik ki. Siz kayıt dışılığı artıracak adımlar atacaksınız. İçi boş vaatlerle, işverenin kesesinden. CHP çıkıp dese ki ya biz şu vergileri artıracağız buradan elde ettiğimiz gelirlerle işçimize ilave para vereceğiz. O zaman deriz ki bu bir tercihtir. O zaman biz hakikaten saygı duyardık. Ben ideolojik bir perspektifle bakmıyorum. Çarpıtma ve yalan bakın meydanlarda benim için diyor ki, ’Elmasta vergiyi sıfırladı’ diyor. Vergiyi sıfırladı diyor, ben de diyor mazotu sıfırlayacağım. Milletin gözünün içine baka baka yalan atıyor. Çünkü elmasta, mücevherde yüzde 18 KDV var. Bütün dünya uygulamasında, ÖTV iyi işlemiyordu yüzde 18 KDV getirdik. ÖTV’yi KDV’yle değiştirdik. Bugün gitsin, herhangi bir kuyumcuyu yüzük alsın, takı alsın onda yüzde 18 KDV var. Yüzde 18 Türkiye’deki en yüksek KDV oranı. Bunda vergiyi sıfırladınız demek kadar büyük bir haksızlık olabilir mi? Meydanlarda bunu her gün söylüyor. Dün değil öbür gün, Mücevher İhracatçılar Birliği Başkanı çıktı, bu külliyen yalan dedi. Mücevherde yüzde 18 KDV var dedi. Burada istisna var, toptan borsadaki taşta istisna var. Herhangi bir vatandaş bir değerli taş alırsa yüzde 18 KDV ödüyor fakat bunun borsadaki işleminde yok. Muhtemelen o parantezi kastediyor. KDV’yi nihai tüketiciden alıyoruz. Neyi kastettiğini ona sormak lazım. Ben bu çarpıtmaları, safsataları tartışmaktan bıktım. Milletimiz itibar etmiyor. Biz hep söyledik, biz milleti kandırmayacağız. Bu popülizm yarışında yokuz. 1990’lı yılların siyasi yarışma tarzında bir yokuz. Bu millet CHP döneminde geçmiş koalisyonlarda döneminde gaz kuyruğunu, yağ kuyruğunu gördü. Ben öğrenci olarak bu kuyruklarda çok kaldım. Hastane kuyruklarını gördüm. Şimdi dünya gerçekleriyle bağdaşmayan vaatlerde bulunursanız Türkiye’yi o günlere taşırsınız" ifadelerini kullandı.
"KAYITDIŞILIĞI BEN NASRETTİN HOCA FIKRASINA BENZETİYORUM"
"Cari açığın artması durumunda muhalefet bunu finansa edecek dövizi nereden bulacak?" diye soran Şimşek, "Onların iktidara gelme gibi kaygıları yok. Her şey olur ama onun sonucunda Türkiye krize gider mi, girer mi? Kaynağını ortaya koysunlar. Kayıt dışılıkla biz zaten 10 yıldır mücadele ediyoruz ve büyük başarı sağladık, mücadele ediyoruz. Kayıt dışı sıfır olan ülke yok. En düşük ülke yüzde 8 civarı. Bu aslında Nasrettin Hoca’nın fıkrasına benziyor. Ana muhalefetin kaynak meselesi, bol keseden attılar, kuru kuru vaatler. Biz kaynağı sorunca tutuştular. Bütçe dışı fon yok. Kayıt dışılığı sıfırlayamaz ama azaltabilirler. Kayıt dışılığı ben Nasrettin Hoca’nın fıkrasına benzetiyorum" diyerek fıkrayı anlattı.
Şimşek, bu sene bütçe açığının 21 milyar lira olacağını ve bu yüksek vergilere rağmen bütçede açık olduğunu söyledi. Şimşek, muhalefetin bütçe açığını on kat artıracak vaatte bulunduğuna dikkati çekti.
’ARAÇ SALTANATI VAR’ ELEŞTİRİLERİ
’Araç saltanatı var’ eleştirilerine cevap veren Şimşek, "Bunları vaatleri biz hesapladık. Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye, Hazine oturduk bütün vaatleri hesapladık en az 150 milyar, muhtemelen de 200 milyar TL ilave vaat var. Şu anda da bütçe açığı var. Kamunun yıllık bütün bina kira giderleri yurtlar dahil olmak üzere, öğrenci yurdu, paralelle mücadele nedeniyle bina kiraladık yurda dönüştürüyoruz. Bu yurtlar kirası dahil olmak üzere 453 milyon liradır. Yani bütçenin binde biri değil. Bütçenin binde biri bunların taahhütlerinin çerezi bile değil. Bu, bir kaynak olamaz. Biz de bunu kontrol altında tutmak için her türlü adımı atıyoruz. Araç saltanatı dedikleri yılın tamamı için bütçeden araçların bakımı, onarımı, yakıt gideri, kiralama, satın alma bedeli 3.3 milyar lira. Yani 473 milyar liralık bütçenin içinde binde 7. Türkiye’de ambulans hastayı taşımayacak mı? Polis devriye gezmeyecek mi? DSİ’nin kamyonları çalışmayacak mı? Ya bu nasıl bir mantık? Araç saltanatından kastettikleri 100 milyon lirayı tutmaz. 3.3 milyar liranın içinde ambulanslar, askeri araçlar var. Bu kaynak falan bunların tamamen safsata. Dürüst bir şekilde çıksınlar, hangi kaynak var? Nasıl finanse edecekler? Bütçe açığını artıracağız derlerse, halkta bilir 1990’lı yıllarda ne oldu. Yunanistan’ın bugünkü halinden daha kötüydü. 2002 yılında AK Parti iktidara geldiği yıl, Türkiye emekçisinden çiftçisinden esnafından fabrikalarından tüketiciden bugünkü 78 milyondan 100 lira vergi topluyordu 86 lirasını devletin iç ve dış borç faizine ödüyordu" diye konuştu.
"BU VAATLER ÜLKEYE KRİZ GETİRİR"
Muhalefetin seçim vaatlerine ilişkin Şimşek, "(CHP’nin vaatleri) Türkiye hızlı bir şekilde büyük bütçe açığı ve büyük cari açık ile karşı karşıya gelecek. Dünyanın yatırımcıların ikiz açığa hiç tahammülü yok. İkiz açık demek, hem cari açık ham bütçe açığı aynı anda olursa, Türkiye krize girmişti. 1990’lı yılların tamamında bunu görürsünüz. Türkiye’de ne zaman ikiz açık olursa, kriz olmuştur. Bunlar krizde çok ustalaşmışlardır. SSK, 1990 yılında açık yoktu, fazla vardı. Sayın Demirel geldi emeklilik yaşını kaldırdı, ondan sonra 38 yaşında milletin emekli olmasının önünü açtı. SSK’nın da Genel Müdürü ana muhalefetin lideriydi, SSK çok hızlı bir şekilde Türkiye’nin en büyük kara deliğine dönüştü. Ben size basit bir şey söyleyeyim, emeklilerimizi kandırıyor. Bugün eğer 1991 yılında o popülist vaatte bulunulmasaydı, o popülist vaat sonucu insanları 38 yaşına emekli etmeselerdi, o dönemde, ama o hükümetin içinde CHP de var. SHP, DYP koalisyonuydu. Bu koalisyon SSK’yı büyük bir kara deliğe dönüştürmeseydi bu sene biz emeklilerimize 160 milyara yakın, 158 milyara yakın para ödeyeceğiz. Bu maaşı SGK prim yetmediği için biz SGK’ya 80 milyar lira aktarıyoruz. Bugün Türkiye’de emekli yaşı dünyadaki gibi olsaydı, popülizm yapılmasıydı, bugün emekli sayımız 11 milyon yerine 6 milyon olurdu. Emeklimize bugünkü maaşının iki katını zaten verirdik. Sayın Demirel’in 1991 yılında popülizm sonucu emekli yaşını 38’e indirmesidir. Bu o dönemde Genel Müdür, Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Sayın Kılıçdaroğlu popülizmi çok iyi biliyor, ben o kadar mahir değilim. Bu tartışmayı da hiç sevmiyorum" diye konuştu.
Muhalefetin seçim vaatlerini değerlendiren Şimşek, "Bu vaatlerin konuşulacak tarafı yok, çünkü bu vaatlerin iççi boş. Rekabetin vizyon üzerine olması lazım. Kaynağı olmayan vaatler milleti kandırmaya yöneliktir" dedi.
Güncelleme Tarihi: 01 Mayıs 2015, 21:43