Hastalığın daha ağır seyrettiği durumlarda ise yeme ve içmede zorlanma, konuşmada bozukluk, aşırı sese duyarlı olma, gözyaşında ve tükürük salgısında belirgin derecede artış görülmektedir. Klimadan çıkan soğuk hava, kulağın arkasındaki kemiğin içinde ödem ve iltihaplanmaya neden olabilir. Bu duruma ‘bell paralizisi’ adı verilir. Şiddetli kulak ağrısı da yüz felcinin habercisi olabildiği için yüz felcinden korunmada yalnızca yüz bölgesinin değil, kulak arkasındaki kemiğin de korunması riski azaltacaktır. Yüz felci, birkaç saat veya gün içerisinde maksimum seviyeye ulaşır. Hastalığın başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi için ilk 24 saat çok önemlidir. Bu nedenle yüz felci belirtileri yaşayan bir kişi vakit kaybetmeden kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır. Yüz felcinin erken dönemde kontrol altına alınabilmesinde, steroid (kortizon) tedavisi önemli bir yer tutar. Yüz kasları için yapılan masaj ve egzersizler de tedavi başarısını artıran faktörlerdir. Yüz felci tekrar edebilir. Hastalığın yeniden ortaya çıktığı durumlarda buna neden olabilen bir hastalık veya risk faktörünün varlığı araştırılmalıdır” dedi.
Op. Dr. Koç, soğuk havanın yüz ve kulak ile direkt temas etmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Yüz bölgesi, direkt olarak havayla temas ettiğinden dışarıdan gelen herhangi bir müdahaleye karşı daha hassastır. Klimaların; ev, işyeri ve araçlarda dikkatli kullanılması çok önemlidir. Soğuk hava, yüze ve kulak bölgesine direkt olarak üflememeli, klimaların farklı bir yönde çalışarak ortamı soğutması sağlanmalıdır. Klimanın yanı sıra araçta cam açıkken seyahat etmek de sakıncalıdır. Yolculuk sırasında araçların camı uzun süre açık bırakılmamalı, klima açıldığında da yüz bölgesi ile direkt teması önlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 29 Temmuz 2015, 09:58