Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek, hakkındaki iddialara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Adliye çıkışında açıklama yapan Öz, hakkındaki “kaçtı” iddialarına tepki gösterdi. Öz, “Kaçtı göçtü, gidiyor tarzında iddialar var alçakça. Bu iddialara karşı biz buradayız, her zaman da burada olacağız. Bu memleket için, bu devlet için her zaman en iyisini yapmaya gayret ediyoruz, bundan sonra da şüpheniz olmasın. Hakkımızda iddiaları atanlara karşı da ilerde tarafımıza yapılan hukuk dışı baskılar ve gayri resmi taleplerle alakalı da ilgili mercilere bilgi ve belgelerimizi ibraz edeceğiz. Bu konuda hiç şüpheniz olmasın. Hakim, savcılarla alakalı söylenen sözler vardı. Bunların hukuki bir alt yapısı yoktu. Hakim ve savcılarla ilgili soruşturmaların nasıl yapılacağı bellidir. Ama hukuk dışına çıkıp bu kanunları ihlal etmeye cesaret edenler olursa biz yine buradayız. Ben yine kaçmıyoruz” dedi.
"KAHRAMAN POLİSLER..."
“Kahraman polisler kaçmadığı gibi, bu polislerin de bugüne kadar yapılan soruşturmalarda hukuk dışı işlemlere maruz kaldığını hepimiz gördük” diyen Öz, polisler hakkında yapılan işlemlerin CMK’da ve TCK’da hiçbir karşılığı olmadığını savundu. Savcı Zekeriya Öz, “Görevleriyle alakalı yaptıkları suçta da artı tutuklama kapsamında görülecek suçlar bile değil. Ama bunlar nasıl yapılıyorsa bu şekilde yapılıyor. Anayasaya aykırılıklar var. Biz şu anda hakkımızda sağda solda konuşan, medyada, meydanlarda konuşan devlet ve yürütme erkiyle alakalı suç duyurusunda bulunduk. Bununla alakalı deliller de ibraz ettim. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Kimse hakim ve savcıları baskı altına alamaz” diye konuştu.
O TWEET SORULDU
Öz, bir basın mensubunun “Başbakan’ın ölümle tehdit edildiği tweetleri siz mi attınız?” şeklindeki sorusuna ise, “Öyle bir tweet atılmadı. Varsa öyle bir tweet koyun” yanıtını verdi. Savcı Öz, basın mensuplarının diğer sorularını ise yanıtsız bırakarak, oğlunun kullandığı araçla adliyeden ayrıldı.
KİMLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU?
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelen Zekeriya Öz, Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında suç duyurusunda bulundu.
Savcı Öz, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamanın dışında bir de yazılı açıklama yaptı. Avukat İsmail Yanar tarafından gazetecilere dağıtılan yazılı açıklamanın ilk bölümünde, “17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra yürütme organının üyelerinin söylemleri ve eylemleri ile aynı doğrultuda hareket eden ve bu bağlamda yolsuzlukların soruşturulmasının önüne geçilmesi ve kapatılması için cansiperane bir gayet içinde olan yazılı ve görsel medyanın bir kısmının şahsımı doğrudan hedef alan ve basın özgürlüğü sınırları içinde değerlendirilmesi mümkün olmayan saldırılarla aynı merkezden idare edildiği izlenimini verecek şekilde yürütme organının her seviyedeki üyeleri tarafından yolsuzluk operasyonunda görev alan emniyet görevlilerine yönelik yapılan ve benzersiz bir hukuk katliamı olarak tarihte şimdiden yerini alan 22 Temmuz operasyonundan önce medyada operasyon yapılacağını yönelik yargı bağımsızlığını ayaklar altına alacak ve yargının tamamen yürütmenin emrinde hareket ettiği kanaatini doğuran açıklamaları ve emniyet görevlilerine yönelik yapılan operasyondan sonra hakim ve savcılara yönelik uluslararası belgeler ile anayasamızın ve 2082 sayılı kanun başta olmak üzere yürürlükte bulunan mevzuatımızdan haberdar olunmadığı açık olan beyanları üzerine adına görev yaptığım milletimin doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunluluğu doğmuştur” ifadelerine yer verildi.
“HUKUK DIŞI TALEPLERE DE HER ZAMAN DİK DURDUM”
Soruşturmada görev almış hakim ve savcıların iftira boyutuna ulaşan gerçek dışı iddialarla hedef haline getirildiğini savunan Öz, açıklamasında şöyle dedi:
“Yakın tarihte kamuoyu tarafından da yakından takip edilen ve ülkemizdeki demokrasinin üzerindeki her türlü vesayetin sona erdirilmesine katkıları insaf sahibi herkes tarafından bilinen soruşturmalarda görev almış cumhuriyet savcıları ile gerek soruşturma aşamasındaki mahkeme kararlarına imza atan, gerekse bu dosyaların kovuşturma aşamasında yargılamayı yürüten hakimler iftira boyutuna ulaşan gerçek dışı iddialar ile belirli kesimlerin hedefi haline getirilmektedir. Medya destekli bu saldırıların amacının yolsuzluk soruşturmalarını gündem değiştirerek unutturmak ve işini yasalara uygun biçimde yapmaya çalışan yargı mensupları aleyhine olumsuz algı oluşturmaktadır. Bu saldırılar ile anayasamızda yasama ve yargı ile birlikte devletin üç temel erkinden birisi olan yürütme organı tarafından anayasal kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı biçimde yargı erki mensupları üzerinde baskı oluşturulmaktadır. Öncelikle görevimi kanunların verdiği yetkiye ve hukuka uygun olarak yerine getirdiğimi belirtmek isterim. Aynı soruşturma kapsamında dosyalarında birlikte görev almak ya da aynı adliyede çalışmak vesilesi ile tanıdığım şu anda benimle aynı saldırılara maruz kalan hakim ve savcıların da hukuk dışına çıkmadan görevlerini fedakarca yerine getirme çabası içinde olduklarına yakinen şahidim. Görevimi yerine getirirken yasaların verdiği yetkiler dışında hiçbir yetki kullanmadım ve kimseden emir ve talimat almadım. Hukuk dışı taleplere de her zaman dik durdum.”
6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda hakim ve savcılar hakkında soruşturmaların nasıl yapılacağının ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğini belirten Öz, “Buna rağmen yürütme organının bazı mensupları ile algı oluşturmaya çalışan bir kısım medya kuruluşları tarafından hakim ve savcılara yönelik operasyon yapılacağından bahsedilerek bağımsız yargı mensupları korkutulmaya ve sindirilmeye çalışılmaktadır. Bununla birlikte tüm baskılara rağmen yargı mensuplarının korkmadan çekinmeden hukukun yanında yer alacağına dair inancımı koruduğumu belirtmek istiyorum” dedi.
“BUGÜNE KADAR BİRÇOK TEHDİT ALDIM”
Savcı ÖZ, yaşanılan bu süreçte başta yürütme organı mensupları olmak üzere herkesin yargıya olan güveninin korunması için hassasiyet göstermesi gerektiğinin altını çizerek, “Yıpratılmış ve baskılarla sindirilmiş bir yargının demokratik bir hukuk devletinde olmaması gerektiği herkesin malumudur. Yürüttüğüm soruşturmalardan dolayı bugüne kadar birçok tehdit aldım. Bu tehditlere aldırmadan ve korkmadan millet adına yürüttüğüm mesleğimi yürütme organının bir kısım üyeleri ile onların eylem ve söylemleri ile aynı doğrultuda yayın yapan medya mensuplarının saldırıları sonrasında korkmadan yürütmeye devam edeceğimin bilinmesini istiyorum. Uluslararası standartlara ulaşmış demokratik bir hukuk devletine bir an evvel ulaşılması ve hangi kesimden olursa olsun yaşanan insan hakları ihlallerinin en kısa sürede sona ermesi temennisi ile kamuoyuna saygı ile duyurulur” açıklamasında bulundu.
Güncelleme Tarihi: 06 Ağustos 2014, 17:57