“ALTI AY SONRA MENAPOZDAN ÇIKTIM”
Hastalığının teşhisi konulduğunda yeni evli olduğunu belirten Güran, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı: “Balayından yeni dönmüştük. Boynumda beze çıkmıştı. Bezeyi aldırdık patoloji sonuçları maalesef kötü çıktı. Sonraki süreçte de Selahattin Hoca ile tanıştık. Üç kür kemoterapi aldım. Kendisi bana kızı gibi baktı. Biraz zor bir süreçti ama eşimin, ailemin ve eşimin ailesinin desteği ile bu süreci atlattık. Kemoterapi görüp menopoza giren bayanlar çok var ama benim doktorum bunun önlemini aldı. Bana bir iğne vurdu ve altı ay bilinçli olarak beni menopoza soktu. Bebek sahibi olmamızı riske atmadı. Altı ay sonra tekrar menopozdan çıktım. Tedaviden dört yıl sonra bebeğimize kavuştuk. Bebeğimi önce Allah’a sonra Selahattin Hoca’ya borçluyum. Kontrollerim devam ediyor. Sağlıklıyım. Hastalığımın nüks oranı da düşük.”
“BEBEK SAHİBİ OLAMAMAKTAN ÇOK KORKMUŞTUM”
Kanser olduğunu öğrenince yıkıldığını ve çok korktuğunu söyleyen Güran sözlerini şöyle sürdürdü: “En büyük korkum eşimi bırakıp gitmekti. Bebek sahibi olamamaktan da çok korkmuştum ama doktorunuz iyiyse ve aileniz size destekse hastalığı yenebilirsiniz. Allah da bebek sahibi olmamı nasip etti. Süreç sıkıntılıydı kemoterapi sırasında saçlarım döküldü. 44 kiloya kadar düştüm. Allah kimseye göstermesin ama umut bitmiyor. Hayata dört elle sarıldığınız sürece umut ediyorsanız hastalıktan kurtulabiliyorsunuz.”
“40 YAŞININ ÜSTÜNDEKİ HASTALARDA ADETLER GERİ GELMEYEBİLİYOR”
Civan Güran’ın doktoru Prof. Dr. Selahattin Sanal da kemoterapi alan kadınlarda mutlaka adet aksaklığı veya bazen de adet kesilmelerinin gelişebildiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Hastanın yaşı 30’dan genç ise adetlerin geri gelmesi mümkün olabiliyor ama 40 yaşının üstünde olan hastalarda adetler büyük ihtimalle geri gelmeyebiliyor. Civan Hanım’da özel bir durum vardı. O zaman daha 30 yaşından gençti. Bir tedavi uyguladık. O tedavinin sayesinde mi yoksa kendisi genç bir bayan olduğu için mi bilemiyorum ama adetleri tekrar normale döndü ve çocuk sahibi oldu. Adetlerin geri gelmemesi durumunda çocuk sahibi olması mümkün değildi.”
“HASTANIN HASTALIĞINI DUYMASI LAZIM”
Civan Güran’ın tedavi süresi boyunca çok cesaretli ve azimli olduğunu dile getiren Güran onkoloji doktorları olarak hastaların doktorları ile tam bir iletişim içerisinde olmaları, hastalıkları hakkında bilgi alıp daha bilinçli bir şekilde yola koyulmalarını görmek istediklerini söyledi. Civan Güran’ın bunu çok başarılı bir şekilde yaptığını kaydeden Sanal şöyle konuştu: “Radyoterapi alması tamamen kendi ısrarı ve araştırması ile ortaya çıktı. Aslında hastadan daha çok doktorlara tavsiye edilecek çok şey var. Hastalara kafi miktarda zaman verip hastaların hastalıkları konusunda hastayı eğitmeleri gerekir. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de bir zayıflık, bir zafiyet var. Maalesef hastaları yeterince bilgilendirmiyorlar. Ailelerinde rolü olabiliyor. Bir çok aile ‘Hasta duymasın morali bozulur’ diyor ama öyle olmuyor. Hastanın duyması lazım. Hastanın bizzat tedavi planlamasında olması gerekiyor ki başarılı olalım.”
“HASTALIĞIN GERİ GELMESİNİ BEKLEMİYORUZ”
Kemoterapi almanın kolay bir şey olmadığını, hastanın vücuduna bir takım değişik maddelerin doğrudan damar yoluyla verildiğini hatırlatan Sanal şöyle devam etti: “Genç hastamız bunu büyük bir cesaretle kabul etti. Hastalık hakkında kendisi tam olarak bilgilendirildi. Doktor ve hasta arasında sağlam ve güven dolu bir ilişki ortaya çıktı. Kemoterapiden sonra radyoterapi tedavisi aldı. Şuanda beş yıl geçmiş durumda ve hastalığın büyük bir ihtimalle geri gelmesini beklemiyoruz.”
GEBELİK RİSKİ ARTIRMIYOR
Çocuk sahibi olmanın kanser riskini artırdığı yönündeki görüşler hakkında da açıklamada bulunan sanal sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle meme kanseri konusunda böyle bir endişe vardı. ‘Gebelik meme kanseri riskini artırır mı?’, ‘Meme kanseri olmuş kişilerde hastalığın nüksünü ortaya çıkarır mı?’ diye endişe vardı ama bu bilimsel olarak gösterilmiştir ki böyle bir şey yok. Maalesef Türkiye’de yanlış bir anlayış var bazı hekimler arasında. Bilhassa meme kanserlerinde adetlerin geri gelmesi pek olumlu karşılanmıyor ve hastalara daha başka tedaviler hatta cerrahi tedaviler öneriliyor ki yanlış bir şey. Genç bayanlarda adetlerin geri gelmiş olması onların sağlıkları açısından olumlu bir olay. Bunun da kanser nüksü ile hiçbir ilgisi olduğunu zannetmiyorum.”
“HER TÜRLÜ FEDAKARLIĞI YAPTIK”
Tedavi süresince eşine en büyük desteği veren Civan Güran’ın eşi Mustafa Güran ise şöyle konuştu: “İlk duyduğumda başımdan kaynar sular döküldü ama eşime hissettirmemeye çalıştım. Gribe yakalanmış gibi davrandım. Nişanlı olduğumuz dönemdeki mutluluğumuzu devam ettirmeye çalıştım, yanından ayrılmadım. Tedavi süresince saçının dökülmesini, zayıflamasını hiç ona yansıtmadım. Zor şeyler yaşadık birlikte aşmak için her türlü fedakarlığı yaptık. Çocuk sahibi olamayacağız diye aklımızdan geçmedi değil ama Selahattin Hocamızın aldığı önlemler sayesinde çocuk sahibiyiz.”