Konuya ilişkin Cumhuriyet Başsavcısı ve hem de soruşturma savcısıyla görüşüp kapsamlı bir değerlendirme yaptıklarını belirten Epözdemir “Olayın gelişimi şöyle oluyor; kamera kayıtları çalışıyor. Başsavcı bizzat Adli Tıp uzmanı götürmüş olay yerine ve kendisi de öğle saatlerine kadar nezaret etmiş bütün bu sürece. Üç defa çamaşır ipiyle dolamak suretiyle, iki defada sıkmak suretiyle intiharın vuku bulduğu ilk izlenimlerin bu yönde olduğu açıkça beyan edildi. Adli ve idari sürecin devam ettiğine dair beyanlar var. Çamaşır ipi ne yazık ki cezaevlerinin kantinlerinde satılan mahkûmların kıyafetlerini yıkadıktan sonra asmak kurutmak üzere satılan olağan bir uygulama. Başka bir ip olsaydı hukuken ve fiilen kabul edilemezdi ama çamaşır ipine yazık ki cezaevlerinde sıkça kullanılan bir enstrüman. Olay yeri incelemesi 6 saat sürmüş, tırnaklar ve DNA incelemesine kadar hepsi savcılık makamı tarafından yapılmış tamamı görüntülerle kayıt altına alınmış. O görüntü kayıtlarında bu olayın bir intihar girişimi olduğu ve yükümlü Cem Garipoğlu’nun kendisini intihar etmek suretiyle olayın vuku bulduğu çok açık ve tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık” diye konuştu.
Karabulut ailesinin talebi üzerine başvuru yaptıklarını belirten Avukat Rezan Epözdemir “Sosyal medyada, yazılı görsel basında sanki bir kaçırılma hadisesi olduğu intibası uyandığı için ve bu algıda bizim müvekkillerimizde ‘acaba’ sorusunu gündeme getirdiği için kendilerinin talebi üzerine talebimizi yaptık. Görüntü ve kayıtların talebimize verilmesi, bu talep kabul görmezse başsavcılık nezaretinde inceleme yapmamıza müsaade edilmesine yönelik talep sunduk. Ayrı bir dosyaya bu kaydedildi. Başsavcı bunu değerlendireceğini söyledi. Bu talebimizin kabul edilmesi pek olağan görünmüyor. Çünkü biz bu dosyanın tarafı değiliz. İntihar eden kişi bizim müvekkilimiz değil dolayısıyla çok olası görünmüyor. Ailenin talebi, kamu vicdanını rahatlaması, maddi gerçeğin ortaya çıkması, adaletin tecellisi için böyle bir başvuru yaptık. Sosyal yazılı ve görsel medyada ortaya atılan senaryonun vuku bulmasını hayatın olağan akışına mantık ve fizik kurallarına uygun bulmuyorum. Bunun mümkün olmadığını daha öncede belirtmiştim. Bugün buradan çıkarken bir defa daha teyit edilmiş oldu ve emin olmuş olduk" dedi.
Epözdemir, 6 saat süren olay yeri incelemesinin kameralar ve fotoğraf makineleriyle kayıt altına alındığını söyledi. “Karabulut ailesi bu konuyla ilgili ne düşünüyor?” sorusu üzerine ise Epözdemir, “Adli Tıp’ta yargıdaki ihmaller nedeniyle ve sosyal medyadaki şayia nedeniyle kafalarında çok ciddi soru işareti vardı. Onların talebi üzerine biz geldik” diye karşılık verdi.
Bir basın mensubunun, “Cinayete ilişkin bir şüphe var mı?” sorusu üzerine ise Epödemir, “Cinayete ilişkin bir şüphe yok. Çünkü giriş çıkış kayıtlarında hiç kimse girmemiş. Zaten üç kişilik hücrede tek başına kalıyor. Giriş çıkışlardaki bütün kamera kayıtları da çalışıyor” dedi.
Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2014, 19:53