Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Seydikemer Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen geceye katıldı. Arif Sümbül, Ümran Özdemir ve Ümmet Çelik gibi sanatçıların türküleriyle coşku kattığı programda katılımcılar gecenin geç saatlerine kadar eğlendi. AK Parti İl Başkanı Nihat Öztürk, Fethiye İlçe Başkanı Abdulkadir Sarıhan, Seydikemer İlçe Başkanı Fatih Doğru, Seydikemer Belediye Meclisi üyeleri, muhtarlar ile yüzlerce kişinin katıldığı programda çeşitli temaslarda bulunmak üzere Muğla’da bulunan Bakan Müezzinoğlu da, seçim yorgunluğunu atmak için buluşan gençleri yalnız bırakmadı.
Bakan Müezzinoğlu, Belediye Başkanı Yakup Otgöz ve teşkilatı tebrik ederek, seçimlerin kaybedildiği yerlerden ders çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı. 14 Ağustos 2001’de AK Parti’nin kuruluşunu ülke ve dünya kamuoyuna ilan eden Recep Tayyip Edoğan’ın 3 temel cümleyi söylediğini anımsatan Müezzinoğlu, "Birincisi ’AK Parti milletin partisi’ demişti. ’AK Parti milletin ortak değerlerinin temsilcisidir. AK Parti milletin ortak hayallerinin temsilcisidir’ demişti. İkincisi ise ’biz AK Parti’yi kurarken belirli güç odaklarına güvenerek kurmadık. Biz, bu partiyi kurarken sermaye ve medyaya güvenerek kurmadık. Biz, bu partiyi milletimize inanarak ve güvenerek kurduk. Bu ülke de artık millet ne derse o olacak’ demişti. Üçüncüsü ise ’Türkiye’de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak’ dedi. Bunlar daha önceden alıştıkları gibi, AK Parti’nin kurulduğu günden bugüne kadar hep Türkiye’de bazı şeylerin eskisi gibi olması için uğraş verdiler. Eskiden rahmetli Adnan Menderes’i ve arkadaşlarını idama götürmüşlerdi. Neden? Çünkü milletin temsilcileri oldukları için. Rahatsızlıkları Menderes ve arkadaşları değil, rahatsızlıkları milletin kendisiydi, milletin hayalleriydi, milletin hedefleriydi. Menderes ve arkadaşları milletin değerlerinin temsilciliğini yaptığı için idama götürülmüştü. O zamanlar, idam edilen milli iradeydi, bu milletin kaderiydi ve bu milletin geleceğiydi. O gün idamı yapanlar, onları idama götürenler de yine bazı savcılar ve hakimlerdi. Yüce mahkemelerdi o günkü adıyla. Ona alkış tutanlar da bugünkü alkış tutanlardı, ona destek verenlerde bugünkü destek verenlerdi. O gün Pensilvanya yoktu, bugün Pensilvanya da devreye girdi. Bu milletin kaderiyle 1960, 1970, 1980, 1990 ve 28 Şubat’ta da oynandı, 2000’li yıllardan sonra da oynanmak istendi” ifadelerini kullandı.
"UTANMADAN BAŞÖRTÜSÜNÜ BİZ ÇÖZDÜK DİYORLAR"
Başörtüsünün serbest kalması ile ilgili CHP’ye yüklenen Müezzinoğlu, "Niye kardeşim laikliğe karşı, bugün laikliğin savunuculuğunu yapanlar, ’başörtüsü sorununu biz çözdük’ deme edepsizliğini gösterenler, 411 milletvekilinin ’üniversiteye gitsin başörtülü çocuklarımız’ denildiğinde Anayasa Mahkemesi’ne götürdüler. Anayasa Mahkemesi’nden karar çıkarttılar ve onların kafasında başörtülü şuydu ya evinde kapalı kalmalı ya da hastanelerde veya otellerde hizmetçilik yapmalı. Başörtülü avukat olamaz, başörtülü mühendis olamaz, başörtülü meclis üyesi olamaz, başörtülü belediye başkanı olamaz, başörtülü milletvekili olamaz, ’atın bunları bu meclisten’ diyen iradeye karşı koyan bir Recep Tayyip Erdoğan vardı karşılarında. Şimdi utanmadan ’Başörtüsünü biz çözdük’ diyorlar. Ah sizi utanmazlar sizi, zannediyorlar ki bu millet saf, sanıyorlar ki o dağdaki beğenmedikleri çoban onlar gibi akılsız. En büyük akılsızlık nedir biliyor musunuz, karşındakini akılsız zannetmektir. Bunlar bu milleti hor görerek, bu milleti küçük görerek, bu milleti hakir görerek, bu milletin değerleriyle alay ederek, milleti kandıracaklarını zanneden akılsız iradelerdir ki bugün bu millete yine bedel ödetmek istediler" diye konuştu
"AMBULANS UÇAK VE HELİKOPTERLERİ RÜYANIZDA GÖREMEZDİNİZ"
Sağlık sektöründeki yenilikler üzerinden muhalefeti eleştiren Bakan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
“AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de 614 ambulans vardı. Bugün ise 1 yıllık süreçte bin 210 ambulans dağıtır duruma geldik. Eskiden hasta yakınları ambulans talep ettiğinde, ’Ambulansımızın yakıtı yok, doldurursanız geliriz’ deniliyordu bugün ise bir yılda bin 210 ambulans dağıtan bir Sağlık Bakanlığı var. Ey Kılıçdaroğlu, ey bu millete tuzak kuranlar, ey tezgah kuranlar, siz 10 yıl önce rüyanızda ambulans helikopter ve uçak neydi görebiliyor muydunuz. 1,5 ay önce Kazakistan’da bir TIR şoförümüz kaza yaptı. Olağanüstü bir durumu yoktu, basit kırıkları vardı. Orada tedavi olabilirdi. Aradı Sağlık Bakanlığı’nı ’ben ülkemde tedavi olmak istiyorum’ dedi. Ambulans uçağımız gitti, Kazakistan’dan TIR şoförümüzü aldı getirdi. Ey milliyetçi geçinen Bahçeli, büyük millet bu, büyük devlet bu. Milletinin başını dik tutan anlayış bu. Ama sizin böyle bir derdiniz olmadı ki siz milleti dert edinmediniz ki şimdi Türkiye, daha iyinin daha güzelin peşinde koşuyor. Şehir hastaneleriyle Türkiye yalnız 77 milyon insanına sağlık hizmeti sunan değil, yakın coğrafyasında 1 milyar nüfusa sağlık hizmeti sunacak. Bölgenin sağlık merkezi olan bir ülke hedefimiz var. Bundan Almanya, Fransa, İngiltere ve belirli güç odakları rahatsız. Milliyetçi geçinen Milliyetçi Hareket Partisi, ey halkçı geçinen Cumhuriyet Halk Partisi, siz neden rahatsızsınız? Neden, milletin kaderiyle oynuyorsunuz, neden milletin hukukuyla oynamak istiyorsunuz, neden sandığın hak ve hukukuyla oynamak istiyorsunuz."
Güncelleme Tarihi: 12 Nisan 2014, 10:56