Tuğrul Türkeş’in ‘Beni kimse partimden atamaz’ şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, “Hiç kimse hiçbir partinin kendisini yasalar üstünde görmemeli, tüzüğün üstünde görmemeli ve partinin üstünde görmemeli, o partiye gönül vermiş insanların üstünden görmemeli. Yasaya, tüzüğe yetersiz kalmış kişi disiplin kurulu gereği her türlü işlemle muhatap kılınabilir. Önümüzdeki günlerde sizde bunu yakından göreceksiniz” diye konuştu.
“O KONU BİZİM GÜNDEMİMİZDEN DÜŞMÜŞTÜR”
Bir gazetecinin Tuğrul Türkeş’in bu süreçte aday olması halinde kendisine nasıl bir yanıt vereceği sorusuna espriyle yanıt veren Bahçeli, “Siz çok ilgileniyorsunuz, Tuğrul Türkeş’in arkadaşı mısınız?” diye konuştu. Bahçeli’nin bu yanıtı salondakileri güldürdü. Daha sonra soruya yanıt veren Bahçeli, “O konu bizim gündemimizden düşmüştür. Tekrar tekrar soru sormakla bizi konuşturamazsınız” diye konuştu.
Tuğrul Türkeş’in son durumu itibariyle MHP’nin mevcut oy potansiyelini bölüp bölmeyeceği sorulan Bahçeli, “Bir dağa bir serçe konsa dağ ne kazanır, bir dağdan bir serçe kalksa dağ ne kaybeder” şeklinde yanıt verdi.
“BUNU MHP OLARAK DOĞRU BULMUYORUZ”
Koza-İpek grubuna yönelik yapılan operasyonlara ilişkin değerlendirmeleri sorulan Bahçeli, “Tabii basın ve medyaya aşırı bir derecede bugünkü siyasi iktidar tarafından baskı değil zulüm yapılmaktadır. Birçok basın mensubu arkadaşlarımız görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Yıllarını basın camiasına vermiş, toplumu aydınlatmak, gelişimini sağlamak, şuurlandırmak için yüksek tecrübe ve bilgiye sahip kişiler eğer Recep Tayyip Erdoğan paralelinde düşünmüyorsa patronlara baskı yapılmak suretiyle işlerine son verilmiştir. Şimdi bunun kötü bir örneğine daha şahit olmaktayız. Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yönden, üretim ekonomisi açısından da katma değer ve istihdam yaratan bir kuruluşunun bir bölümü medya ile meşgul olurken şimdi oraya baskı yapılarak her gün tedirgin edilmek suretiyle bir yol takip edilmektedir. Bunu MHP olarak doğru bulmuyoruz. Bu yolda tercih eden insanlardan ve bu uygulamaya sebep verenlerden eğer bir gün devlet yönetiminde söz sahibi olduğumuz vakit hepsinin hesabını soracağımızı buradan ilan ediyorum. Yani havuzun dışındakilere yapılan eziyet bir gün havuzun içerisinde devletin kudreti ve adaletiyle boğulup gitmesinler. Onlarda akıllarını başlarına alsınlar” diye yanıtladı.
“MHP’DE BİR HAYIR VER DEMEKTİR”
Bahçeli, ‘Partinize hayırcılar partisi olarak yapılan eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?’ şeklindeki soru üzerine, “MHP’nin kendi hedefleri ve amaçları doğrultusunda kullanamayanlar, MHP’ye yönelttikleri önerilerde karşılık bulunamayanlar hayırcı bir parti olarak MHP’yi suçlamaya kalkıyorlar. Birbirleri ile olan görüşmeleri sırasında çokta barışık olmayan insanların eğer MHP’yi hayırcı olarak değerlendiriyorsa MHP’de bir hayır ver demektir. MHP neye hayır diyor. Bir, erken seçime hayır diyor. Güvenliğin nasıl sağlanacağına dair herhangi bir tedbir görmediği için. MHP azınlık hükümetine hayır diyor. Geçmişte eksik kalan 18 milletvekilliğini başka yollarla temin ederek azınlık hükümeti kurmaya gayret gösterenlere hayır diyor. MHP temsil yönüyle geçici bir hükümetin kurulmasına hayır diyor. Ama MHP yine 4 şart ileri sürerek AK Parti veya başka bir partiyle koalisyon kurmada bu dört şartı esas alıyor ve bu 4 şartın yerine getirilmesi halinde koalisyon için taşın altına elini değil gövdesini koymayı düşünüyor. Bu dört şartımız da çok nettir. Biz Dolmabahçe Sarayında PKK’nın 10 maddesine evet diyenlere karşı milletimizin birliği, dirliği ve devamı için ortaya koyduğumuz 4 maddeye hayır diyenleri milletimize anlatacağız. Ve 4 maddeyle beraber MHP’nin hayırları milletimiz için inşallah 1 Kasım’da hayırlara vesile olacaktır” şeklinde konuştu.
“MHP SEÇİMLERE KATILMA KARARI VE ADAYLARINI BELİRLEMEYİ DE MERKEZ YOKLAMASI USUL VE KURALLARINA BAĞLI OLARAK YAPACAKTIR”
Yaklaşan seçim öncesinde ne tür hazırlıkların yapıldığı sorulan Bahçeli, “Tabi Sayın Cumhurbaşkanının Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bir kez daha görevlendirmek suretiyle Anayasamızın 116’ıncı ve 114’üncü maddelerine dayanarak bir geçici seçim hükümeti kurmuşlardır. Bu seçim hükümeti kurulmakla beraber Sayın Cumhurbaşkanı yetkisi olmamakla beraber 1 Kasım’ı seçim günü ilan etmiştir. Bu yetki Cumhurbaşkanında değil Yüksek Seçim Kurulu’ndadır. 3-4 gün sonra YSK Cumhurbaşkanının isteği ile sıkıştırılmış bir takvimle Türkiye’yi seçime götürme kararı almıştır. Seçim başlangıç günü 21 Ağustos 2015’tir, o verme günü ise 1 Kasım’dır. Bunun anlamı şudur; Türkiye YSK’nın kararı çerçevesinde 26. Dönem Milletvekili seçimleri için seçim takvimine 60 günlük bir süre içerisinde belirlemiş ve bunu kamuoyu ile paylaştığı gibi siyasi partilerle de paylaşmıştır. MHP seçim takvimine yönelik partiye ulaşmış olan bilgileri dikkate alarak başkanlık divanını acilen toplamış, arkasında il başkanlarımızı toplantıya davet etmiş ve onlarla görüşmüş daha sonra merkez yönetim kurulunu toplantıya çığırmış, arkasından da il kadın kollarımızı da çağırarak teşkilatlarımız bilgilendirilmiş ve seçim çalışmalarıyla ilgili de bir programı esas almıştır. Bunlardan bir tanesi 31 Ağustos akşamına kadar kamu kesiminde çalışan ama adaylığı düşünenlerin istifa etmeleri halinde MHP’den adaylık işlemlerini gerçekleştirebilmek için diğer adaylarımızla beraber düşünerek 1 Eylül Salı günü saat 09.00’dan itibaren aday başvurularının sürecini başlatmış ve Pazar günü saat 17.00’ye kadar başvuru süresi dolacaktır. Bu başvuru süresi ile beraber kimler başvurmuşsa bir değerlendirmeye tabi tutulacak MHP her seçim çerçevesinde seçimlere katılma kararı ve adaylarını belirlemeyi de merkez yoklaması usul ve kurallarına bağlı olarak yapacaktır. Bütün bunları 18 Eylül günü YSK’ya geçici olarak teslim edecektir. İşte bu süreçle beraber önümüzdeki Pazartesi günü 7 Haziran’ı da dikkate aldığımızda 7 Haziran’daki genel seçimlerde partimizin milletimizle paylaştığı seçim beyannamesi göz önünde bulundurularak bir seçim güncellemesi yaparak yeni bir programla ve yeni bir sloganla milletimizin karşısına geçmeyi düşünmektedir” dedi.
“AYNI GÜN 4 ŞEHİDİMİZ GELİYOR, BUNU DA DÜŞÜNMEK GEREKİYOR”
Son günlerde artış gösteren terör olaylarını da değerlendiren Bahçeli, “2 Eylül’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nu daha önce olağanüstü toplantıya çağırmış ve Türkiye’nin güvenlik meselelerine öncelik verecek tarzda alınabilecek tüm tedbirleri sunmuştuk. Fakat MGK’nın 2 Eylül’de yapmış olduğu görüşmelerde yine bazı tedbirlerin alınacağı ifade ediliyor ama aynı gün 4 şehidimiz geliyor. Bunu da düşünmek gerekiyor” diye konuştu.