AK Parti Genel Merkezi Sosyal İşler Başkanlığınca organize edilen ve üçüncüsü Şanlıurfa’da düzenlenen “Mülteciler Zirve Çalıştayı”nın açılışını Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş yaptı. Şanlıurfa Cevahir Konuk Evi’nde düzenlenen Mülteciler Zirve Çalıştayı’nın açılışında konuşan Kurtulmuş, “Göçmenler meselesi öyle görünüyor ki, uzun bir süre Türkiye’nin meselelerinden birisi olmaya devam edecektir. Maalesef Suriye’deki kriz bu şekli ile devam ettiği sürece, daha doğrusu Ortadoğu coğrafyasındaki bu kriz devam ettiği sürece Türkiye’ye bunun yansımaları olacaktır. Biz Türkiye olarak başından itibaren Suriye krizin başlangıcından itibaren açık kapı kapı politikasını benimsedik. Yani kim gelirse gelsin, hangi şartlar altında gelirse gelsin, hangi nedenle gelirse gelsin, Suriye savaşından kaçan, oradaki iç savaştan, oradaki rejimin Suriye halkına karşı sürdürdüğü barbarca, vahşice saldırılardan kim kaçarsa kaçsın onlara kapılarımızı açtık.
Dolayısıyla başından itibaren özellikle Suriye’den kim gelirse gelsin kabul ettik. Arap Sünnileri kabul ettik, Türkmenleri kabul ettik, Ezidileri kabul ettik, Kobani olayları dolayısıyla Kürt kardeşlerimizi kabul ettik. Türkiye’nin bu anlamıyla ortaya koymuş olduğu perspektif her gittiğimiz uluslar arası platformda yüzümüzü ağartacak kadar fevkalade önemli işler yapılmıştır, fevkalade ciddi bir başarı öyküsüdür. Sadece bunları fiziki olarak ağırlamak, sadece temel ihtiyaçlarını karşılamadan ötede çok şeyler yapmamız lazım. Bu anlamıyla Türkiye toplumu olarak Suriyeli mültecilerle ilgili uzun dönemli çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Bu süre içerisinde Nisan 2011’den itibaren Suriyeli mültecilerin, Suriye’den göç edenlerin Türkiye’ye getirdiği bir maddi yükte var. Bunu çok fazla dile getirmiyor, bir Ensar anlayışı içerisinde, Türkiye’nin pahası ne olursa olsun bu yükü karşılayacağını biliyor ve her vesile ile ilan ediyoruz. Ama sadece hatırlatmak babından söylüyorum. Türkiye’nin bu süre içerisinde yaptığı hizmetlerin toplamı 4.5 milyar doları aşmış seviyesindedir. Bunun içinde 800 bin dolar sivil toplum kuruluşlarımızın katkıları vardır. Ama maalesef uluslararası camianın Türkiye’nin bu insanı drama katkısı fevkalade kabili ihmal bir seviyededir, yaklaşık 200 milyon dolardır” dedi.
“SURİYELİLERİN UZUN BİR SÜRE KENDİ TOPRAKLARINA DÖNMELERİ ÇOK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”
Türkiye’nin mülteci politikası geliştireceğini belirten Kurtulmuş, “Suriyeli göçmen ensar kardeşlerimizin hep ilk geldiklerinde şöyle bakıldı; Suriye meselesi 3-5 ayda biter, bu insanlar tekrar geri dönerler. Maalesef öyle görünüyor ki, Suriyeli kardeşlerimiz, bu topraklarda olan yada kendi topraklarını terk ederek Ürdün veya başka yerlere gitmiş olan Suriyelilerin uzun bir süre kendi topraklarına dönmeleri çok mümkün görünmüyor bugünkü koşullar altında. Dolayısıyla Suriyeli kardeşlerimizle ile ilgili kalıcı, onların nesillerini kaybettirmeyecek, onların bu topraklarda gerçekten temel insan hak ve özgürlükleri içerisinde yaşamalarını sağlayacak bir takım kalıcı politikaları üretme mecburiyetimiz var. Bunlardan bir tanesi özelde Suriyeliler için, genelde Türkiye’nin geneli için bir mülteciler politikası, nasıl bir mülteci politikası olmalıdır, bu politikanın temel kuralları, temel şartları ne olmalıdır, bunun üzerinde düşünmemiz, bunun üzerinde her platformda düşüncelerimizi üretmemiz gerekiyor. İkinci alan, Suriyeli mültecilere yönelik kalıcı politikaların eğitimde, sağlıkta, meslek edindirmede, çalışma hayatında. Kültür alanında, her alanda bunların ortaya konulması. Özellikle buraya gelen genç nesillerin, birde artık biliyorsunuz, kamplar da doğan veya şehirlerde doğan Türkiye doğumlu Suriyeliler var.
Bu insanların, bu çocukların bundan sonraki dönemlerde gerçekten iyi eğitim almalarını sağlamamız lazım. Bu eğitim almada da tabii ki Türkiye kültürünü, Türkçe lisanı öğretmek durumundayız. Ama bu insanlara kendi kültürlerini de öğretmek durumundayız. Onlar burada hiçbir şekilde asimile olmadan, Türkiye toplumunun içinde evet bir parçası olacaklar, ama kendi kültürlerini, kendi geleneklerini, kendi geçmişlerini de bilmelerini sağlayacak bu alanlardaki politikaları geliştirmek mecburiyetindeyiz. Uzun dönem meselelerinde biride uluslararası camiayı uyandırmaktır. Uluslararası camia Suriye meselesinde hem savaşı önlemede, hem savaşın sonuçlarını hafifletmekte sınıfta kalmıştır. Çok açık söylüyorum. Maalesef Suriye’de nasıl bir gelecek olacağına dair yol haritası olmayanlar, Suriye’de savaşın nasıl bitirileceğine dair yol haritası olmayanlar, bugün Suriye savaşını bitiremedikleri gibi buradan ortaya çıkan muazzam göç dalgalarının nasıl uluslar arası camia tarafından sorunsuz bir şekilde yada az şekilde geçilebileceğine dairde ne yazık ki bir perspektife sahip görünmüyorlar” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Hepimiz biliyoruz ki, Suriye’deki bu mesele böyle devam ettiği sürece maalesef yeni göç dalgaları da kapıdadır. Allah muhafaza Halep’teki durumun bir türlü değişmesi ve sadece Halep için söylüyorum, yeni bir göç dalgısının birinci derece Türkiye’yi ve bölge ülkelerini etkileyeceğini biliyoruz” dedi.
“DÜNYANIN BİRÇOK YERİ YENİ KRİZLERLE KARŞI KARŞIYA KALMAYA ADAYDIR”
Suriye’deki meselenin dünya sisteminin sorun çözmede nasıl başarısız olduğuna son derece somut bir gösterge olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Maalesef yakın dönemde dünyanın birçok yeri yeni krizlerle karşı karşıya kalmaya adaydır” dedi.
Halep’te göç gelmesi halinde hazırlık olup olmadığı ile ilgili soruya Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Önce göçü nasıl karşılayacağız, bununla ilgili artık bir modülümüz var. Kim nereden girerse AFAD bunu çalıştı ve çok başarılı bir sistem ortaya konuldu. Gelen herkes biyografik kayıtları da yapılarak bundan sonra rahatlıkla içeri alınacak. Önce bir güvenlik arındırması, arkasında kayıtları arkasından yaşam alanlarının hazırlanması ile ilgili çalışmalarımızın hepsi tamdır. İnşallah böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. İhtiyaç olmasını temenni etmeyiz, ama insanı yardım bakımından hazırlıklarımızın tam olduğunu ifade etmek isterim” şeklinde bir cevap verdi.
Toplantıya Suriye Geçici Hükümeti Başbakan Yardımcısı Samir Hafez, AK Parti Genel Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Atay, AFAD Başkanı Fuat Oktay, Sanatçı-BM İyi Niyet Elçisi Muazzez Ersoy ile kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldılar.
Güncelleme Tarihi: 25 Kasım 2014, 22:30