"Kadının Güçlenmesi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kurumsal Kapasitenin Güçlendirilmesi, İşbirliği ve Eşgüdümün Artırılmasına Dair Protokol" Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında düzenlenen törenle imzalandı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un da katıldığı törende konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, kadına yönelik şiddetin önemli sorunlar arasında yer aldığını belirtti. Bununla mücadeleye yönelik çalışmaların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile omuz omuza sürdüğünü aktaran Akar, "İnşallah bunda da başarılı olacağız." diye konuştu.
Akar, binlerce yıllık tarihte kadının hep sosyal hayatın içinde en önemli yerde olduğunu vurgulayarak "Önemli sorumluluklar alarak hayatın akışına önemli etkiler sağlamışlardır." dedi.
Milli Savunma Bakanlığı sözcülüğüne kadın subay
Milli Savunma Bakanlığı sözcüsü olarak kadın bir subayın seçildiğini, kendisiyle gurur duyduklarını ifade eden Akar, "Tüm tarihimizde olduğu gibi Milli Mücadele döneminde de kadınlarımız, üzerlerine düşen en ağır sorumlulukları dahi büyük bir cesaret ve fedakarlıkla yerine getirmişlerdir. Bunu unutmamız mümkün değil." şeklinde konuştu.
Her dönemde hayatın güzelliklerini ve zorluklarını paylaşan kadınların bir eş, anne, kardeş veya evlat olarak daima baş tacı edilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:
"Günümüzde maalesef milli ve manevi değerlerimizle bağdaşmamasına rağmen ne yazık ki kadınların şiddet gördüğü vakalar yaşanmaktadır. Tüm çabalara rağmen bunların hepsini önlemek bugüne kadar mümkün olmamıştır. Hiçbir şekilde yılmak yok. Bunların sona ermesi, tamamen ortadan kalkması için elimizden gelen gayreti yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bu sorun sadece ülkemizde değil farklı coğrafyalarda kültürel veya ekonomik gelişmişlik tanımadan tüm dünyada bir insanlık suçu ve insan hakları ihlali olarak üzücü ama varlığını maalesef sürdürmektedir. Bu kanayan yaranın fiziksel, duygusal, ekonomik ve sosyal etkileri sadece kadınlar üzerinde değil, çocuklar, aileler, tüm toplum üzerinde de kendisini göstermektedir, olumsuz etkisini açık bir şekilde görmekteyiz. İdari, adli tedbirler söz konusu olmakla beraber bunların hepsini almamıza rağmen kadına yönelik şiddete kalıcı bir çözüm bulunması ancak bizim kanaatimizce orta ve uzun vadeli ciddi, geniş ve kapsamlı bir eğitimle mümkün olacaktır."
"Zihniyet dönüşümü" vurgusu
Bu mücadelenin temelinde eğitimin yer aldığını bildiren Akar, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu amaçla kadına şiddet konusunda farkındalık oluşturmak ve zihniyet dönüşümü sağlamak için Türk Silahlı Kuvvetlerinde de erbaş, erlere ve tüm personelimize yönelik farkındalık eğitimleri verilmektedir. TSK tarafından bu kapsamda, 2014-2016 yıllarında toplam 637 bin 818 erbaş ve erler başta olmak üzere personelimize farkındalık eğitimi verilmiştir. Bu çalışmamız kapsamlı şekilde, artan bir şiddetle ve bundan sonra çok daha etkin bir şekilde devam edecektir."
Daha önce Kara Kuvvetleri EDOK Komutanlığının bünyesinde olan farkındalık eğitiminin MSB'nin yeniden teşkilatlanması dolayısıyla güncellendiğini, artık eğitimlerin sorumluluğunun Bakanlıkta olduğunu kaydeden Hulusi Akar, "Kadına yönelik şiddetle mücadele konusu, çok boyutlu bir sorundur. Bu konudaki çalışmalarımız, bakanlıklarımız arasında büyük bir uyum ve koordinasyon içerisinde sürdürülmektedir bundan sonra da sürdürülecektir." dedi.
'Şiddete karşı her alanda mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz'
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici mekanizmaları daha etkin hale getirmek için bir arada bulunduklarını belirtti.
Şiddeti, kadının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne zarar veren en önemli unsurlardan biri olarak gördüklerini anlatan Selçuk, şiddetin sadece kadınları değil, çocukları, aileyi ve dolayısıyla tüm toplumu etkilediğini ifade etti.
Selçuk, insan onurunu hiçe sayan, temel hakları ihlal eden şiddetin aslında insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu kaydetti.
Bu nedenle tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliğinde kadına yönelik şiddetle mücadele ettiklerine işaret eden Selçuk, şunları söyledi:
"Bu noktada kamu kurumlarına, üniversitelere, medyaya, özel sektöre, tüm sivil toplum ve uluslararası kuruluşlara ayrı ayrı görevler düşmektedir. İnsanı değersizleştiren, fiziksel ve duygusal bütünlüğüne zarar veren, kadının üretkenliğine, çalışma kapasitesini de olumsuz etkileyen şiddete karşı her alanda mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü biz şiddeti, toplum olarak gelişmenin ve büyümenin önündeki en önemli engellerden biri olarak görmekteyiz."
"Kadınlarımıza hizmet vermekteyiz"
Son 16 yılda kadına yönelik mücadele konusunda önemli mesafeler katedildiğine değinen Selçuk, bu alanda yasal altyapıyı güçlendirdiklerini, eylem planını hazırladıklarını ve yürütmeye de devam ettiklerini vurguladı.
Yerelde ise 81 ilde yürürlükte olan kadına yönelik şiddetle mücadele il eylem planlarının valiler başkanlığında izlemeye devam ettiklerini aktaran Selçuk, şöyle devam etti:
"Şiddet mağduru kadınların korunmasını desteklemek için de kurumsal mekanizmalarımızı güçlendiriyoruz. Şu anda 79 ilimizde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimiz (ŞÖNİM) bulunmaktadır. Kadın konuk evlerini de yaygınlaştırmak suretiyle kadınların mağduriyetlerinin önüne geçtik. Bakanlığımıza bağlı 110 kadın konukevi, yerel yönetimlere bağlı 34 olmak üzere ülkemiz genelinde 144 kadın konukevimizde 3 bin 454 kişilik kapasitemizle kadınlarımıza hizmet vermekteyiz. ALO 183 aile, kadın, çocuk ve engelli danışma hattında şiddete uğrayan, uğrama riski taşıyan, destek ve yardıma ihtiyaç duyan kadınlarımız ve çocuklarımız için 7 gün 24 saat ücretsiz hizmetlerimiz sürmektedir."
Bakan Selçuk, elektronik kelepçe uygulamasını getirdiklerini de anlatarak, uygulama sayesinde mağdurların kendilerini güvende hissettiklerini ifade etti.
"4 ayda 99 bin er ve erbaşa ulaştık"
Kadına yönelik şiddetle mücadelede zihinsel dönüşümün sağlanmasında en önemli etkenin erkeklerin bu konudaki farkındalığın gelişmesi olduğunu vurgulayan Selçuk, "2018 yılında şiddet önleme ve izleme merkezlerimiz tarafından kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında farklı hedef gruplarına yönelik eğitim ve seminerlerimize 170 bini aşkın kişi katıldı. Bu kapsamda erkeklerin bilinçlendirilmeleri, sürece dahil edilmeleri noktasında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin çok önemli ve öncelikli bir yeri olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
Selçuk, 2013 yılından itibaren Milli Savunma Bakanlığı ile iş birliği protokolleri kapsamında gerçekleştirilen eğitim ve seminerlerin yapıldığına değinerek, şu bilgileri verdi:
"Bu seminerlere 34 bin Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile 464 bin er ve erbaşa ulaşmış durumdayız. Bu vesileyle 2018'in Eylül ayında başlatılan bedelli askerlik eğitim programında da 'aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele' konusundaki seminere de yer verilmesi önemliydi. Bu anlamda Sayın Bakanımız Hulusi Akar'a da teşekkür etmek isterim. Söz konusu seminerlerle ilk 4 ayda yaklaşık 99 bin er ve erbaşa ulaştık. Tüm celp dönemlerinde yıl boyunca vereceğimiz seminerlerle bu rakamın 500 bine yaklaşacağını umuyoruz."
Bu çalışmaların faydalı olduğunu düşündüklerini aktaran Selçuk, Milli Savunma Bakanlığı ile protokolü yenilemeye karar verdiklerini, imzalayacakları protokolün de kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında önemli katkıları bulunacağını kaydetti.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından, Selçuk ve Akar, "Kadının Güçlenmesi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kurumsal Kapasitenin Güçlendirilmesi, İşbirliği ve Eşgüdümün Artırılmasına Dair Protokole" imza attı.