ING Bank Türkiye, kadınları kariyer yolculuğunda en çok destekleyen kurumlardan biri olarak dikkat çekiyor. ING Bank Türkiye’deki kadın çalışan oranı %55 iken, yönetici kadın oranı %36 seviyesinde bulunuyor. Banka, kadınların iş ve özel yaşam arasındaki dengeyi kurmasına destek olan program ve uygulamalarıyla bu oranı 5 sene içinde %50’ye çıkarmayı hedefliyor.

ING Bank Türkiye, kadın istihdamını çok boyutlu faydalarıyla ele alan yaklaşımıyla iş yaşamında kadınların önünü açacak uygulamalara imza atıyor.

ING Bank Türkiye Genel Müdürü Pınar Abay, bankanın kadın istihdamını destekleyen çalışmalarıyla ilgili değerlendirmesinde; “Türkiye'de kadının ekonomiye katılımı kendi potansiyelinin çok altında. Şu anda ülkemizde erkek işgücü oranı %70, kadın işgücü ise %30. Üstelik bu oranlar kariyer basamaklarını tırmandıkça daha da aşağı düşüyor. Halbuki kadınların işgücüne daha fazla çekilmesi ve onlara daha fazla kariyer imkanı sağlanması, ülkemizin gerek toplumsal ve gerekse ekonomik kalkınmasına destek sunulması anlamında kritik öneme sahip.

Kadının istihdam edilmesinin ekonomide büyük önem teşkil eden tasarruf konusuyla olan doğrudan ve pozitif ilişkisini, 2011 yılından beri yürüttüğümüz Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırmamız’da da görüyoruz. Kadınlar iş hayatına girdiklerinde, erkeklere kıyasla alt gelir gruplarında %56, orta gelir gruplarında ise %30 daha yüksek oranda tasarruf ediyor. Araştırmalar, aynı zamanda kadınların dönüştürücü gücüne inanarak üst yönetimde daha eşit bir cinsiyet dağılımına yer veren şirketlerin kârlılığının arttığını ve finansal performansının iyileştiğini gösteriyor.

Kadınların işgücüne katılımı için kız çocuklarını erken yaşlarda bilinçlendirmek, cesaretlendirmek gerekiyor. 2013 yılından bu yana devlet okullarında yürüttüğümüz ve bugün öğrenci sayısı 26.500 olan Turuncu Damla eğitim programımızda bunu birebir deneyimledik. Eğitimlerimizle gördük ki kız çocuklar erkek çocuklara göre tüketimde %15 daha sabırlılar, normalde rekabete daha az yatkın olan kız öğrenciler, eğitim aldıklarında erkeklerden %10 daha fazla rekabete eğilimli/cesaretli hale geliyorlar.

ING Bank olarak, kadın çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin oranını artırmak, bu oranı artırırken de hayatlarındaki çok çeşitli rolleri dengeli biçimde yönetmelerini istiyoruz. 2016 Aralık sonu itibarıyla kadın çalışan oranımız %55, kadın yönetici oranımız %36. Kahramanmaraş’ta 2013 yılında açtığımız Operasyon ve Çağrı Merkezimizde ise kadın çalışan oranımız %67. Kahramanmaraş ilinin yanı sıra çevre illerden de gelen birçok genç kızımız modern şartlarda merkezimizde çalışıyorlar. Bu oranları daha da yukarıya çekmek istiyoruz. Daha da fazla kadının kariyer yapmak için tercih ettikleri marka olmak istiyoruz. Hedefimiz kadın yönetici oranını önümüzdeki 5 sene içinde %50’ye yükseltmek, ama daha da önemlisi mutlu kadın çalışan oranımızı artırmayı istiyoruz. İş hayatında kadınlarımızın mutluluk katsayısı çok önemli, bu oran yüksek ise zaten kaldıraç etkisi yaratıyor” dedi.

“Kadın uygulamalarımızın fikir anneleri ING’li kadınlarımız”

Mutlu kadın çalışanlar yaratma hedefleri paralelinde, kurum içinde “=ING” (eşittir) teması altında çeşitli program ve projeler yürüttüklerinin altını çizen Abay, “Bu kapsamda verebileceğim en etkili örneklerden birisi “HeforShe” yemekleri. Birleşmiş Milletler’in “HeforShe” kampanyasının destekçisiyiz ve bu kapsamda, Türkiye’nin çeşitli illerindeki şubeler ve Genel Müdürlükten çalışanlarımız olmak üzere karma bir kadın grubu ile yemekler düzenliyoruz. Bu yemeklerle amacımız onları birebir dinleyerek gerçek ihtiyaçlar üzerinden aksiyonlar almak. Kadın çalışanlarımız bizlere müthiş öneriler getiriyorlar ve böylece çok somut uygulamalar hayata geçiriyoruz Örneğin, “Çocuğum ve Ben” izinlerimizi bir yemek sırasonda annelerimiz gelen öneri doğrutusunda uygulamaya başladık. Bu kapsamda, ING çalışanları okulun ilk gününde ve karne gününde çocuklarıyla birlikte olurken, Çocuğumla Turuncu Gün iznini kullanarak çocuklarıyla istedikleri bir günü birlikte geçiriyorlar.

Yine bu yemeklerden çıkan bir öneri ile geçen yıl, Türkiye’nin önde gelen pedagoglarından birisini Bankamıza davet ederek, anne-baba ve çocuk ilişkisini tartıştık. Diğer yandan, eğitim bilimci bir uzman, gruplar halinde çalışanlarımıza seminer verirken, kendisiyle gelecek dönem için farklı projeler çalışıyoruz.

Diğer önemli ve sektörde ses getiren bir uygulamamız ise FlexING adını verdiğimiz esnek çalışma modelimiz. 2015 yılında hayata geçirdiğimiz esnek çalışma modelimiz kapsamında çalışanlarımız iş saatlerini ve çalışma mekanlarını kendileri belirleyerek iş ve özel yaşam arasında daha sağlıklı bir denge kurabiliyor. SaatlerimFlexi ile çalışma saatlerini, YerimFlexi ile çalışma yerlerini seçebiliyor. Programın iş verimliliği üzerindeki olumlu etkisi üzerine uzaktan çalışma uygulamamızı 2016 yılında haftada 2 güne, esnek saat uygulamamızı ise haftada 5 güne çıkardık” dedi.

“Kadın rol model sayılarımızı artırmalıyız”

Kadınların istihdama katılması ve daha üst pozisyonlara yükselmeleri için kadın rol modeller yaratılması gerektiğine vurgu yapan Pınar Abay, “Kadın rol model sayılarımızı artırmak hem kadınlarımıza yol göstermek hem de cesaret vermek anlamında çok kıymetli. Bu anlayışla biz de Banka içerisinde mümkün olduğunca fazla rol model kadın çıkarmaya özen gösteriyoruz. Bugün, kendi içimizde olduğa kadar, ING dünyasında uluslararası pozisyonlarda çalışan birçok kadın yöneticimiz var. Onların gittiği yol kadınlarımıza ışık tutuyor.

ING’li kadınların yeteneklerinin daha görünür olmasını sağlamak ve çeşitliliği teşvik etmek amacıyla bu yıl ilk kez “Yılın Kadınları ve Destekçileri” yarışması düzenledik. Yılın kadın rol modeli, yılın parlayan kadın yıldızı ve kadınların her zaman yanında ve destekçisi olan HeforShe kahramanı kategorilerinde kısa listeye kalan adaylar, tüm banka tarafından oylanarak her kategorinin kazananı belirlendi. 2016 yılının finalistleri Eylül 2017 yılında Amsterdam’da yapılacak olan “ING Çeşitlilik Etkinliği”ne katılacak.

ING Bank olarak iyi örneklerin çarpan etisi yaratarak çoğalmasını istiyoruz. Ortak bilinç sonrası, her bir kadın çalışanımız başka bir kadın çalışanımıza el verdiği gibi birlikte toplumdaki kızlarımıza, kadınlarımıza da el veriyoruz. Birbirimize el verdikçe bu hikayelerin ortaya çıkacağına ve kadınların dönüştürücü gücünün artacağına inanıyoruz.

Kendi çalışanlarımızın önerileri ile hayata geçen programlarımızın Türkiye’deki şirketlere de örnek olacağına inanıyoruz. Bunun için de herkesle açık açık deneyimlerimizi paylaşmak istiyoruz” dedi.