GRİP, ZATÜRRE İLE BİRLEŞİRSE TEHLİKELİ
Dr. Arzu Kılçık, gribin kasım-mart ayları arasında daha yaygın olmak üzere tüm yıl boyunca önemli sağlık sorunu olarak karşımıza çıktığını, genç ve sağlıklı bireylerde çok önemli bir sorun oluşturmazken, yaşlılarda, kronik hastalığı olanlarda ve bebeklerde ise hayatı tehdit edebileceğini söyledi.
Belirtilerin, virüsün alınmasından 1-4 gün sonra başladığını, genellikle 1 hafta içinde de kendiliğinden düzelebildiğini vurgulayan Dr. Arzu Kılçık, "Gribi önemli hale getiren ise bağışıklık mekanizmasının da zayıflamasına bağlı, ek olarak gelişebilecek zatürre, kronik bronşitin alevlenmesi, kulak iltihapları gibi diğer enfeksiyon hastalıklarının tabloya katılmasıdır" diye konuştu.
GRİP AŞISI, 10-15 GÜN SONRA ETKİLİ OLUYOR
Hastalıktan korunmak için etkili bir yol olan aşının önemine değinen Dr. Arzu Kılçık, grip aşısının her yıl, bir önceki yıl gribe neden olan virüsler göz önünde bulundurularak, bir sonraki yılın virüslerinin tahmin edilmesiyle hazırlandığını hatırlattı.
Aşının koruyucu etkisinin, aşılamadan 10-15 gün sonra başladığını bildiren Kılçık, “Aşılanma zamanı ekim ayı başından kasım ortalarına kadar devam etmektedir. Gribe yol açan virüsler sıklıkla değiştiğinden her yıl grip aşısı tekrar yapılmalıdır. Aşıya ve yumurtaya karşı alerjisi olanlara, ateşi yüksek olanlara ve kronik hastalığı olanların hastalıklarının alevlendiği dönemlerde aşı yapılması uygun değildir” şeklinde konuştu.
MUTLAKA BİR SAĞLIK KURULUŞUNDA YAPILMALI
Grip aşısının, seyrek de olsa alerjiye yol açabileceği için mutlaka bir sağlık kuruluşunda yapılması gerektiğini belirten Özel Medline Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Kılçık, “Aşı gribe yol açmaz. Aşı uygulandıktan sonra 1-2 gün süren kırgınlık oluşabilir. Aşıların çoğunda olduğu gibi grip aşısı da yüzde 100 koruyucu değildir. Ancak grip aşısı, sağlıklı genç erişkinlerde yüzde 70-90 arasında grip belirtilerini önleyebilir, hastalığın etkilerini azaltabilir, böylece iş-güç kaybını en aza indirir” dedi.
RİSK GRUBUNDA KİMLER VAR?
Grip aşısının öncelikle risk grubu olarak tarif edilen kişi ve gruplara yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Arzu Kılçık, riskli gruba girenleri şöyle sıraladı:
“65 yaş ve üzerindeki yaşlılar, önemli sağlık sorunları olanlar, ciddi kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, kan, hormon hastalığı olanlar, yoğun tıbbi gözetim gereken ve hastaneye yatırılan hastalar, huzur evi, rehabilitasyon merkezi gibi bakım yapılan yerlerde uzun süre kalanlar, bağışıklık sisteminde sorun olanlar (HIV virüsü taşıyanlar, uzun süreli kortizon tedavisi, radyoterapi veya kemoterapi tedavisi görenler), 6 ay-18 yaş arası bebek, çocuk ve gençlerden uzun süreli aspirin tedavisi görenler, gebeliğinin ilk üç ayı grip mevsimine rastlayacak kadınlar, sağlık çalışanları.”
Güncelleme Tarihi: 06 Kasım 2014, 11:24