Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davetlisi olarak Türkiye’ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve beraberindeki heyeti Türkiye’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdiğini anımsattı.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’yı Cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri Kıbrıs Türk halkının demokrasi geleneğinin erişmiş olduğu yüksek seviyeyi dünyaya göstermesi bakımından çok büyük önem arz ediyor. Seçimler son derece şeffaf, adil ve barışçıl bir atmosferde yapılmış birlik, beraberlik ve demokrasi Kuzey Kıbrıs’ta kazanmıştır.
Milli davamız olan Kıbrıs’ta Kıbrıs Türkünün meşru haklarının savunulması adada adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması noktasında sayın cumhurbaşkanı ile önemli mesafeler kat edeceğimize inanıyorum. İkili görüşmemizde bunları etraflıca değerlendirme fırsatımız oldu. Ardından heyetler arası görüşmede de yine bunları değerlendirmek suretiyle yol haritamızı ele almış olduk. Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı ile birlikte yapmış bu görüşmede Kıbrıs meselesinde önümüzdeki döneme dair ne gibi adımları birlikte atacağız ve ne gibi adımların atılmasında arkadaşlarımız roller üstlenecekler bunları konuşma fırsatımız oldu” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve BM’nin çabalarına bu güne kadar destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti.
“ARTIK RUM TARAFI İŞİ YOKUŞA SÜRMEKTEN VAZGEÇSİN”
Müzakerelerin yeniden başlamasının planlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temennimiz 11 Şubat ortak açıklamasındaki ilkeler çerçevesinde en kısa zamanda sonuca ulaşılmasıdır. Burada özellikle bir hususun altını çizmek istiyorum, sadece Türk tarafının gayretleriyle, öz verisiyle sonuç almak mümkün değildir. Şimdiye kadar Kıbrıslı kardeşlerimiz bu noktada her türlü gayreti göstermiş, güçlü irade koymuş ve çözümü isteyen taraf oldukları açıkça ispat etmişlerdir.
Artık Rum tarafının da işi yokuşa sürmekten vazgeçmesi ve bu yönde samimi çaba göstermesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi halinde biz 2015 yılın Kıbrıs’ta ‘çözüm yılı’ olabileceğine inanıyoruz. Çözüm fırsata 2004’te olduğu gibi bir defa daha heba edilmemelidir. Çözüme ancak BM çerçevesinde ve müzakere masasında ulaşılabilecektir. Bunun haricinde başka yollarla Türkiye veya Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı kurularak sonuç alınmaya çalışması açık söylüyorum beyhude bir uğraştır. Garantör ülke olarak adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması yolundaki çabalara şimdiye kadar nasıl destek vermişsek bundan sonrada desteğimizi devam ettireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanın ve kuracağı müzakere heyetinin de her zaman yanında olacağız. Birlik ve beraberliğimiz bizim esas gücümüzdür. Şu husus asla gözden çıkarılmamalıdır, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm yalnızca adadaki tarafların değil Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm uluslararası toplumunda çıkarınadır. Bu noktada Yunanistan biçimle çabalarını birleştirmesi ve çözüm yolunun açılması için gerekli katkıyı sağlaması gerekiyor” diye konuştu.
Yunanistan’ı bu yönde teşvik etmeye devam edeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile yaptıkları görüşmede Türkiye ve KKTC arasındaki işbirliğinin daha güçlendirilmesi noktasında atılacak adımları ele aldıklarını kaydetti.
“KIBRIS TÜRKÜNÜN MEŞRU HAKLARI MUHAFAZA EDİLECEKTİR”
Şimdi kadar gerek Cumhurbaşkanı Eroğlu, gerekse Cumhurbaşkanı Talat ile çok yakın temas ver işbirliklerinin olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Başta milli davamız Kıbrıs olmak üzere gündemdeki tüm konuları düzenli olarak istişare ettik. Aldığımız kararları da hayata geçirdik. Biliyorsunuz Türkiye KKTC’nin su ihtiyacına kalıcı çözüm bulmak amacıyla asrın projesi diyebileceğimiz büyük bir projeyi hayata geçiriyor. Su temin projesiyle Anamur’daki Dragon çayından Geçitköy’e kadar 81 kilometre uzunluğundaki bu deniz altı boru hattıyla yılda toplam 75 milyon metreküp içme ve suluma suyunu Kıbrıs’a taşıyoruz. Proje şuan tamamlanma aşamasında inşallah şuan yıl sonundan önce belki de Temmuz, Ağustos gibi bitmiş olacak. Aynı şekilde Kıbrıs’ta turizm ve eğitim sektörünün geliştirilmesinden ekonomik yardımlara kadar her alanda Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olmayı ve onları desteklemeye devam edeceğiz. Bir eşitlik ve hukuk mücadelesi olan Kıbrıs davasında Kıbrıs Türkünün meşru hakları daima muhafaza edilecektir. Tüm güçlükleri bugüne kadar olduğu gibi elbirliği aşacak, dayanışma içerisinde aydınlık yarınların güçlü Kıbrıs’ını inşallah temellerini atmış olacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu, şüphesi, kaygısı olmamalıdır.”
''DOĞALGAZ BİR KAVGA MESELESİ OLMAK YERİNE GELECEĞİN BİRLEŞTİRİCİ UNSURU HALİNE GELEBİLİR''
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorunun çözümünün herkes için yararlı olacağını belirterek, “Doğu Akdeniz’deki henüz denizin dibindeki doğalgaz bir kavga meselesi olmak yerine geleceğin birleştirici unsuru haline gelebilir. Rumların AB’ye girmiş olmakla birlikte ekonomilerinde yaşadıkları sıkıntılar onlar için ek bir motivasyon oluşturabilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davetlisi olarak Türkiye’ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Ankara’ya sabah saatlerinde geldiklerini ve kendilerine gösterilen ilgiden derin etkilendiklerini ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorunun da önemli bir eşiğe gelmiş durumda olduklarını söyledi. Uluslararası ortamda oluşan olumluluğun kendilerine ek bir güç kaynağı olduğunu dile getiren Akıncı, “Öyle inanıyorum ki uluslararası konjonktürün de getirdiği bu yeni durumda bizlerin öteden beri sürdüğü çözüm vizyonunu daha ileriye taşımak için göstereceğimiz gayretler elbette çok yararlı olacaktır. Bu tek taraflı bir uğraş olamaz. Bu konuda benim özellikle bütün seçim kampanyası boyunca ve daha sonra devir teslim töreninde ortaya koyduğum çözüm vizyonunun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri sayın Anastasiadis tarafında da paylaşılması en büyük dileğimdi. Bilindiği sayın Anastasiadis 2004 yılında yapılan referandum da Annan planına tek evet diyen Kıbrıslı Rum liderdi. Ama Yüzde 75 hayır oyu çıktıktan sonra o konumunu daha uzun süre ne yazık ki muhafaza edememiş ve konumunda bir değişikliğe gitmişti. Dilerim ki o 2004’te ortaya koyduğu vizyon bugün oluşan yeni durumda yeniden gündeme gelsin ve kendisiyle birlikte yararlı bir diyalog sürecini sürdürerek bu konuyu artık 1968’ten beri gündemde bulunan bu toplumlar arası müzakereler konusunu bir sonuca bağlayalım. Kıbrıs Türk halkı artık uluslararası hukukun bir parçası haline gelsin” diye konuştu.
1963 yılından buyana Kıbrıs Türk toplumunun kendisinin ortak olduğu bir yapıdan uzak kaldığını, dışlandığını ve ortaklık yapısına Kıbrıs’ın bir tek toplumunun sahip çıktığını vurgulayan Akıncı, bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu kaydetti.
“2015 YILININ MUTLAKA BİR ‘ÇÖZÜM YILI’ OLMASI İÇİN GAYRET GÖSTERECEĞİZ”
Akıncı, bu haksızlığı bertaraf edebilmenin yolunun müzakereler sürecini yeni bir sonuca götürmekle ancak mümkün olduğunu ifade etti. Kendi paylarına Türkiye’yle yakın ilişki, diyalog ve istişare içerisinde müzakere sürecini el birliği ile başarıya götürmek için bütün güçleriyle uğraşacaklarını altını çizen Akıncı, “2015 yılının mutlaka bir ‘çözüm yılı’ olması için gayret göstereceğiz. Ama dediğim gibi bu konuda sadece bize bağlı değil. Bütün seçim kampanyam boyunca hep şunu anlattım halkıma, çözüm istiyoruz, çözüm uğraş vereceğiz. En erken zamanda olmasını istiyoruz ama ben bir sihirbaz değilim. Eliminde sihirli değnek yok. Dokunup da bunu bir çırpıda sağlamam mümkün değil. Bu ancak iki tarafın ortak akıl yolunda buluşmasıyla ve en başta da çözümü bir ortak ihtiyaç olarak algılamasıyla mümkün olabilecektir. Eğer taraflardan bir tanesi çözümü bir ihtiyaç olarak algılarsa ve ikinci taraf bunun uzağında kalırsa o zaman bu mümkün değil” dedi.
“DOĞALGAZ KAVGA MESELESİ OLMAK YERİNE BİRLEŞTİRİCİ OLABİLİR”
Kıbrıs sorunun çözümünün herkes için yararlı olacağına dikkati çeken Akıncı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Doğu Akdeniz’deki henüz denizin dibindeki doğalgaz bir kavga meselesi olmak yerine geleceğin birleştirici unsuru haline gelebilir. Rumların AB’ye girmiş olmakla birlikte ekonomilerinde yaşadıkları sıkıntılar onlar için ek bir motivasyon oluştura bilir. Onlar da bu çözümü bir ihtiyaç olarak algılama noktasına inşallah gelebilirler. Eğer böyle bir gelişme olursa biz kendi payımıza, ortak yarar paydasında buluşa bilmek için ve sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar değil Türkiye’nin de Yunanistan’ın da ve bütün bölgedeki aktörlerin de ortaklaşa yarar üretebilecekleri bir anlayış geliştirile bilir. Doğu Akdeniz’de istikrar unsuru olacak bir Kıbrıs adası el birliği ile oluşturulabilir. Benim vizyonum da bu çerçevededir.”
