Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, “Twitter, mahkeme kararlarını uygulamak zorunda. Twitter 12 milyon abonesi olan bir platform. Buradan bir sürü reklam geliri elde ediyor. Herhangi bir vergi ödemiyor. Ofis açmıyor ve bu tip sorumluluklardan da kaçıyor” dedi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ‘Gündem Özel’ programına konuk oldu. İhlas Medya Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol, Türkiye Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı Ercan Gürses ve program sunucusu TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan İşler, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.İşler, düşürülen Suriye uçağıyla ilgili, “Dün sınır ihlali yapan bir Suriye uçağı düşürüldü. Bu uçak, herhangi bir uyarı yapılmadan düşürülen bir uçak değil. 2 uçaktan birisi uyarıdan sonra dönüyor. Ama 4 defa uyarı yapılmasına rağmen bu uçak dönmüyor ve bir pilotumuz tarafından füze atılarak düşürülüyor. Bu olay karşısında, sınırlarımızın ihlali söz konusu” açıklamasında bulundu.
İşler, CHP’nin düşürülen uçak konusunda hükümeti eleştirmesiyle ilgili, “Böyle bir olay karşısında ana muhalefet partisinin açıklamaları çok manidar. Ana muhalefet partisinin beyanları, neredeyse bize ültimatom verecek şekilde. Böyle milli bir meselede, Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden bir partinin tavırları hoş değil. Ben böyle bir tavrı, milletimizin takdirine bırakıyorum. Kaldı ki, daha önce bizim bir uçağımız düşmüştü. O zaman Kılıçdaroğlu, ‘Senin uçağın düşürülecek, sen kılını kıpırdatmayacaksın’ diye açıklama yapmıştı. Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce Türkiye’nin savaşa gireceği gibi bir ifade kullandı. Doğrusu bu çok manidar bir ifade. Öncelikle Kılıçdaroğlu, bunun bilgisini nereden aldı. Böyle bir açıklamaya nerden gerek duydu. Bizim hükümet olarak, kiminle aramız bozulduysa, CHP gidip kol kola girdi. Suriye’de Beşar Esat, halkını uçaklarla bombalamaya başladı, denizden bombalamaya başladı, insanları öldürmeye başladı ve biz ilişkileri mecburen kesmek zorunda kaldık. Bir de baktık ki, CHP’de bir Esat sevgisi başladı. Kol kola girmeye başladılar. Ve defalarca heyetler gönderdiler. En son giden heyette çekilen fotoğraf karesinde, arabuluculuk yapan şahıs, Reyhanlı’daki olayın organizatörü, faili çıktı. CHP’nin böyle bir kirli ilişkisi var. CHP’nin birileriyle iyi ilişkiler kurması için, illa Türkiye’nin arasının bozulması mı lazım? Şimdi bu paralel örgütle de aynı ilişkiyi kurmaya başladılar” ifadelerini kullandı.
“17 ARALIK’TA HİZMET HAREKETİ HAKKIN RAHMETİNE KAVUŞTU”
Paralel yapının, 17 Aralık’tan sonra cemaat vasfını yitirdiğini kaydeden İşer, “Bu yapının, paralel bir örgüt olduğu son birkaç aydır milletimiz tarafından kavranmaya başlandı. Ama öncesinde, biz bunu cemaat olarak, hizmet hareketi olarak biliyorduk. Fakat 17 Aralık’ta bu cemaat ve hizmet hareketi hakkın rahmetine kavuştu. Elimizde kala kala bir paralel örgüt kaldı. Şimdi bu paralel yapının Türkiye’de son yıllarda bütün kirli işlerin arakasında olduğu, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a yapılan şantajın arkasında olduğu, MHP milletvekillerine yapılan şantaj olayında yine bunların fail olduğu ortaya çıktıktan sonra, şimdi bakıyoruz ki CHP bu yapıyla kol kola. Aynı Beşar Esed ile olduğu gibi. Cumhuriyet’i kurduğunu iddia eden bir parti, kendilerine şantaj yapan, tehdit eden bir yapıdan şikayetçi olmuyor, bize destek vermiyor ve şuan onlarla kol kola birlikte hareket ediyor” diye konuştu.
İşler, CHP’li Umut Oran’ın ‘Başbakan 30 Mart’ı göremeyecek’ şeklinde açıklamasını, “Birkaç gün önce Umut Oran’ın yaptığı çok manidar açıklamalar var. Diyor ki, ‘Öyle olaylar yaşanacak ki, Recep Tayyip Erdoğan 30 Mart’ı göremeyecek, siyaset sahnesinden çekilecek.” Şimdi bu bilgiler Kılıçdaroğlu’na nereden geliyor, Umut Oran’a nereden geliyor. Bence bu, paralel yapıdan gelen bir bilgi. Bunlar bu ifadeleri, paralel yapıyla kol kola girdikten sonra kullanmaya başladı” diye eleştirdi.
“BİRİLERİ ‘TAYYİP ERDOĞAN VE AK PARTİ’NİN İPİNİ ÇEKELİM’ DEDİ”
Paralel yapının, 2011 seçimlerinden sonra faaliyete geçtiğini belirten İşler, “Biz 2011 seçimlerinde yüzde 50 oy alınca, birileri ‘Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin ipini çekelim’ dedi. O günden bu güne, karalama, imaj kötüleme ve itibarsızlaştırma çabaları devam ediyor. İçerde ve dışarıda bunun alt zeminini hazırladılar. Daha sonra da Gezi olaylarını başlattılar. Birileri, Türkiye’nin 2023 hedeflerinin gerçekleşmesini istemiyor. Bunu gerçekleştirecek lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. O zaman onlar açısından Erdoğan’ın siyaset sahnesinden itilmesi lazım” dedi.
30 Mart seçimlerinin, aslında ‘eski Türkiye’ ile ‘yeni Türkiye’ arasında seçim yapmak anlamına geldiğini vurgulayan İşler, “30 Mart yerel seçim olmaktan çıktı ve Türkiye’nin kader seçimi haline geldi. Yani 30 Mart’ta Türkiye’nin kaderi belirlenecek. Türkiye’nin, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği oylanacak bu seçimde. Dolayısıyla kader seçimi haline geldi ve bunlar 30 Mart’a kadar her türlü oyunu oynayacaklar” şeklinde konuştu.
“YAZICIOĞLU, BUGÜN YAŞIYOR OLSAYDI BİZİM YANIMIZDA ASLANLAR GİBİ DURURDU”
İşler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili ortaya atılan iddialara ve çıkacağı söylenen kaset iddialarına, “Başbakanımızın Muhsin Yazıcıoğlu’na karşı olan sevgisini ve Yazıcıoğlu’nun da Başbakanımıza karşı olan muhabbetini herkes biliyor. Yazıcıoğlu, bugün yaşıyor olsaydı bizim yanımızda aslanlar gibi dururdu. Bugün BBP’nin seçim bürosuna ziyarette bulundum. Paralel yapının kanalları izleniyor, onların gazeteleri masada duruyor. Eskiden esnaf ziyaretlerimizde, her dükkanda Zaman Gazete’si dururdu. Şimdi ben Türkiye’nin birçok yerinde ziyaretlerde bulundum, çok şükür hemen hemen hiçbir dükkanda Zaman Gazetesi görmedim” şeklinde cevap verdi.
“ONLAR İÇİN CEMAAT TANIMLAMASI YAPMAK, DİĞER CEMAATLERE HAKSIZLIK OLUR”
Paralel yapının kendilerine inanan insanları kullandığını kaydeden İşler, şöyle konuştu:
“Paralel yapıya şunu sormak lazım. Ne oldu, ne değişti? Neden hükümete, devlete savaş açıldı? Bunun izahını yapmaları lazım. Onun için 17 Aralık’ta ‘cemaat’ olgusu bitmiştir. Onlar için cemaat tanımlaması yapmak, diğer cemaatlere haksızlık olur. Birçok insan bu cemaate madden, manen destek oldu. Başta da biz, AK Parti olarak her türlü desteği verdik. Gelinen noktada, böyle mi olması gerekiyordu? Burada bir samimiyetsizlik, iki yüzlülük söz konusu. Ortada güzel bir imaj var. Okullar var, eğitim gönüllüleri var. Ben o kardeşlerimi taktirle karşılıyorum. Ben onlara buradan selamlarımı gönderiyorum. Onlar ailelerini, sevdiklerini bırakıp gurbete gidiyorlar ve karın tokluğuna çalışıyorlar. Ben onların da kullanıldığını düşünüyorum. Onlarla güzel bir imaj oluşturuluyor ama arkada kirli dolaplar dönüyor.”
“TWİTTER HERHANGİ BİR VERGİ ÖDEMİYOR”
Twitter’ın yerine getirmesi gereken maddi ve hukuki yükümlülüklerinden kaçtığına dikkat çeken İşler, kapatılmasıyla ilgili, “Twitter, mahkeme kararlarını uygulamak zorunda. Twitter 12 milyon abonesi olan bir platform. Buradan bir sürü reklam geliri elde ediyor. Herhangi bir vergi ödemiyor. Ofis açmıyor ve bu tip sorumluluklardan da kaçıyor. Biz Twitter’ın Türkiye’de ofis açma şartını getiriyoruz. Facebook’un Türkiye’de ofisi var. Twitter’ın da mali yükümlülüklerinden kaçmaması lazım. Aynı zamanda hukuki yükümlülüklerinden de kaçmaması lazım” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL MEDYA SADECE TWİTTER’DAN İBARET DEĞİL”
Twitter’ın Türkiye’ye 3. dünya ülkesi muamelesi yaptığını belirten İşler, şunları kaydetti:
“Twitter’ın başka ülkelerin mahkeme kararları olmadan bile taleplerini yerine getirip de Türkiye’nin taleplerini yerine getirmemesi çok manidar. Normal zamanda yasak olan bir şeyin, sanal alemde de yasak olması lazım. Twitter, burada ofis açmayarak Türkiye’yi muhattap almıyor. 12 milyon abonesi olan bir kuruluş bu davranışta bulunuyor. Mahkeme kararından sonra da Başbakanımız, ‘Türkiye’nin gücünü göstereceğiz’ dedi. Türkiye 3. dünya ülkesi mi? Türkiye’ye 3. Dünya ülkesi muamelesi çekilmesine izin vermeyiz. Burası muz cumhuriyeti değil. Twitter ile görüşmelerimiz devam ediyor. Taleplerimiz karşılandıktan sonra, sorumluluklar yerine getirildikten sonra Twitter tekrar açılacak. Bizim sosyal medya ile alıp veremediğimiz bir şey yok. Sosyal medya sadece Twitter’dan ibaret değil. Ama Twitter’ın böyle bir durumu olduğu için, özellikle son aylardaki sistematik saldırılar ve bazı kişilerin özel hayatına karşı yapılan saldırılar sonucu böyle tedbirleri uygulamak durumundayız. Böyle bir keşmekeşe biz fırsat veremezdik ve böyle bir adım attık.”
“TWİTTER HESAP HATASI YAPTI”
Twitter’ın, Türkiye’nin içeride yaşadığı sorunlardan dolayı böyle bir karar almaya cesaret edemeyeceğini düşündüğü için bu kadar ileri gittiğini vurgulayan İşler, “Twitter belki hesap hatası yaptı. Belki de, ‘Tayyip Erdoğan hem içeride hem dışarıda zor durumda. Dolayısıyla bunu göze alamaz’ dedi. Gezi zekalıların sayesinde içeride müthiş bir muhalefet olacağını düşündükleri için ‘Bunu göze alamaz’ dediler. Biz halkın arasından geliyoruz. Bugün ben birkaç bin insanın elini sıktım. Onların Twitter mivıttır bildiği de yok, öyle bir derdi yok. Halkın derdi başka. Halk, Türkiye’nin geleceğine odaklanmış. Halk, ‘Aman ne olur, siz başımızdan gitmeyin. Dik durun. Bunlara fırsat vermeyin. Eğer bunlar gelirse Türkiye eski günlerine döner. Buna izin vermeyin’ diye adeta bize yalvarıyor. Biz de diyoruz ki, ‘Zaten biz onu yapıyoruz. Siz de bizim arkamızda durun.’ İşte meydanlar da bunun göstergesi. Twitter, isterse bizi takmamaya devam etsin. Biliyorsunuz, milyonlarca abonesi var ve birçok reklam alıyor. Dolayısıyla kapatıldığı her günden dolayı bir sürü zarar edecek. İster istemez takacaklar. Zaten bunun göstergesi de kapatılır kapatılmaz görüşmeye gelmeleri. Siz haklı olduğunuz bir davada, gücünüzü ve kararlığınızı gösterdiğinizde, karşı taraf da hizaya gelir” dedi.
Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2014, 09:58