İzmir'de faaliyet gösteren bir teknoloji şirketinin elektrikli mini araçları, aynı firma tarafından geliştirilen araç paylaşım platformu ZOOP aracılığıyla yollara çıktı.
Son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye'de ekosistemi artan araç paylaşım platformlarına fark yaratabilecek bir yenisi de İzmir merkezli bir teknoloji şirketi tarafından eklendi.
Şirketin hali hazırda geliştirdiği elektrikli mini araç, yine şirketin genç beyinleri tarafından geliştirilen araç paylaşım platformu ZOOP ile birleştirildi.
Yatırımcıların da ilgisini çeken ZOOP'un Türkiye'de başlayan yolculuğunun başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede kullanılması amaçlanıyor.
Güneş enerjisiyle şarj oluyor, mobil uygulamayla kapısı açılıyor
Saatte 70 kilometre hıza çıkabilen araçlarda, lityum iyon bataryalarla yol alıyor. Evlerde de kullanılan 220 voltluk akımlarda şarj edilebilen araçlar, tepesine bulunan panelleri aracılığıyla enerjisinin önemli bir kısmını güneşten alıyor.
Üzerindeki ışıklarla kullanıcısına mesaj veren mini elektrikli araçlarda, yeşil ışık 'kiralanabilir', mavi ışık 'kullanımda', kırmızı ışık ise 'şarjı yetersiz' anlamı taşıyor.
Tek şarjla yaklaşık 100 kilometre gidebilen aracın anahtarı ise internet üzerinden indirilen ZOOP isimli mobil uygulama. Aracın kapısı uygulamayla açılıyor. Araç içinde bulunan dokunmatik ekran üzerinden çalışan araçta, ileri-geri vitesler de yine bu dokunmatik ekran üzerinden ayarlanıyor.
Akıllı rehber ve navigasyon özelliğinin de bulunduğu araçlar 2 kişinin kullanımı için uygun.
Türkiye'de filizlendi, Avrupa'da büyüyecek
Firmanın yönetim kurulu başkanı Kerem Odabaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ZOOP'un en basit tabiriyle bir araç paylaşım platformu ve paylaşım teknolojisi olduğunu dile getirdi.
ZOOP'un özellikle kısa mesafe ulaşım için geliştirilmiş bir çözüm olduğunu dile getiren Odabaşı, şöyle konuştu:
"Mobilite ve paylaşım teknoloji platformu ZOOP kullanıcılarına sunduğu özel yolculuk deneyimiyle kısa mesafe ulaşım pazarına yepyeni bir soluk getirecek. ZOOP mini araçlarımız özellikle şehir içi kullanımına çok uygun. Cep telefonu aplikasyonu üzerinden kendiniz kiralayabiliyorsunuz. Bu kiralama modelenin örneği var. Ancak bu boyutlardaki mini araçlarla sunulan servis ve kullanıcı deneyiminin Türkiye'de ve dünyada da örneği yok."
Mikro-mobilitenin dünyada çok hızlı geliştiğini aktaran Odabaşı, bu sistemin olumlu katkıların yanında bazı kullanım sınırlarının olduğunu ifade etti.
Özellikle şehir içi trafik riskinin olduğu durumlarda sıkıntıların yaşandığına değinen Odabaşı, "ZOOP gibi hibrit çözümle mikro-mobiliteyle otomobil arasında bir çözüm sunmuş oluyoruz. Güvenlik, konfor, boyut ve ekonomiklik gibi öne çıkan kriterlerde ZOOP mikro-mobilite ve otomobil paylaşımının bir arada sunamadığı çok özgün özelliklere sahip. ZOOP olarak ismimizi mini-mobiliteyle eşleştirmek istiyoruz. Mikro-mobilite dünyada çok kısa sürede milyar dolarlık şirketleri oluşturdu. Biz de Avrupa'dan başlayarak büyümeyi ZOOP araçlarıyla yapabileceğimizi düşünüyoruz." diye konuştu.
ZOOP'un Türkiye'de filizlendiğini ama bir sene içinde Avrupa'da da başlamak niyetinde olduklarını vurgulayan Odabaşı, araçların deneme sürüşleri için yollara çıktığına işaret etti.
Türk mühendisler tarafından tasarlanan ZOOP teknoloji altyapısının 5 araçla test sürüşlerinin devam ettiğini belirten Odabaşı, şunları söyledi:
"Bunun ticarileştirme aşamasından önce bir pilot çalışmamız olacak. Geçtiğimiz hafta İstanbul'daydık. Maslak bölgesinde başlattığımız bir uygulamamız var. Aynı zamanda İzmir'de de böyle bir başlangıç için hazırlıklarımız var. Amacımız burada kullanıcı deneyimini görmek, gelir modelini oturtmak ve teknolojiyi stratejik paydaşlarımıza sunmak. Yatırımcılarla sıcak bir görüşme içindeyiz. Pilot çalışmanın çıktılarını onlarla paylaşacağız. Global vizyonumuzun örtüştüğü yatırımcı ile bu alandaki ilk güçlü marka olmak istiyoruz."
Odabaşı, toplu taşıma araçlarınının ulaşımın atar damarları olduğunu, ZOOP'un ise kılcal damarları teşkil edeceğini vurguladı.
ZOOP'un kullanım alanlarını sıkışık kentsel alanlar, kent içi ve banliyö ulaşım merkezlerine gidip gelme, şehir içi paket dağıtımı, üniversite kampüsleri, alışveriş merkezleri, turizm ve ana kullanım alanları olarak sıralayan Odabaşı, pilot çalışmalarda kullanıcı deneyimlerinden çok olumlu dönüşler aldıklarını sözlerini ekledi.