"RAMAZAN BİZİ DEĞİŞTİRSİN"
Her sene Ramazan’da ve diğer bütün faaliyetlerde bir temayı öne çıkarmaya çalıştıklarını kaydeden Görmez, “Geçen sene iyilik kavramı üzerinde durduk ve “Vakit İyilik Vaktidir” dedik. Bir önceki sene ise, “Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın Bu Ramazan ve Her Zaman” dedik. Bu sene de “Gelin Gönüller Yapalım Bu Ramazan ve Her Zaman” konulu tema üzerinde duracağız. Ramazan-ı Şerif’in bize her sene gelerek “Nereye Gidiyorsunuz?”, “Bu Gidişatınız Nereye?” diye bizi ikaz etmeye geldiğinin daima farkında olmalıyız. Ramazan çünkü bizi değiştirmeye gelir. Hepimiz bu dünyaya geçici bir süreliğine misafir olarak geldik. Hepimiz ömür sermayesini tüketmeye geliyoruz. Hepimiz bu dünyaya imtihan olmaya geliyoruz. Bu dünya hayatını çok iyi değerlendirmek için gönderilmişiz. Ancak dünyanın hayatın akışı içerisinde bazen kendimizi, kalbimizi, kardeşimizi, dostumuzu ihmal ediyoruz. Dünya hayatını bir gayeye dönüştürüyoruz bazen. İşte Ramazan her sene bize dünya hayatının bu akışına teslim olmamayı öğretmeye geliyor. Bizi değiştirmeye geliyor. Bizim kalbimize, yüreğimize çöken kötülükleri ortadan kaldırmak için geliyor. Ancak biz Ramazan’ı değiştirmeye kalkıyoruz. Bütün ibadetlerimiz için bu söz konusudur. Bütün ibadetler bizi değiştirmeye geliyor ama biz ibadetlerimizi değiştirmeye kalkıyoruz. Ramazan bizi değiştirsin, biz Ramazan’ı değiştirmeyelim. Biz Ramazan’ı kendi dünyamızda bir şatafata, bir eğlenceye dönüştürmeyelim” dedi.
"ZENGİNLER FAKİR KARDEŞLERİNİ AĞIRLASIN"
Ramazanın bir coşku olduğunu ancak o coşkunun bir eğlence, bir şatafat ve bir gösteriye asla dönüştürülmemesi gerektiğine dikkat çeken Görmez, “Ramazan’da iftar vakti çok önemli bir vakittir. Namazda secde anı ne kadar değerli ve kıymetliyse Ramazan’da iftar anı o kadar değerli ve kıymetlidir. Secdede yapılan dualar nasıl makbul ise iftar vaktinde yaptığımız dualar öyle makbuldür Rabbimizin katında. İftar vaktini sevinçleri paylaştığımız bir ana dönüştürmeliyiz. Biz iftar sofralarına birbirimizi ağırladığımız israf sofralarına dönüştürmemeliyiz. Zira iftar sofraları bizi her türlü israftan korumak üzere aynı zamanda gerçekleştireceğimiz bir ibadettir onun farkında olmalıyız” dedi.
Ramazan’da yapılacak bir diğer önemli hususun, haneleri ve gönülleri, orucu idrak edecek herkese açık tutmak olduğunu belirten Görmez, “Zenginler sadece zenginleri ağırlamasın. Zenginler fakir kardeşlerini ağırlasın. Fakirler, zengin kardeşlerini sofralarında ağırlasınlar. Zenginlerin yine zenginler ile sofralarda buluştuğu, fakirlerin de sadece fakirler ile bir araya geldiği ay değildir Ramazan. Ramazan, aramızdaki o sınıf farklılıklarını, aramızdaki o şöhreti, makamı, mevkiyi kaldıran ibadet olarak gelir. Son yıllarda bütün şehirlerde iftar çadırları kuruluyor. Özellikle işinden çıkmış evine ulaşamayan nice insanların oralarda sıcak bir çorba içmesini sağlamak güzel bir adet. Ancak bunu asla bir reklam, tanıtım ve bir gösteriye dönüştürmemeliyiz. Özellikle yerel idarelerimiz bu konuda çok daha dikkatli olmalıdır. Üzerine firmamızın, belediyemizin reklamını yaparak kameralar eşliğinde fakirin kapısına koli bırakmayın. Başka bir yol bulun. Sağ elin verdiğini sol el duymasın” diye konuştu.
"BİZE SIĞINAN KIRIK KALPLERİ ONARALIM"
Bu seneki temanın son derece önemli olduğuna dikkat çeken Görmez, “Hayatın akışı içerisinde insanı ihmal ediyoruz. Yanı başımızdaki kardeşimizin gönlünü kırıyoruz, gönüller yıkıyoruz, gönüller yapmıyoruz. Halbuki biz gönül yapmaya geldik. Gönül, kalbin çok daha başka büyük bir boyutudur. Millet olarak ve İslam alemi olarak tarihin zor bir sürecinden geçiyoruz. Tarihin bu zor sürecinde milletimizin birliği ve beraberliği, gönüller arasındaki merhamet köprüleri çok daha büyük önem arz ediyor. Biz millet olarak gönüller arasında köprüler kurmaya devam etmeliyiz. Gönüllerimiz arasında birlik olmalıdır. Ülkemize sığınan 3 milyon civarında kardeşimiz var. Bizim tarihin bu zor sürecinde gönüllerimize sığınan bu kardeşlerimizin gönüllerini yapmalıyız. Bu bizim insani ve İslami görevimizdir. Gelin bize sığınan kırık kalpleri onaralım. O kalplerin hepsi buruk ve kırık. O kalplerin yeniden inşa edilmeye ihtiyacı var. O kalplerin nice sahipleri denizlerde boğuldular, boğulmaya devam ediyorlar. O kalplerin nice sahipleri sığınacak bir yer bulamadılar. Başka dünyalarda, sınırlarda beklemeye devam ediyorlar. Avrupa kıtası sınırlarını değiştirdi. O sınırda nice insanlar bekliyor. Böyle bir Ramazan gününde biz, bize sığınan kardeşlerimizi unutursak Ramazan’ın bize kazandırmak istediği hasetleri yeterince gerçekleştirmiş olmayız” açıklamasında bulundu.
Güncelleme Tarihi: 02 Haziran 2016, 16:33