Parlamentoda partisinin grup toplantısına katılan partililer tarafından Türk bayrakları ile karşılananMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının başında ülke genelinde yaşanan sel felaketlerine değindi. Bazı risklerin tarım sigortası kapsamında olmasına rağmen üreticilerin önemli bir bölümünün çeşitli nedenlerle sigorta yaptıramadıklarına dikkat çeken Devlet Bahçeli, hükümetin bu gruptaki çiftçilerin taleplerini dikkate alması, çiftçilere, mağduriyet yaşayan üreticilere muhakkak yardım eli uzatması gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ve TÜBİTAK’ın montaj olduğu yönünde görüş bildirdiği telefon konuşmalarına ilişkin eleştirilerde bulunan Devlet Bahçeli, “Bilimin yüz karalığı klasmanında akademi unvanını alan bu kurum, AB eski Bakanının bir gazeteci ile yaptığı ve Bakara ayeti ile dalga geçen konuşmalarına da montaj teşhisi koymuştur. TUBİTAK gibi bir kurumun 17-25 ile kararması, emir komutayla rüşvetin, ahlaksızlığın ve hırsızlığın izlerini silmeye memur edilmesi büyük bir ayıptır” diye konuştu.
“Belediye Başkanı seçilen mimli ve sicilli bölücüler henüz göreve başlamadan tahriklerini sıralamaktadır” diyerek isim vermeden Ağrı Belediye Başkanı seçilen Sırrı Sakık’ı eleştiren Bahçeli, Kazım Karabekir’in isminin verildiği cadde ve sokakların isimlerinin değiştirileceği yönündeki açıklamaya ateş püskürdü. Bahçeli, “Bu zihniyet sanıyorum atalarının, mesela Mıgırdıç, Hirimyan veya Paul Terziyan’ın isimlerini Kazım Karabekir’in yerine mi yazacaktır? Güroymak’a Norşin, Aydınlar’a Tillo denilirse ve yerleşim yerleri isimleri birer birer değiştirilip Türkiye Cumhuriyeti ifadesi bile kamu kurum ve kuruluşlarından sökülürse, en sonunda sıra Kazım Karabekir ve hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü kadar gelecektir. AK Parti yol açmış, siyasi bölücüler bu yoldan yürümüştür” şeklinde konuştu.
"SANCAK DÜŞERSE VATAN DÜŞECEKTİR"
Hükümetin çözüm süreci ile ilgili politikalarını eleştiren Bahçeli, Diyarbakır’da yaşanan olaylara değindi. Bahçeli, “İnsanlarımız kaçırılmakta ve huzurumuz bozulmaktadır. Hepsinden önemlisi, bağımsızlığımızın sembolü, milli şeref ve namusumuzun simgesi, kardeşliğimizin timsali ay yıldızlı al bayrağımız çekildiği gönderden indirilmektedir. Diyarbakır’daki olaylarda ölen PKK’lıların ardından yüzleri kapalı PKK’lı bir grup doğu hava sahamızı koruyan 2. Hava Kuvvet Komutanlığının etrafını sarmıştır. Bu gruptan öne çıkan bir hain komutanlığın tel örgülerle çevrili duvarını aşmış, sonra bahçesine girmiş ve ne acıdır ki orada bulunan bayrak direğine tırmanarak şehidimizin emanetini, varlığımızın nişanesini şerefsizce indirmiştir. İnen bayrağımız eşkıya sürüsü tarafından yerlerde sürünmüştür. 17-25 Erdoğan, soruyorum sana, bu olanlardan dünkü sözlerinden başka en ufak rahatsızlık duydun mu? ‘Asker, komutan bedel ödeyecek’ diyorsun da asıl bedel ödemesi gerekenin sen olduğunu neden itiraf etmiyorsun. Lütfen dikkat ediniz, indirilen, yerlerde tekmelenen çiğnenen bayrağımız, 2. Hava Kuvvet Komutanlığı bahçesinden güpegündüz gasp edilen sancağımızdır. Ve sancak düşerse vatan düşecektir. Bu oluyorken 2. Hava Kuvvet Komutanlığında hiç mi duyarlı, hiç mi helal lokma yemiş, hiç mi kalbi vatan ve bayrak sevgisiyle çarpan bir asker çıkıp da şerefsize gününü gösterememiştir. Türk Bayrağını dahi korumaktan aciz bu komutanlık personeli o esnada nerededir, hangi mahzendedir, nöbetçiler neyle uğraşmaktadır, pilotlar nereye uçmuştur. Böyle bir acziyet, böyle bir yenilmişlik, böylesi bir sinmişlik nasıl izah edilecektir. Bayrağı muhafaza edemeyenler, bilen varsa söylesin, hava sahamızın güvenliğini nasıl teminat altına alacaktır. Hadi müzakereci Başbakan’ı geçtik diyelim, Genelkurmay Başkanlığı karargahında terör örgütü mensuplarının ölüm haberlerini yayımlamakla meşgul omzu yıldızdan görülmeyen zevat acaba bu gelişmelerden hiç mi vicdan azabı duymamaktadır. Diyarbakır’da görev yapan 2. Hava Kuvvet Komutanı ve Genelkurmay Başkanı istifa edecek kadar erdemli ve onurlu olmayı deneyecekler midir?“ ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 10 Haziran 2014, 13:36