Paralel yapı iddialarına değinilen dilekçede, Seki hakkında soruşturmayı yürüten savcı Bilal Bayraktar ile hüküm veren üç hakimden ikisinin açığa alındıkları, dönemin İstanbul Jandarma Komutanı hakkında da müebbet hapis istemiyle dava açıldığı anlatıldı. Deniz Seki'nin mahkum edildiği mahkemelerin adil yargılama yapmadıkları gerekçesiyle kaldırıldıkları aktarılan dilekçede, Seki hakkında verilen hükmün Yargıtay Dairesi, Ceza Genel Kurulu, Anayasa Mahkemelerinden oybirliğiyle geçmediği öne sürüldü.
"BU YARGININ HASTALIKLI DÖNEMİNİN TEK MAĞDURU OLARAK İÇERİDEYİM"
Dilekçe ile birlikte mahkemeye sunulan ve Deniz Seki tarafından kaleme alınan mektupta ise şu ifadeler yer aldı:
"Bu yargının hastalıklı döneminin tek mağduru olarak hala içerideyim. O dönem yargı tarafından mağdur edilen herkese geç de olsa iade-i itibar yapılmışken bana bu yapılmamıştır. Yargılamamda yapılan bu kadar usulsüzlüğe, hukuksuzluğa rağmen Yargıtay da, Anayasa Mahkemesi de bu hukuksuzluklara maalesef sessiz kalmayı tercih etmiştir. Ben yargıdan af ya da merhamet istemiyorum. Kapalı cezaevinde geçirilecek süreyi de tamamlayarak yeniden yargılanma isteğinde bulunmayı da özellikle tercih ettim. Tek isteğim bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yeniden yargılanmamdır. Sizden gereğini samimi, kalbi duygularla ve içten saygılarımla talep ediyorum"
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nin önümüzdeki günlerde Seki'nin yeniden yargılanma talebi hakkında karar vermesi bekleniyor.