Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin şiddete varan aşırıcılıkla mücadelesinde gerek IŞİD gerek diğer unsurlarla olsun önemli çalışmalar yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini bildirerek “Yabancı savaşçılar konusuna gelince IŞİD’e Avrupa’nın içinden gelen kız ve erkek genç insanlar gelip katılmakta. Bu gençlerin Avrupa içinde entegrasyon sorunları yaşadıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“TERÖR GRUBU SADECE YABANCI SAVAŞÇILARIN KATILIMI İLE AYAKTA DURMUYOR''
IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon içindeki çalışmalarda ve küresel terörle forumundaki çatışmalarda itme faktörlerini olduğu gibi çekme faktörlerinin olduğunu kaydeden Davutoğlu, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bizim hükümetimiz yabancı savaşçılara karşı 2011 yılından bu yana önemli bir mücadele uygulamakta ve 110’u aşkın ülkeden 20 bini aşkın insan bu noktada engellenmiştir. Hava alanlarında ve sınırlarda bu uygulamalarımız devam etmektedir. Dolayısıyla kayda değer miktarda yabancı savaşçının çatışma bölgesine gitmesinin önü alındı. 110’un üzerindeki ülkenin vatandaşları Suriye ve Irak’taki çatışma bölgelerine girmek isterken bu insanlar şüpheli olarak değerlendirdi. İstihbaratın vaktinde ve düzgün bir şekilde paylaşılmasının çok büyük önemi vardır. Biz bir bütün olarak çalışmak istiyorsak bu genç insanların geldiği ülkelerin de çalışmaları da gerekmekte. Bizim bir taraftan terörizmin finansmanı ile mücadelemiz de devam etmeli yabancı savaşçı fenomeni sürecin sadece bir parçasıdır. IŞİD de, El Nusra da diğerleri de dahil hiçbir terör grubu sadece yabancı savaşçıların katılımı ile ayakta durmuyor. Burada insanların güvenliğinin olmaması, evlerinden edilmeleri, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, etnik sıkıntılar, bunların hepsi şiddete varan aşırıcılığı beslemektedir. Suriye’ye baktığımız zaman burada cinayet işleyen bir rejimin yapmış olduğu baskılar da dünyanın dört bir tarafından yabancı savaşçıların buraya gelmesine kapı açmaktadır. Sayın başkan şiddete varan aşırıcılıkla mücadele konusunda en iyi anahtarımız, barış, istikrar, refah ve adalettir. Bizler takatlilerimizi yerine getirmeliyiz ve değerlerimizden uzaklaşmamalıyız.”