Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan darbeci eski üsteğmen Kerime Yıldırım, savcılıktaki ''darbe girişimi olduğunu biliyordum'' ifadesini mahkemede değiştirerek, FETÖ'nün "ne olursa olsun, inkar et" stratejisini izledi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemelerde yargılanan sanıklar, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar taktiğini kullanıyor. Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıklar, yargılama aşamasında elde edilen görüntü, ses kaydı ve tanık ifadeleri karşısında çoğu zaman "bilmiyorum", "hatırlamıyorum" gibi ifadelerle savunma yapıyor ya da sessizliğini koruyor.
Darbe girişimi sırasında helikopterle darbecilerin sevk işlemini yapan eski pilot Kerime Yıldırım da eylemlerde aktif şekilde yer aldığı görüntülerle de kanıtlanmasına rağmen inkar yolunu seçenlerden.
Darbeci Kerime Yıldırım, kanıtlanan delillere göre, bazı darbecileri TRT binasına, bir bölümünü de Vodafone Park'a indirdikten sonra 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki darbecileri almak için uçuş yaptı.
Savcılıkta "darbeye sürüklendim" itirafı
Darbeci Yıldırım, gözaltına alındıktan sonra savcılık ifadesinde uçuşları tamamlamasının ardından üstleri tarafından ne şekilde ifade vereceği yönünde telkin aldığını kabul etti.
Gözaltına alındıktan sonra savcılık ifadesinde, "Terörist saldırı oldu, okul lojmanı bölgesinde terörist eylem yapılacağı şeklinde harekat yıldırım öncelikli mesaj geldi, bundan dolayı alarm durumuna geçtik ve keşif amaçlı uçuşa geçtik" şeklinde beyanda bulunmaları yönünde talimat aldıklarını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
"İfademde belirttiğim üzere bana verilen talimatlar doğrultusunda bu uçuşları yaptım. Uçuşlar sırasında olağanüstü durumu fark ettim ancak bir kez olayın içine sürüklendiğim için ne yapacağımı bilemedim ve geri dönemedim. Panik halini yaşadım. Artık yapılan şeyin darbe girişimi olduğunu biliyordum. Ancak geri dönüş yapamadım. Ben bunu 'sürüklenme' olarak tanımlıyorum. Askerlerin linç edildiği ile ilgili haberler vardı. Biz de üniformalıydık. Lojmana gittikten sonra Hasan'ın babası evinden sivil kıyafet getirdi. Ben, Hasan Kaya (tutuklu sanık) ve Tuncay Yıldırım (tutuklu sanık) sivil kıyafetleri giydikten sonra Hasan'ın babası bizi lojmana bıraktı. Eve gidince de televizyon seyrettim ve olanları daha iyi anladım."
Darbeci albay Hüseyin Ergezen'in yanına gittiğini kaydeden Yıldırım, "Makamında yüz yüze görüştüm. İçeride kimse yoktu, bilgisayarı da açıktı. Bilgisayar ile uğraşıyordu. Bana 'sizin hiçbir suçunuz yok.' diye söyledi. 'Seni hayatım boyunca unutmayacağım' dedi. Neyi kastettiğini anlayamadım. Bu sırada telefon çaldı. Telaşlandı ve 'gitmem lazım' dedi. O çıkınca ben de okuldan çıktım. Çıkınca nereye gittiğini bilmiyorum. O konuşmadan sonra darbe yapılmaya çalışıldığı konusunda netleştim. Kimin ne şekilde beni kandırdığına ilişkin bilgi edinemedim. Ancak telaşlı ve garip davranışlarından etkilendim ve birçok şey kafamda netleşti." ifadelerini kullandı.
Mahkemede her şeyi inkar etti
Darbeci Yıldırım, savcılıkta verdiği ifadenin ardından İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen dava kapsamında, 17 Ocak 2018'de savunma yaptı.
Önceki itiraflarını inkar ederek darbe girişiminden haberinin olmadığını öne süren darbeci Yıldırım, "Sabah saatlerinde komutanı alacağım için 22.00 sıralarında uyumayı planlamıştım. Televizyonları açtığımda köprüye asker çıktığı haberlerini gördüm. Daha sonra beni binbaşı Yusuf Yenihayat (başka davada sanık) aradı ve aşağı inmemi emretti. Aşağı indim ve ne olduğunu sordum. O da bana ortalığın karışık olduğunu, sıralı amirlerim dışında kimseden emir almamamı söyledi." şeklinde beyanda bulundu.
Darbeci eski Hava Harp Okulu Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Ergezen'in emirleri doğrultusunda TRT binasının yakınlarına asker götürdüğünü söyleyen Yıldırım, bu uçuşundan sonra Atatürk Havalimanı'na geri döndüğünü belirtti.
Havalimanına gittikten sonra 15 Temmuz'da TRT'nin Ulus'taki yerleşkesi ve Digitürk binasının işgaline ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski yüzbaşı Fatih Aksoy'un yanına geldiğini ileri süren Yıldırım, savunmasına şöyle devam etti:
"Aksoy bana kendisini Albay Hüseyin Ergezen'in aradığını söyledi. Benim onları Beşiktaş Vodafone Arena Stadı'na götürmemi emrettiğini söyledi. Ergezen ikimizin de amiri olduğu için emri sorgulamadım. Üsteğmen Tuncay Yıldırım'ın (başka davada sanık) pilotu olduğu helikopter ve benim pilotu olduğum helikopterin içerisine askerler bindi ve havalimanından ayrıldık. Stadın oraya gittiğimizde Sarayburnu civarlarında birkaç tur attık. Daha sonra yakıtımız azaldığı için askerleri stada indirdik ve havalimanına geri döndüm."
Darbe girişimini "Uyandıktan sonra öğrendim" yalanı
Havalimanına geldikten sonra bir sandalyede uyuduğunu söyleyen sanık Kerime Yıldırım, elinde telefon olan biri tarafından uyandırıldığını, telefondaki kişinin darbeci eski Albay Özcan Korhan olduğunu kaydetti.
Korhan'ın kendisine "Köprünün Anadolu Yakası'nda askerler var ve öldürülecekler" dediğini öne süren Yıldırım, "Ben de gidip alacağımı söyledim. Ölüm tehlikesi olan personeli kurtarmak amacıyla hareket ettim. Köprünün yakınlarına geldiğimde gözle arama yapıyordum. Silah sesleri duydum ve motor gücü düştü. Vurulduğumuzu sandım. Motor gücü yükselince tekrar aramaya devam ettim ve 4 kişiyi Nakkaştepe'de helikoptere aldım. Daha sonra havalimanına geldim ve helikopterde yorgunluktan sabaha kadar uyudum." şeklinde savunma yaptı.
Darbe girişimini sabah uyandıktan sonra öğrendiğini iddia ederek hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Yıldırım, ifade değişikliği ile FETÖ'nün "ne olursa olsun, inkar et" stratejisini izledi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin görülen ve 18 Ağustos 2018 tarihinde karara bağlanan davada, sanık Kerime Yıldırım, ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan'' ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Adil Öksüz ile aynı ankesörlü hattan arandı
Bu arada darbeci Kerime Yıldırım'ın, terör örgütünün sözde TSK imamı olup darbe girişimini ülke çapında yöneten firari Adil Öksüz'ün, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olayların sorumlu komutanlarından olan ve çıkan çatışmada ölen astsubay İbrahim Gül ile sözde Yurtta Sulh Konseyi'nce hazırlanan sözde "sıkıyönetim direktifi" ekinde yer alan listede "Hakkari Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı" olarak görevlendirilen ve tutuklu yargılanan Tuğgeneral Ahmet Otal'ın aynı sabit ankesörlü hattan arandığı tespit edildi.