Yüksel Özkan Araştırma Önergesi ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Yaşanan depremlerin ardından bölgede oluşan barınma, hijyen ve sanitasyon sorunları, sağlıklı içme
suyuna ulaşamama gibi birçok neden salgın hastalık riskini artırmaktadır. Kurulan çadır ve konteyner
kentlerde hayatlarını idame ettirmek zorunda kalan vatandaşlarımıza Covid-19, İnfluenza, Sreptokok
A, uyuz, bitlenme, kızamık ve ishalli hastalıklar gibi bulaşıcı hastalıkların yayılma riskinin artabileceği
aşikardır.”
Asbest Çok Ciddi Bir Sorun
Depremde yıkılan binaların birçoğu inşa edilirken asbest kaynaklı bir kısım yapı
malzemelerinin kullanıldığına dikkat çeken Özkan, “Enkazlarda insan sağlığı ve ekosisteme
zararlı çok sayıda madde bulunuyor. Bu maddelerin başında asbest ve izolasyon
malzemelerinde kullanılan zararlı kimyasallar geliyor” dedi.
Enkaz kaldırma çalışmalarının ilgili yönetmeliklere uygun olmayan bir şekilde yapılmasına
devam edildiğini belirten Özkan, “Molozların içerisinde bulunan çok sayıda zararlı
kimyasalların havaya ve yer altı sularına karışarak ileride telafisi çok güç hastalıklara yol
açacaktır” dedi.
İyileştirme Programı Uygulanmalı
Depremde yakınlarını kaybeden veya yaralanan vatandaşlar ve özellikle çocukların yaşadığı
ağır psikolojik travmaların uzun yıllar devam edebileceğinin altını çizen Özkan, buna yönelik
iyileştirme programlarının ivedilikle uygulanması gerektiğini vurguladı.
Yüksel Özkan, deprem sonrasında oluşan olumsuz yaşam koşullarının, çevre ve insan sağlığı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılması, tespit edilmesi ve çözüm yollarının bulunması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Meclis Araştırma Önergesi sunduğunu belirterek,
konunun takipçisi olmaya devam edeceklerini söyledi.