Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan TGRT Haber'e Önemli Açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TGRT Haber "Referandum Özel" programında Batuhan Yaşar'ın sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan TGRT Haber'e Önemli Açıklamalar
banner98

 TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar sordu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la 'Referanduma Doğru Özel' yayın, ile İstanbul merkezli 60, Anadolu’da 60 olmak üzere, toplam 120 televizyon kanalına yayın hizmeti veren İhlas Haber Ajansı (İHA) Beyaz TV ve TV Net üzerinden canlı yayınlandı.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tarabya Huber Köşkü'nden TGRT Haber'e yaptığı açıklamalar;

Batuhan Yaşar: Efendim son düzlük dedik ama meydanların dili sizde, bir taraftan anketler de yapılıyor. Hem bugün açıklanan anket sonucu var mı? Artık son günlere geldik neler diyeceksiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 3 kanalından izleyicilerine şükranlarımı sunuyorum. Ben mitinglerden geldim oralarda yağmura rağmen muhteşem katılım vardı. Böyle bir katılımla bütünleşmek adeta finish diyebileceğimiz bir noktada ben halkımızın bu işi ne denli benimsediğini göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Ben meydanların diline önem veririm, dün Erzurum'da aynı şekilde meydanlar patlarcasına, yollar, balkonlar patlarcasına her yerde bizimle kucaklaşmak isteyen halkımız vardı. Bir gün önce Şanlıurfa'daydım, Şanlıurfa hakkaten muhteşemdi. Şanlıurfa adeta miting alanına akın etmişti, bunları görünce toplumumuzun bir karar noktasına geldiğini görüyorum. Bazı sorularıma aldığım cevaplarla da artık işi benimsemiş gibi duruyor milletimiz.

"REFERANDUM ÖNCESİ RAKAM AÇIKLAMAK DOĞRU OLMAZ"

Batuhan Yaşar: Sürekli kararsızların çok olduğu söyleniyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ben artık kararsızların kaldığını düşünmüyorum. O da artık siyasi partilerinde aradıklarını bulamamış olduklarından dolayı olduğunu düşünüyorum. Evette ciddi bir tırmanma söz konusu, hayırı da burada inişte olduğu7nu görüyoruz. Bir milletvekili seçimi olsa bazı şeyleri açıklamakta fayda olur ama referandum öncesi böyle bir durumu açıklamak doğru olmaz. Araştırmacı şirketlerin açıklaması daha doğru olur ki şirketler de şuan evetin önde gittiğini belirtiyorlar.

Hayır cehpesine baktığımızda salon toplantıları yaptılar, Kılıçdaroğlu'na gönderme yaptınız 'yalan söylüyor' diye. Bu söylemlere cevap vermekte bir mesai harcanmasıydı, evetin daha iyi anlatılmasının önüne geçmiş olabilir mi bu?

"KILIÇDAROĞLU'NUN KORUMALARI DARBECİLERLE GÖRÜŞME YAPTI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İşin kolayına gidiyor onlar. Yine bir televizyon kanalındaydı, 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece kendisine arkadaşlar soruyor; O gece darbe girişiminde siz neredeydiniz? Diye. Dedi ki; Sayın Cumhurbaşkanı beni haberdar etse kendisini beklerdim. Çünkü daha önce bazı televizyon, radyo programlarında darbe olacak olursa tankların önüne ben çıkarım diyen kişi. O akşam ben 03:30'da Yeşilköy'e iniyorum. Bu arada on binlerce İstanbullu bizi karşıladı, açıklamalar yaptık bu arada da vekaleten 1. Ordu Komutanımızı Genelkurmay Başkanlığı'na atadık. Valilerimizle orada konuştuk daha sonra Enerji Bakanlarımızla görüşmeler yaptık. Arkadaşlar dedi ki; Buradan 11:15, 11:30 civarı VİP'den Kılıçdaroğlu ayrıldı. Bir ışıldaklı araçla, tabi o akşam bunu bilmiyorduk biz. Şİmdi baktık ki malum A Haber - ATV aynı şekilde Sabah grubu daha farklı görüntüleri yakalamışlar. Oradan yakaladıkları görüntülerle orada yanındaki korumaları darbe yapanlarla görüşme yapıyor. Bu çok manidar, sen o arada 12 dakika bir görüşme yapıyorsun. Bir açıklama da yapmış değil henüz, nedir? Kimle görüştün, neyi görüştün? Bunları toplum bilsin ama her hangi bir açıklama yok. Işıldaklı arabaya atlıyor ve gidiyor. Helikopterler geldi geçti, uçaklar geldi geçti biz ertesi gün öğlene kadar oradaydık. Darbe tamamen geri tepti ve duruma hakim olduk ondan sonra da süreci işlettik. Şimdi bir gerçek var, dürüst ol. Yalan konuşma, şimdi bu milli bir mesela ama buna rağmen hatırlayın ben 7 Ağustos'taki Yenikapı buluşmasına kendisini davet ettim ve icabet etmedi sonra öyle zannediyorum ki çok baskı yedi ve bu baskılar neticesinde Cuma günü geleceğine dair haber geldi.

"AK PARTİ VE MHP BERABER CHP VE HDP BERABER HAREKET ETTİ"

Buna ne sebebiyet vermiş olabilir sizce?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Buna kendisi cevap vermesi lazım, yeni anayasa meydanlarda verilen sözdü. Burada AK Parti ve MHP grupları bir ittifak tesis ettiler ve 339'la parlamentodan geçti. Gönül isterdi ki buna CHP'de katılsın. Şu anda referandumla değil parlamentodan çıkardı bu karar. Bu defa iki siyasi parti referandumdan yana hareket etti ikisi de işe muhalefet olarak hareket etti. Millet gereken cevabı veriyor ve Pazar günü son nokta konulacak.

"CHP ATATÜRK VE İNÖNÜ İÇİN TEK ADAM DEMİYOR"

CHP değişiklik olacak maddelerin hiç bir şekilde anlatılmadığını iddia ediyor. Anlatılmaya başlandı, o günden bu güne kadar da o maddeleri konuşmayı bırakıp bir kaç madde seçtiler. Bu maddeler tek adamlık meselesi, meclisin feshedilmesi, bir de şu iddiaları var 'Erdoğan'dan sonra ne olacak?' dış politika ve ekonomi meseleleri de dile getiriliyor. Onlara göre problemli alanlar bunlar gibi kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir defa tek adamlık konusu, bu zat önce kendi partisinin geçmişini bilmiyor önce bunu öğrenmesi lazım. Şu anda bu sistemle tek adamlık diye bir şey gelmiyor. Bu sistemle, dünyada da uygulamaları olan aslında parlamentonun işlevini artıran, ortak aklın oluştuğu bir kadro hareketi devreye giriyor. Gazi Mustafa Kemal malum hem CHP'nin Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanıydı. Ardından İnönü geldi, hem CHP'nin Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanıydı. Bugüne kadar bunlar için hiç tek adam dedi mi? Yok, biz de böyle bir adım atmadık. Biz istifa ettik, öyle Cumhurbaşkanı olduk fakat tabii ben ilk defa halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı oldum. Gazi Mustafa Kemal nasıl partisinin Genel Başkanı olarak kalmış hem de Cumhurbaşkanı olduysa yine bu olacak. Dünyada örnekleri var, partisinin başkanlığını yapan var, aynı zamanda başkan olan var. Ama bunları kabul etmek işlerine gelmiyor, dersini iyi çalışmıyor. Biz bir defa tek adamlık anlayışını anlatırken yanlış anlatıyoruz. Ben iki örnek veriyorum bakın, tek adamlık var mı yok mu? Eğer başka bir yorumun varsa yap onu da öğrenelim. Başbakan bir partinin Genel Başkanı mı? Genel Başkanı, aynı zamanda Başbakanlık yapıyor mu? Yapıyor, orada neden tek adamlık olmuyor? Garibim daha böyle bir şeyi göremediği için ne nereye tekabül ediyor bilmiyor. Burada biz o yorulma meselesi dedik ya, bunlar işte insanı yoruyor. Bu mukayeseyi yapamıyorlar.

Cumhurbaşkanı'nın bir kere Meclis'i feshetmesi yok. Seçime götürme yetkisi var, böyle bir adım atıldığı zaman ortaya ne gelecek? Ortaya iki sandık gelecek hem milletvekili hem Cumhurbaşkanı sandığı ama bir Cumhurbaşkanı görevdeyken neden böyle bir seçime gitme yolunu denesin ki? Bu ancak fevkalade bir hal içindeyken yapılabilir. 5 yıl bir hedef, bunun ekonomiye, istikrar, güvene faydası var.

"PARLAMENTO DAHA DA GÜÇLENİYOR"

Cumhurbaşkanı'nın bir kere Meclis'i feshetmesi yok. Seçime götürme yetkisi var, böyle bir adım atıldığı zaman ortaya ne gelecek? Ortaya iki sandık gelecek hem milletvekili hem Cumhurbaşkanı sandığı ama bir Cumhurbaşkanı görevdeyken neden böyle bir seçime gitme yolunu denesin ki? Bu ancak fevkalade bir hal içindeyken yapılabilir. 5 yıl bir hedef, bunun ekonomiye, istikrar, güvene faydası var. Bu hedef saptırmadan başka bir şey değildir. Şu anda Cumhurbaşkanı biliyorsunuz ihanet-i vatanniyeden yüce divana gider. Fakat yeni dönemde 2019 Kasım'ından sonra, bu defa tüm kişisel suçlarından ötürü parlamentodaki belli çoğunluk sağlandıktan sonra yüce divana gidecek. Bu nedir? Parlamento'nun ne denli güçlendiğini gösterir. Şuanda Meclis'in HSYK'ya üye verme yetkisi yoktur, yeni dönemde 7 üye verme yetkisi olacak. 7 tane üye gönderiyor, bu seçimden sonra hemen olacak bu. 30 gün içerisinde bu seçimlerden sonra üyeler seçilecek bende 4 üye atayacağım. Bir de müsteşar ve Adalet Bakanı atanacak. 13 üye ile HSK'yı çalışmaya başlatıyorsunuz. 3 olan daire 2'ye düşüyor bu adımlarla beraber parlamento farklı bir güç elde etmiş oluyor ve bunu da kimsenin inkar edecek hali yok.

"TAYYİP ERDOĞAN BİR TABU DEĞİL KULDUR"

2019'dan sonra ne olacağına yada 2019'a kadar yaşayacağımıza dair garanti var mı? Asıl olan sistem, biz kişileri değil sistemi konuşuyoruz. Eğer faniler üzerine siz bir ülkeyi bina etmeye çalışırsanız batarsınız, onun için kalıcılığı olan bir sistem oluşturalım. Kim gelirse gelsin bu sisteme uysun ve bu sistemle ülkeyi yönetsin. Şu anda bizler insan olarak böyle bir durumu değerlendirirken şuna bakmamız lazım; Tamam da bu tabudur, biz tabuları yıkmamız lazım. Eğer tabuları yıkmazsak bunun bedelini ağır öderiz, Tayyip Erdoğan bir tabu değildir, bir kuldur. Tayyip Erdoğan sonrası milletin iradesine saygı duymasını öğrenecekler.

"GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN SÖZÜNE KENDİLERİ UYMUYOR"

Şimdi Gazi Mustafa Kemal aşağı Gazi Mustafa Kemal yukarı, onun partisinin sahibiyiz biz diyor. Oturduğun koltuktan okumuyor musun? 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor altında da Mustafa Kemal Atatürk'ün imzası var. Buna neden uymuyorsun o zaman? Siz bu ülkeyi yönetecek aktörler yetiştirebiliyorsanız bu ülke güçlüdür, canlıdır işte bu yüzden 18 yaş diyoruz. Genç, dinamik bir parlamento. Gençler asla bir rüşvete, lütfa ihtiyaç duymazlar. Biz gençlere şu anda 18 yaş cezai mükellefiyet getiriyor mu? Evlenme yaşı 18 diyorsun, bütün bunlar oluyorken seçme hakkı verirken seçilme hakkı neden vermiyorsun? İşte biz veriyoruz, önce 30'du 25'e indirdik, 18'e inmesi lazım diyorduk, işte şimdi bunu gerçekleştiriyoruz. Gençliğimiz parlamentomuza inşallah ayrı bir dinamizm katacak. Şu anda parlamentoda 25-30 yaş grubu arasında çok az arkadaşımız var, sorun bakalım kimlerin çocukları?

"DİĞER ÜLKELERLE BİZİM ARAMIZDA ADİL BİR DAĞILIM YOK"

Batuhan Yaşar: Yargıdan bir örnek verdiniz, HSYK, HSK olacak dediniz. Bir de güçler ayrılığı ortadan kalkıyor, güçler birleşmesi oluyor bütün yönetim tek ele geçiyor iddiaları var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu da bir yalan, 2010 öncesine bakalım. 2010 öncesinde üye sayısı HSK'nın 7 asıl 5 yedekti. Ve Cumhurbaşkanı 5 asıl 5 yedek atardı, Adalet Bakanı ve müsteşar 2 üye atardı böylece 7 oluşurdu. 2010 sonrası 21 asıl 7 yedek oldu. Sonra üye sayısı 21 yapıldı. Şimdi ise 2017 sonrası üye sayısı 13 oluyor. Bakın tasarrufa gidiliyor, Meclis hiç üye atayamazken şimdi 7 üye atıyor. Cumhurbaşkanı yine 4 üye atıyor. Adalet akamdeisinden üye yok sdece, bu tabloyu sağa sola çekmenin alemi yok. Burada her hangi bir müdahale söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi'nin 2010 sonrası 17'ye çıktı üye sayısı, şimdi 15'e düşüyor. 2 askeri üye var, bu üyeler emeklilik süresi dolunca ayrılıyor. TBMM, burada 3 üye seçiyordu yine 3 üye seçecek. Cumhurbaşkanı ise 14 atıyordu şimdi ise 2017'de 12 atayacak neden? Askeri üyeler olmayacağı için şimdi burada nasıl oluyorda bu kuvvetler ayrılığı birbirine giriyor. Az önce yasama organının durumunu anlattım, yasama organı bir defa 550 milletvekilinden 600'e çıkıyor. Neden? Buradaki olay şu, adil bir parlamento oluşumunu sağlayalım çünkü başka ülkelerde bakıyorsunuz nüfusa oranladığınızda oran çok farklı, bizde ise çok farklı bir tablo var. Bunu halletmemiz gerek dedik, bununla ilgili bazı ülkeler var ki bizimle mukayese edilkemeyecek şekilde çok farklı. Mesela Almanya; Bakın 82 milyon nüfusu var, milletvekili sayısı 667, milletvekili başına düşen sayı 123 bin. Fransa 66 milyon nüfusu var, milletvekili sayısı senato ile birlikte 925 nüfus ortada. İspanya'ya bakıyoruz 44 milyon nüfusu var milletvekili sayısı 616, 64 bin kişiye 1 vekil düşüyor. Bizde adil bir dağılım yok. Bu sayı parlamentoya bir denge getiriyor. Cumhurbaşkanının yasama yetkisi yok, kanun yapma yetkisi yok. Benim Türk tipi Başkanlık sistemi ifademin arkasında yatran bunlardır. Biz illa birileri şöyle yapıyor bizde yapalım diye bir şey yok. Biz kendi örf adetlerimize bakarak bir yapı yapmamız lazım.

Batuhan Yaşar: Kemal Kılıçdaroğlu 'Ülkeyi Cumhurbaşkanı kararnamelerle yönetecek' diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu anda bir defa Cumhurbaşkanı hakkında anayasa maddesi olan bir konuda her hangi bir kararname çıkaramaz. Yasal düzenleme konusunda da çıkaramaz ama bunların dışında boşluklar var. Belli bazı alanlarda sıkıntılar olabilir, temel hak ve özgürlükler anlamında değil. Orada Cumhurbaşkanı bir kararname ile düzenleme yapabilir, nedir bu? Atama ve benzeri şeylerle bunu yapabilir. Yani siz kararname ile hakkında kanun olan bir konuyu örneğin muhtarlar gündeme geldi ya, siz kalkıp muhtarlıkları kaldıramazsınız çünkü onlar yasalarla o makamlar oluşturulmuş. Onun için kalkıp Cumhurbaşkanı muhtarlık felan kapatamaz, adam lokantaya kadar indi. Enteresan şeyler söylüyor, Cumhurbaşkanının yardımcıları 50 tane diyor, 100 tane diyor hatta ileri gitti 1.500 dedi. Bir diğer konu, bir yalan daha söylüyor üniter yapı noktasında. Biz bugüne kadar üniter yapı noktasında olumsuz bir açıklamamız oldu mu?

"1923'TE REJİM TARTIŞMASI BU ÜLKEDE BİTMİŞTİR"

Batuhan Yaşar: Bu ilk aşama diyorlar Kemal Kılıçdaroğlu değil Deniz Baykal'da aynını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Al birini vur ötekine ikiside aynı. Burada üniter yapıyı savunduğumuzun en büyük ispatı PKK ile verdiğimiz mücadeledir. CHP, Hakkari'ye gitti miting yaptı orada bir tane Türk bayrağını gösteremedi orada HDP'yi arkasına alıp miting yaptı ve bu konuyla ilgili olarak danışmanımın bir açıklamasını çarpıtmışlar, daha sonra onu düzeltti danışmanım ama buna rağmen bunlar onu yürüttü. Ben ne diyorum sen ona bak, benden böyle bir şey duydun mu? Rejimle ilgili kim bir şey söylerse ben karşısında dururum dedim 1923'te rejim tartışması bu ülkede bitmiştir.

"GÜNEYDOĞU TURİZM DE PATLAMA YAPACAK"

Kürt seçmenin ne diyeceği önem taşıyor, Kürt halkının kullanacağı oy bu operasyonları destekliyor mu, desteklemiyor mu bunu görmenize yardım edecek. PKK'nın ele başları MHP ve AK Parti bizi bitirecek diyorlar, neden böyle değerlendiriyorlar? Ve kaç tane Cumhurbaşkanı yardımcısı ön görülüyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir defa Cumhurbaşkanı'nın her hangi bir yere gitmesi veya belli bir süre oradan ayrı kalmasında tabii ki yanındaki yardımcılarından birini görevlendirecektir ve o vekalet edecektir. Allah göstermesin hastalık olur vesaire bunlarla ilgili. Bunun da suistimalini yapıyorlar, Cumhurbaşkanı'nın vekaletini Meclis Başkanı yapsın diyorlar. Şimdi artık Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık birleştirildiğine göre bu yeni yapıda da Cumhurbaşkanı bir yere giderken yerine de yardımcılarından birini vekaleten görevlendiriyor. Şimdi Güneydoğu ile ilgili olarak benim Kürt kardeşlerim bir defa biz çok ciddi manada hükümetimiz yatırımlar yapıyor. Kentsel dönüşüm, değişim noktasında yatırımlar var. Burada bu terör örgütleri, çukurlar, hendekler açmak suretiyle. Benim Güneydoğu'daki Kürt karteşlerime hayatı zindan ettiler, hükümet burada gayretin içinde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız TOKİ ile müşterik bir çalışmayı yürütüyor. Kısa zamand Güneydoğu hakikaten güzel bir çekim alanı haline gelecek. Ben projeleri görüyorum, getirdikleri zaman bakıyorum ve projeleri görünce 'Bu gördüklerim rüya değilse, Türkiye turizm de ciddi bir patlamayı yapacak' Türkiye turizm de ciddi bir patlama yapacak. Şu anda yatırımcı yok, kaçıyor, terörden korkuyor fakat şimdi bir rahatlama başladı, artık vatandaş gece geziyor, dolaşıyor. Diyarbakır'ın cadde ve sokaklarında bu var. Diğer illerde bu var, şimdi Hakkari'de hepsi temizleniyor, bütün bunların temizlenmesiyle birlikte yeni binalar yapılıyor. Sur içinde, İç Kale'de aslına uyarak bu yapılıyor. Güneydoğu farklı bir hale gelecek ve oradaki Kürt vatandaşlarımda bunu görüyor, evlerinden eşya alıp gidenler vardı ya, şimdi onlar oralara yeniden gelecekler. Oradaki gördükleri huzur artık yeni bir değerlendirmeye tabii yol açacaktır.

"KANDİL, İMRALI, FETÖ HAYIR DİYOR"

Elebaşlarından ölenler çok oldu. Kandil hayır diyor, İmrali hayır diyor, Pensilvanya'da FETÖ hayır diyor. Biz hayır diyenleri de anlayışla karşılarız o ayrı mesele, benim vatandaşım da kim bize hayır dedirtmek istiyor bunu da kendisine soracaktır. Vatandaşlarımız 'Ben bunlarla yürümem' diyecektir. Bu asla ipotek koymak değildir, zaten benim vatandaşım iradesini bu yönde şekillendirecektir diye düşünüyorum. Bu milletin bütünlüğe, kardeşliğe ihtiyacı var.

"GELİRLER ŞUAN 3 KAT ARTTI"

Kamuoyu yoklamalarına dair bilgi verebilirmisiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ciddi bir ilerleme var her şey güzel görünüyor.

Diyelim ki 2002'de biz yola çıktığımızda hatta geriye alayım 2001 partimizin kuruluşu. Anadolu'yu dolaşıyorum, Güneydoğu Anadolu'da oradaki halkımızın söylediği bir şey vardı hatırlayın o zaman Türkiye'de OHAL vardı, 'Sadece şu OHAL'i kaldırın yeter' diyorlardı ve göreve geldik. Aldığımız oy aslında çok yüksek değildi ama parlamentonun yüzde 63'ünü biz almıştık fakat enteresan o dönemde biz süratli bir karar aldık. Parlamentoya ben giremedim, Abdullah Bey Başbakan oldu ve 1 ay içinde OHAL'i kaldırdık, peki kaldırdıkta ne oldu? Terör bitti mi? Maalesef terör bitmedi, tam aksine terör çok daha farklı bir şekilde gelişme yollarını aradı. Bunlar ihanet şebekesiydi, hiç bir yerde Türk bayrağını bir kongrelerine dahi asmazlardı. Dert başkaydı, şu anda oluşturacağımız sistemde de tabii ki birileri buna adapte olamayacak. 14 sene, 15 sene bizde bu sistemle ülkeyi yönettik ama Allahtandır ki hep tek başımıza iktidarda olduğumuz için şuan 3 kat gelirleri artırdık. 2013 itibariyle IMF'ye olan borcumuzu bitirdik, MB'nin döviz rezervi şuan 107 milyar dolara kadar çıkardık. Bir ara başbakanlığım döneminde 136 milyar dolara kadar çıktı ama bu olumsuz gelişmeler sonrası düştü ama yeniden çıkaracağız. Benim halkım ekonomi ile ilgili olarak sıçrama olarak 16 Nisan'ı görmesi lazım, Pazar günü bu ülkede sandıklardan evet çıkarsa ekonomide ciddi bir sıçrama olacaktır. Bizim hedefimiz 2023'te 25 bin dolara ulaşmak kişi başına milli gelirde. Biz biraz mütevazi davranıp 22 bin dolar diyoruz. Sistem noktasında da bu sisteme parlamento içindeki partiler zaten evet dese sıkıntı olmayacaktı. CHP ve diğeri buna yaklaşmadı, sizde sistemnizi ortaya koyun onu da götürelim millete teklifi yaptık, yeter ki birlik olsun dedik ama ona da yanaşmadılar.

ERDOĞAN YAŞADIĞI KAZAYI İLK KEZ ANLATTI

Aslında ben tabii ki, gerek bu durumları anacığım babacığım hep yaşadık. Az önce teyzeyi hatırlayınca o geldi. Gider erken saatlerde kuyruğa gider, numarayı alır ondan sonra annemi alır hastaneye götürürdüm. Yaşlı kadın kimse onu oraya getiren olmamış. Bolu Dağı'ndan bir gün sabah namazı sonrası çıktık, kışı meşhur oranın. Biz kaymaya başladık, bariyerlere vurduk. 5 arkadaşız, Düzce'ye götürdüler bizi. Ama Düzce'de hastanenin ambulansı yok burada bir şey yapamayacağız dediler, bizi van tipi araçlara yatırdılar balık istifi, bu şekilde Bolu'ya geldik, bizi devlet hastanesine götürdüler. Siz memurmusunuz, işçimisiniz dediler, sigortalıyız deyince kabul etmediler oradan SSK'ya götürdüler. Bunların hepsi kan kaybı ama bir ambulans yok, bir hemşire verilmiyor. Şimdi ki duruma bakıyorum artık böyle bir sıkıntımız yok, hiç bir hastane size ben bakamam lüksü yok, cürreti yok. Ne yaptık? Bu olayları yaşadığım için arkadaşlara bu hastanelerin hepsini birleştirmemiz lazım. Sendikalar karşımıza dikildi ama yok arkadaş biz bunu birleştireceğiz, vatandaş hangi hastaneye giderse orada hizmeti alacak. Yasayı çıkardık ve ardından bir şey daha yaptık Genel Sağlık Sigortası'nı çıkardık. İki; Biliyorsunuz eskiden ilaç sıkıntısı aman yarabbi. Eskiden belki bir iki tanesini bulurdunuz, bunların hepsini biz kapattık. Her eczaneden alışveriş yapabilirsiniz dedik, bunlar önce yoktu. Kılıçdaroğlu döneminde bunlar yoktu. Şimdi biz hamdolsun hastanelerimizi tümüyle bazı büyük ilçelerde hatta bin yataklı hastaneler yaptık, şimdi bir de şehir hastaneleri yaptık, özel hastaneler, vakıf hastanelerinden istifade ediyorduk ama şimdi şehir hastaneleri Türkiye'ye bir kaç sınıf atlatıyor artık dünya buraya akıyor. Doktorlarımızda ki kalite arttıkça bu olacak. Şimdi Balıkesir, Mersin, Yozgat, Isparta şehir hastanelerimizi açtık şimdi Ankara'da 2 tane yapılıyor. Fiziki mekanlar itibariyle biz Avrupa'yı geçeceğiz. Bütün doktorlarımızı inşallah üst düzey eğitim alması için yurtdışına da göndereceğiz ve bunu en üst düzeye çekeceğiz.

"TRUMP İLE YARIN GÖRÜŞEBİLİRİZ"

Trump ile yarın bir görüşmemiz olabilir. Suriye'de bir çalışma da yapmamız lazım, ben kimyasal silahlarla mücadeleden yana değil bu olayın sadece bir boyutu. Ölenler sadece kimyasal silahla ölmüyor ki! Kimyasal silahla bugün Suriye'de kaç kişi öldü, diğer şekillerle kaç kişi öldü. Onun da üzerine gideceğiz, kimyasal silahlara karşı mücadeleyi verelim ama diğer türlü susalım böyle bir şey olmaz.

RAKKA VE MÜNBİÇ OPERASYONU İLE İLGİLİ SON DURUM

Münbiç'te Rusya'nın insani yardım konusunda bir hareketlenmesi var ABD'nin orada bir çalışması var tabii rejim de bu işin içinde. Orada ÖSO ile bizde varız, biz de bu süreci devam ettireceğiz. Münbiç ile iş bitmiyor, asıl önemli olan DEAŞ'ın merkezi durumunda olan yer Rakka. Rakka'daki mücadelede bizim şuandaki kararlılığımız şudur, biz diyor ki; Gelin hedef DEAŞ ise birleşip beraber mücadele vereilim. Sen PYD, YPG ile bu işi yapacağım dersen biz yokuz. DEAŞ ne kadar terörist örgütse, YPG, PYD de o kadar terörist örgüttür. Aynı şeyi biz Rusya ile de paylaştık. Temenni ederim ki bu konuda bir fikir birliği olur ve Astana sürecini biz Rusya ile başlatmıştık buna İran da katılmıştı yeniden bu süreci diri tutabiliriz.

ERDOĞAN'DAN AB'YE: BEKLEYECEK ZAMANIMIZ YOK

16 Nisan Avrupa Birliği'ne bile cevap olacak. Almanya'da, Fransa'da yapılanlar ortada. Fransa'da seçim var, adayların hepsi bu kardeşinizi konuşuyor. Ben orada aday değilim ki neden beni konuşuyorsunuz? Bugün ki dergilerde hepsi kapak yapmış, böyle ücretsiz reklamımızın yapılacağını bilmiyordum. Öğrendiler, bu da güzel birşey kapakların hepsi Türkçe. Bunu da yavaş yavaş öğreniyorlar, bunlar tarihe kayıttır aslında. Bundan sonra şu da olacak, yani evet çok çok yüksek bir rakam çıktığı halde AB ile masaya oturacağız var mısınız? Yok musunuz? Ne diyorsunuz? Bize kalkıp afra tafra yapmayın, varsanız ne ala 54 sene bekledik, bundan sonra bekleyecek zamanımız yok. Oturun kararınızı verin, vermediğiniz taktirde biz kendi kararımızı vereceğiz. Halkım benim şuanda; Biz artık beklemeye tahammülü olmayan bir milletiz' diyor.

Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2017, 01:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0