Başbakan Ahmet Davutoğlu ile İzmir Başbakanlık Ofisi’ndeki ikili görüşmeleri ve düzenlenen basın toplantısının ardından Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, 4. Türkiye-Yunanistan İş Forumu Yüksek Düzeyli Oturumu’na katıldı. Programın ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi tarafından düzenlenen Onursal Doktor Unvanı Takdim Töreni’ne katılan Çipras’ı onlarca öğrenci dinlemeye gelirken, törene İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş ile üniversitenin rektörü Prof. Dr. Oğuz Esen de katıldı.
Törende konuşan Çipras, “Şimdilerde mülteci krizi yaşıyoruz. Bütün yöremizi etkiliyor. 70 yıl içinde istikrar dönemi yaşadık. Güneydoğu Anadolu’daki mülteci krizi Avrupa’yı yattıkları derin uykudan uyandırdı. Çünkü evlerinin avlularına kadar geldi. 70 yıllık barış döneminden sonra gelecek nesillere borcumuz var, geçmişimize karşı da borcumuz var. İşbirliği içinde sorunlarımıza çözüm üretebiliriz. Bugün Türkiye ve Yunanistan bir adım attı. Sadece ilişkiler için değil, insani değerler yönünde birer adım attık. Yolumuz büyük bir yol ama bu hedef çok büyük. Sabır, ısrar ve inatla bu yön değiştirme çalışmalarını üretmek zorundayız. Ben karalıyım ve bunu başaracağız. Bütün gücümle mücadele vermeye, ideolojik farklılıkları gözetmeksizin, bu farklılıkları bir kenara atarak dayanışmaya, istikrara yön vermek üzere mücadele edeceğim” diye konuştu.
“SOLCU BAŞBAKANA ONUR VERMENİZ BİR PARADOKS”
Tarihi bir şehir olan İzmir’de olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Çipras, “Belki bazı insanların anlatımlarda olumsuzluklar olabilir ama İzmir uzun yıllardır değişik dinlerde ve değişik milletlerde insanlar barış içinde yaşadı. Bugün onur günüdür. Bilimsel açıdan çalışma yapmak senelere mahsustur. Ben faal bir siyasette olduğum için böyle bir zamanım yok. Ben sadece bilimin değerinden söz etmek istiyorum. Bilimin değeri her yerde kovuşturuluyor çünkü bunlar toplumsal açıdan karşılığı yok. Üniversitelerin bilimselciliği geri kalmışlığa karşı kale teşkil eder. Bugün Yunanistan Başbakanı olarak konuşmak istemiyorum. Siyasi açıdan solcu Avrupalı bir başbakanım. Sizlere siyasi ekonomi öğrencilerine hitap etmek istiyorum. Basın mensupları bunu paradoks olarak nitelendirebilirler fakat bugün üniversitede böyle büyük onur vermeniz, bir solcu başbakana bu vermeniz bir paradoks teşkil eder. Bu çok tuhaf bir paradoks olan durum, çünkü Marksizm’in başlangıç noktası ister istemez bilimsel olaydır” ifadelerini kullandı.
“BUGÜN, DOĞRU YOL ALMIYOR”
“Marksizm, siyasi ekonominin kritik edilmesidir” diyen Çipras, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kapitalizmin tecrübesidir. Yani bir sürü düşünürlerin belirttiği gibi bu bir objektif görüş açısı değildir. Buna zıt olarak, bilinçli olarak emekçilerin gücüyle ortaya konmuştur. Emekçinin bakış açısı ortada olan durumu yansıtır. Her iki durumda da bu durumun değişmesi demektir. Bilimin değişmesi, gerçeğin ulaştırılmasıdır. İkinci durumda da siyasetteki pratikte toplumla, toplumdaki süreçle karşı karşıyayız. Bu öyle bir süreçtir ki bu toplumu değiştirmek nasıl olacaktır? Bakış açımızı ona göre değiştirmek zorundayız. Bir taraftan güçler bütün dünyanın takındığı olumlu bakıştır. Menfaati olanlar bir tarafta, diğer yönden de diğerleri. Bugün doğru yol almıyor. Bazı kişiler hayal kırıklığına uğramıştır, değişikliğe ihtiyaçları vardır. Benim sol bakış açım, siyaset alanında ne demiş olursa olsun neyi değiştireceğiz? Marks’ın deyişi ile ‘bir şeyi değiştirmek için onu tanımak lazım.’ Bugün sizin krallığınıza, bilimsel krallığınıza geliyorum, bugün neyi değiştirmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor ve sonra nasıl değiştirebiliriz, buna bakmamız lazım.”
“İYİMSER BİR EKONOMİSTİN BİLE AŞAMAYACAĞI KRİZ DÖNEMİNDEYİZ“
“Bu yaşadığımız ekonomi insanların hayatına gerçek bir yön vermiyor mu?” diye soran Çipras, şunları söyledi:
“70'lerdeki krizden de söz etmek istiyorum. O zamanki kriz sermaye, banka krizi değildi, daha sahiciydi. Bugün daha zor bir kriz dönemindeyiz. Biz iyimser bir ekonomistin bile aşamayacağı kriz dönemindeyiz. Üst pay çıkarmak için değil, en uç neoliberal düşüncelerin bile varamadığı teknotrat krizlere işaret ediyor. Borç ekonomisidir bu. Para ekonomisi az kişinin menfaatine uygun olarak hareket ediyor. Ama şimdi kişilerin değil ülkelerin menfaatine hizmet ediyor.”
“BİR MEKANİZMA DERHAL YÜRÜRLÜĞE GİRDİ”
Her ülkenin vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğunu ve röntgen çeker gibi faizleri ona göre belirlemesi gerektiğini kaydeden Çipras, şunları söyledi:
“Banka sisteminin geleceğe yönelik günleri görmesi gerekir. Diyorlar ki; ‘eğer ucuz para istiyorsan, hemen istiyorsan bu siyaseti dayattığım siyaseti uygulayacaksın’ diyorlar. ‘Büyük fabrikalara yüksek kar sağlayacaksın. Alt yapılarını özelleştireceksin, artık hassas vatandaşları, işçileri korumayacaksın’ diyorlar. Girişimcilerin ve işçilerin alanını serbest bırakmayacaksın’ diyorlar. Bugün yürürlükte olan sistemin büyük bir sorunu var. Güvensiz bir sistem. Esasında güven zor kazanılır, kolay kaybedilir. 6 yıl önce Yunanistan’da bütün piyasada güven gitti, olimpiyat yarışmalarını bile kazanan Yunanistan aniden çöktü. Bu büyük başarısızlık. Bunu arzu edenler için bir başarı oldu. Başka bir mekanizma derhal yürürlüğe girerek çok az insanın menfaatine uyarak, IMF'nin de öncülüğünde çok zor şartlarda kemer sıkma politikası uyguladı. Ne dediler? ‘Ya bütün bu dayatmaları kabul edersiniz ya da istifa edersiniz’ dediler. Seçim kazandıktan sonra bize dediler ki ‘biz anlaşma yapmaya gelmedik, dediklerimizi uygulamaya geldik’ dediler.”
“YUMRUĞUMUZU MASAYA VURUP AVRUPA’NIN GELECEĞİNE YÖN VERMEK ARZUSUNDAYIZ”
Bu siyasetin bir sonuç vermeyeceğini düşündüklerini ifade eden Çipras, “Bu insanlara, vatandaşlara fayda sağlamayacaktı. Artık bizler yumruğumuzu masaya vurup bütün Avrupa’nın geleceğine yön vermek arzusundayız. Efendi duruşumuzu entegre etmeye çalışıyoruz bu gelişmelere. Bu mimariyi esasında sarsmak istiyoruz. Çabalarımız neticesinde ufak adımlar atıyoruz. Kemer sıkma politikalarının ekonomik ve toplumsal yönlerden işe yaramadığını gördüler. Kemer sıkma politikaları aşırı sağcılara, ırkçılara birer yer açtı. Refah karşıtı olanların bu tip uygulamalarla hiçbir yere varamayacağı anlaşıldı. Bu siyaset artık bir çıkmaza giriyor. Beklentisi olmayan ülkeler tehlikeli yerlere gider” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZIN BİRBİRLERİNE AŞIK OLMALARINI İSTİYORUZ”
Törende konuşan İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş ise, Çipras’a “Yunanistan’dan sonra burada da aday olabilirsiniz ve rahat seçimi kazanırsınız. Aleksis Çipras, ekonomik krizden etkilenen insanlara umut oldu. Önemi giderek artan mülteci krizini şiddet dışı yöntemlerle başarıyla yönetti. Siz öğrenci hareketlerinin içinde yer aldınız. Ben de 68 kuşağının içindeydim. Amacımız daha iyi eğitim, daha güçlü ekonomi, sosyal adalet ve daha fazla demokrasi idi” dedi.
Yunanistan ile ekonomik ilişkilerin artması gerektiğini belirten Demirtaş, “Hatta çocuklarımızın birbirlerine aşık olmalarını istiyoruz” diye konuştu. Demirtaş’ın bu sözü, salonda gülüşmelere neden olurken, izleyiciler tarafından alkışlandı. Demirtaş’ın konuşmasının ardından Çipras’a verilecek politik iktisat alanında onursal doktora unvanı için senato kararı okundu. Ardından, Çipras sahneye davet edilerek kendisine doktora unvanı verildi. Çipras’a ayrıca, cübbe ve Moda Tasarımı Bölümü’ndeki akademisyen ve öğrenciler tarafından dokunulan halı hediye edildi.
Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2016, 09:12