DÜNYA LİDERLERİNDEN CHAVEZ DE HEYKELİ İSTEDİ
Manevi abim dediği Çakal Carlos’a sürpriz yaparak heykel yaptığını ve Carlos’un heykeli görünce kendisine mektup yazdığını belirten Işıkhan, dünyanın sıra dışı liderlerinden olan Merhum Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in de Çakal Carlos büstünü Devrim Müzesi’nde sergilenmesini istediğini belirtti. İlk defa bir Türk heykelinin dünyanın renkli liderlerinden Chavez’in de mezarının yer aldığı müzede sergilenecekken kaybolduğunu dile getiren Ümit Yaşar Işıkhan, “8 ay boyunca uğraştım. Gerçek anlamda dünya çapında tanınan bir insanın heykelini yapmak kolay değil, en küçük farklı bir mimik bile o ifadeyi bozuyor. Üzerinde çok çalıştım. Daha sağlıklı olsun, daha uzun yıllar korunsun diye bronz olarak döktürdüm heykeli ve gönderdim” dedi.
“BU BASİT BİR OBJE DEĞİL BİR SANAT ESERİ”
Heykeli gönderdikten sonra ulaşıp ulaşmadığının takibini internetten yapan ve kargonun ulaşmadığını gören Işıkhan, kargo şirketine giderek ürünün akıbetini öğrenme amacıyla reklamasyon uygulamasını talep ettiğini söyledi. Reklamasyon sonucunda kendisine 5-6 ay cevap verildiğini öne süren Işıkhan, “Gelen yanıtta söz konusu eserin İstanbul’dan çıktığı ve ondan sonra akıbetinin bilinmediğini söylediler. Ben hem şaşırdım hem üzüldüm. Çünkü sonuçta basit bir obje değil. O benim 8 ay boyunca yaptığım bir eser, bir sanat eseri. Onun tekrarını yapmanız mümkün değil. Aynı tabloyu tekrar yapamazsınız, aynı şeyi tekrar yazamazsınız. Aynı heykeli tekrar yapamazsınız. Hakikaten çok üzüldüm, kendi üzüntüme mi yanayım, Carlos’a verilen sözü tutamadık, ona mı yanayım? Devrim Müzesi’nde Türkiye’den bir heykeltıraşın objesi yer alacaktı ona mı yanayım? Böyle çok yönlü mağduriyetler söz konusu oldu” diye konuştu.
“O BENİM ÇOCUĞUMDU, 16 KİLOLUK KARGO NASIL KAYBOLUR”
Kargo şirketinin kendisine para teklif ettiğini öne süren ve hiçbir sonuç alamayınca hukuki süreci başlattığını anlatan Işıkhan, şöyle konuştu: “Ben para peşinde değilim, tazminat istemiyorum. Ben heykelimi geri istiyorum. Çünkü sizin vereceğiniz para ile o heykeli ben tekrar üretemem, yapamam. O ruhu veremem. Ben istemiyorum, sadece eserimin geri verilmesini istiyorum. O benim çocuğum, benim ürettiğim bir obje. Düşünsenize bir metreye bir metre büyük bir koli. İçinde 16 kilogramlık bronz bir heykel ve üzerinde Kültür Bakanlığı’nın tarihi eser olmadığına dair resmi yazısı var. Heykelle ilgili bütün teknik bilgiler yer almasına rağmen kayboldu. Şaşırdım. 16 kilogramlık bir kargo nasıl kaybolur ya. Hele bu çağda. Artık insanların uzaya gittiği bir çağda, 16 kiloluk bir kargo ve en çok güvenilir dediğiniz devletin bir kargo kuruluşunda kaybolmasına şaşırdım.”
İLK DEFA TÜRKİYE’DEN BİR ESER YER ALACAKTI
Dünyanın sıra dışı liderlerinden olan Hugo Chaves’in de eserin sergilenmesi için onay verdiğini ve ilk defa bir Türk heykelinin dünyanın devrim müzesinde sergileneceğine işaret eden Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yüzyılın en önemli devrimci şahsiyetlerinde biridir Hugo Chavez. Onun Carlos ile ilişkileri çok daha farklı, ikisi aynı devrim karargahında büyümüş insanlar. Rahmetli Chavez’in mezarı da Devrim Müzesi’nde. Devrimde emeği geçen şahsiyetlerin, objelerin hepsi orada. Bir devrim müzesinde Türkiye’den bir şair bir heykeltraş olarak yer almak hem benim için hem de ülkem içinde bir gururdu ve ilk defa olacaktı.”
HEYKELİ BULANA HEYKEL ÖDÜLÜ
Çocuğum dediği eserin yerini hiçbir paranın dolduramayacağını belirten Işıkhan ‘Biz Carlos’u istiyoruz. Carlos’un bulunması halinde o büstü önce Paris’e Carlos’u ziyaret edip kendisine takdim etmeye ve oradan Devrim Müzesi’ne konulmak üzere biz Venezuella’ya gideceğiz” ifadelerini kullandı.
Türk şair ve heykeltraş Ümit Yaşar Işıkhan, eserinin geri getirilmesine vesile olan ya da bulan kişinin heykelini de yaparak ödül vereceğini söyledi.
200 BİN TL DEĞERİNDE
Işıkhan hiçbir sanat eserinin para ile ölçülemeyeceğini, ancak dünyaca ünlü bir kişiyi çizdiği heykelinin değerinin yaklaşık 200 bin TL değerinde olduğunu sözlerine ekledi.
“HUKUKİ MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
Ümit Yaşar Işıkhan’ın Avukatı Seval Karabay da kargo şirketinin İstanbul’a kadar takip ettiğini ancak daha sonra akıbetinin en olduğunu bilmediklerini ifade ettiğini öne sürerek, “Müvekkilim uzun mücadele sonucu eserini yaratmış ve kendince güvenilir olarak düşündüğü bir kargo şirketine teslim etmiştir. Ama her nasılsa 16 kiloluk bu büst heykel yerine ulaştırılamadığı gibi kaybolmuştur. Tüketici Mahkemesi’nde kargo şirketine maddi ve manevi tazminat davası açarak mücadeleye başladık. Bunu biz basit bir tazminat davası olarak görmüyoruz. Müvekkilimin çocuğu gibi gördüğü eserini kaybetmiş olan şirketin bu zararı tazmini mümkün değil. Bir ülkenin, bir sanatçının tanıtımı çok kolay değil. Dünya çapında bir devrim müzesinde sergilenecek bir eserin hem ülkemize hem sanatçımıza katkısı çok daha büyük olacaktı. Bu sebeple de bizim hukuk mücadelemiz bu yönde de devam edecek” dedi.