Başbakan Yıldırım, sohbet toplantısında "ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden 24 Ağustos’ta Türkiye’ye gelecek” dedi. Yıldırım, ABD ile FETÖ’nün iadesi dışında bir uzlaşma olmayacağını da kaydetti. Biden’in ziyaretinden önce 22 Ağustos’ta hukukçulardan oluşan bir heyetin Türkiye’ye geleceğini söyleyen Yıldırım, bu heyetin darbedeki FETÖ izlerini araştıracağını belirtti.
“Yenikapı’daki birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız”
Darbe teşebbüsünün savuşturulduğunu ancak şimdi temizlik, tamir ve bakım işlerine başlamak gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Siyasi partiler de başta CHP ve MHP olmak üzere burada çok net bir duruş ortaya koydular, darbeciler tanktan tüfekten yana değil demokrasiden yana bir dayanışma içine girdiler. Bu Yenikapı’ya kadar devam etti. Yenikapı’dan sonra biz bu birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız diye milyonlara taahhüdümüz var” şeklinde konuştu.
“Ölçü 17-25 Aralık sonrası”
FETÖ ile ilişkisi olan kişilerin tespit edilerek cezalandırılacağını söyleyen Yıldırım, “Bunların bir kısmı zaten suçüstü yapıldı ve adalete teslim edildi. Onlarda bir sorun yok. Bu darbe girişimde fiili görev almamış ama arka planında görev almış veya yıllardan beri bu alt yapının hazırlanmasında aktif katkısı olmuş bütün herkesin çok titiz bir çalışma ile belirlenmesi ve adalete teslim edilmesi lazım. Bürokraside var, asker, yargı, tüm bakanlıklar, bütün yerel yönetimler, iş aleminde var, üniversite camiasında var, bu bir sır değil. Burada tabi nasıl tespit edeceğiz, nasıl hatasız iş yapacağız. Herkesin kafasındaki soru bu. Tespit noktasında da zorlukların olduğu malum. Peki ne yapacağız? Belirli kriterler ortaya koyduk. Bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrası. Örgütle ilişkilerde bilerek ve isteyerek bunları tespit edecek araçlarımız var. Emniyette kayıtlar var. Burada da milat 17-25 Aralık öncesi kayıtları dikkate almayacağız. MİT ve bakanlıkların kendi tespitleri var. Şu şu isimler örgütle doğrudan teması var. Bunlar biliniyor, kuvvetli şüphe, bundan öte kanaat var. Diyelim ki kocası, hanımı örgüte üye. Burada nasıl davranacağımız önemli. Burada da 17-25 Aralık sonrası acaba örgütte devam ediyor, eşine rağmen devam ediyor. İlişkilerinde bir sorun yok. Orada risk var tabi. Suçların şahsiliği esas olmak itibariyle o suça iştirak etmek dikkate almak lazım. İşin bu kısmı bizim işimiz değil. Bu kısmı yargının işi. Burada bize çok soru geliyor. Siz herkesi sorumlu tutuyorsunuz diye. Bunu yapmamamız lazım. Bir işinden dolayı başkasını sorumlu tutarsak doğru yapmamış oluruz” ifadelerini kullandı.
“Örgütün 50 bin kişilik iletişim ağı tespit edildi”
FETÖ’nün hiç kimsenin kullanmadığı bir iletişim ağı kurduğunu da vurgulayan Yıldırım, iletişim ağında 50 binin üzerinde isim tespit edildiğini kaydetti.
Ekonomi dünyasındaki FETÖ operasyonlarında titizlikle hareket edileceğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
“Kurumları değil kişileri esas alacağız. Cezalandırmayı kuruma değil kişiye yapacağız. Tıpkı parti kapatma konusuna bakışımız gibi. ‘Ben bu firmaya mal verdim. FETÖ’cüyüm’ diye endişe ediyor. Biz tedbirli olmalıyız, terörün finanse edilmesi bir suçtur. Bu suça bilerek isteyerek katılanlar affedilmeyecek, bunlarla iş yapmış, mal vermiş mal almış, bunları sorumlu tutamayız. 17-25 Aralık sonrası bilerek ilişkilerini geliştirdiyse onu da masum sayamayız. Çok derin ilişkileri devam ettirenler varsa onlar da sorumlu olacak. Yöneticileri veya ortakları sorumlu olacak. Bunu da MASAK yapacak. Mali işlerle ilgili konuların takipçisi MASAK olacak.”
“ABD ile terörist başının Türkiye’ye getirilmesinden başka bir uzlaşı yok”
Başbakan Yıldırım, ABD ile Gülen’in iadesine ilişkin yapılan görüşmelerin sorulması üzerine, “Bu terörist başının Türkiye’ye gelip yargılanmasından başka bir uzlaşı yok. 240 şehidimiz var. 2 bin 195 gazi var. Diğer tahribatı, psikolojik maddi onları hiç saymıyorum. ABD bizim dostumuz, stratejik ortağımız. 1950'den beri birçok alanda müttefikimiz olan bir ülke. Bunca olandan sonra öyleydi böyleydi gibi bir takım ipe un sererek o işi geçiştirme yoluna giremez. Ayan beyan belli. Adamlar bülbül gibi ötmeye başladılar. Kendisini kurtarmak için doğruları söylüyor. Bunlar ortadayken aksi bir tutum bu milletin, 79 milyonun hissiyatını görmemiş olur. Şu darbe teşebbüsü olmadan önce bir takım itirazlar vardı. Ama 15 Temmuz’dan sonra böyle düşünmeleri dostluk ve iyi niyetle bağdaşmaz. Bu konuda olumlu adımlar atılmıyor mu, atılıyor. 15 Temmuz sonrası ABD’nin yaklaşımı 15 Temmuz öncesine göre çok farklı. Şimdi 22'sinde bir heyet gönderiyorlar. Gelip burada bizimkilerle görüşecekler. Başkan Yardımcısı geliyor. Genelkurmay Başkanı geldi. Bizden heyet gidecek. ABD hakkında yayılan kanaati önlemenin tek yolu bu adamı buraya teslim etmektir” dedi.
“14 Ağustos’ta büyük bir felaket olacakmış gibi bir pozisyonda değiliz”
14 Ağustos iddialarına da açıklık getiren Yıldırım, “Terör örgütünün iddiası bu. ‘15 Temmuz öncüydü asıl darbeyi daha sonra yapacağız’ diye taraftarlarına moral vermek için böyle bir söylem içinde. Bunu da çok sık tekrarlıyorlar. Sosyal medyada ciddi bir bilgi kirliği var. Biz bunları yok sayamayız, büyük bir felaket olacakmış gibi bir pozisyonda da değiliz. Tedbirlerimizi alıyoruz, topluma da ‘aman dikkat edin dışarı çıkmayın, stoklarınızı artırın’ diye bir şey sorumsuzluk olur. Biz tedbirlerimizi alacağız, hayat devam ediyor” şeklinde konuştu.
“Yaşla kuruyu karıştırmadan yapacağız”
Toplumun sürekli bu darbe girişimi ile meşgul olmasının da doğru olmadığını vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Millet yapacağını yaptı. Ununu eledi, eleğini astı. Temizliği biz yapacağız. Millet daha ne yapsın, uçurumun kenarından döndü. Kimseyi rahatsız etmeden, yaşla kuru karıştırmadan yapmamız lazım. İntikam duygusu ile hareket etmeyeceğiz, adaletle davranacağız. Yurtta Sulh Konseyi’nin bütün üyeleri içeride, onlardan dışarıda kimse yok. Onların hazırladığı liste müsteşar ve belediye başkanı var. Genelkurmay Başkanının karşılığı boş. Sivil ayağı konusunda elimizde şu ana kadar paylaşacağımız bir bilgi yok. Çeşitli söylentiler ve iddialar var.”