"Muhalefetten öyle açıklamalar geliyor, öyle dil ve üslup karşımızda oluyor ki ister istemez onlara cevap verdiğiniz zaman ortam geriliyor" diyen İşler, şunları kaydetti:
"Mesela yine ortam gerecek bir açıklama olarak benim değerlendirdiğim, Kılıçdaroğlu'nun seçim sonucunu değerlendirirken yapmış olduğu değerlendirmede Sayın Başbakanımıza ahkam kesiyor, yani; 'Sayın Başbakan Erdoğan aday olmamalı.' Bu tür açıklamalar ortamı geren, gerginleştiren açıklamalar. Milletten yüzde 46 oy almış birisi yerel seçimde, daha önce genel seçimde yüzde 50 oy almış birisi, aday olmak isterse siz bunun önüne nasıl geçebilirsiniz ve bu yetkiyi nereden alıyorsunuz? Ne demek yani 'Siz aday olmayın.' Böyle bir şey söz konusu olabilir mi, böyle bir dayatma olabilir mi? O kararı Sayın Başbakanımız kendisi verecek, aday olursa da Allah nasip ederse de ilk turda çok rahatlıkla seçimi alabilecek."
Seçimin ardından Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklamalar olduğunu hatırlatan İşler şöyle devam etti:
“Herhalde bu ay sonu ya da önümüzdeki ay sonu bu konu artık kendi içerisinde de konuşulacak. Belli ki Sayın Başbakanımız'la Sayın Cumhurbaşkanımızın da bir görüşmesi söz konusu olacak, ondan sonra bir yol haritası çizilecek. Ama benim beklentim, tabii ki halkın beklentisi de artık halkın seçeceği cumhurbaşkanının siyasetin içinden seçeceği birisi olması gerektiği kanaatindeyim. 'Siyaset dışından, sivil birisi olsun' şeklinde açıklamaları oldu Kılıçdaroğlu'nun. Ben bu açıklamalara da doğrusu katılmıyorum, önceden olsaydı parlamentonun doğrudan seçtiği bir cumhurbaşkanı seçecek olsaydık bu mümkün olabilirdi ama şimdi halkın doğrudan seçeceği bir cumhurbaşkanı siyaseti bilmeli, siyasetin içinden gelen birisi olmalı, siyasi jargonu bilmesi, kullanması lazım yoksa nasıl kampanya yürüteceksiniz? Bundan dolayı yine Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu açıklamayı da ben doğru bulmuyorum. Kafasında bir şablon oluşturmuş o şablona göre aday belirleme... Siz kendi adayınızı bu şablon içinde belirleyebilirsiniz ama başkalarının adaylarına da aynı şablonu dayatmaya hakkınız yoktur. Dolayısıyla Sayın Başbakanımız önümüzdeki günlerde kararını verecek cumhurbaşkanlığına da aday olduğu taktirde de ben halktan büyük bir destek alacağını görüyorum. İlk turda yüzde 50'nin üzerinde bir oyla çok rahat bir şekilde inşallah cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. Zaten 30 Mart seçimlerinde belki halkın vermiş olduğu en önemli mesaj 'Recep Tayyip Erdoğan'ı yedirtmedik, yedirtmeyeceğiz' mesajıydı. Sayın Başbakanımız bu çıkan tablo karşısında aday olduğu taktirde de Allah'ın izniyle de çok rahat bir şekilde cumhurbaşkanı olur.”
İşler, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Yol haritası nasıl olacak, o elbette ki görüşmeler neticesinde ortaya çıkacak. Henüz bu görüşmeler yapılmadı artık önümüzdeki haftalarda yapılacak. Yapıldıktan sonra elbetteki yol haritası çizilecek. Eğer Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı olduğu taktirde bir başbakan görevi üstlenecek. Şuan Cumhurbaşkanımızın milletvekili olmaması hasebiyle hemen bu görevi üstlenmesi söz konusu olmayacağını ben düşünüyorum. Teknik olarak mümkün değil. Önümüzde iki yol var. Ya sizin dediğiniz gibi Bayburt modeli ya da ara seçim modeli ile gerçekleştirilecek ama orada bile en azından, nereden baksanız 2 ayın üzerinde bir zamana ihtiyaç var. Belki 2-3 ay gibi çok hızlandırsanız 2 ay gibi bir zaman gerekir. Çünkü seçim takvimi başlayacak adaylıklar vs. 2 ay gibi bir zamana ihtiyaç olur. Veya erken bir kongre ile eğer Abdullah Bey tekrar siyasete dönmek ister aday olursa parti genel başkanlığına bu da mümkün. Ama bunların hepsi Sayın Cumhurbaşkanımız'la Sayın Başbakanımız arasında yapılacak görüşmelerle belirlenecek. Partinin gerekli mekanizmaları var. Orada ele alınacak ve bu yol haritası bu şekilde zamanı geldiğinde -zaman da yakın şu anda- inşallah bir iki ay içerisinde her şey ortaya çıkar diye düşünüyorum."
