Başbakan Erdoğan: ‘İstanbul'da tuzak kuranlar o tuzağın altında kaldı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,30 Mart seçimlerindeki çalışmaları nedeniyle partisinin İstanbul İl Teşkilatı'na teşekkür ederek, 'İstanbul'da tuzak kuranlar bu tuzağın altında kaldı' dedi.

Başbakan Erdoğan: ‘İstanbul'da tuzak kuranlar o tuzağın altında kaldı'
banner98
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi’ne katıldı. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimlerindeki çalışmaları nedeniyle partisinin İstanbul İl Teşkilatı'na teşekkür ederek, “30 Mart yerel seçimleri tüm Türkiye’de farklıydı ama İstanbul’da çok daha farklıydı. İstanbul’daki organizasyonun, hazırlanan tuzakların neler olduğunu yakından takip ettik. Bu tuzağı tüm İstanbul hamdolsun tersine çevirdi. Tuzağı kuranlar bu tuzağın altında kaldı” diye konuştu.

Türkiye genelinde bugün önemli bir faaliyet gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, “14.00 itibariyle tüm Türkiye’de 9 kişilik sandık kurullarını aynı anda topluyoruz. ‘Sandığa sahip çıkıyoruz’ sloganıyla yapacağımız bu toplantılarla inşallah Türkiye genelinde sandıkların yüzde yüzünü gözetim altına almayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye genelinde oran yüzde 83. En başarılı illerimiz yüzde 99.46 ile Bingöl, yüzde 99.45 ile Karaman, yüzde 99.35 ile Kocaeli ve yüzde 99.21 ile Rize. Demokrasi sandıkta başlar ve tecelli eder. Sandık namustur. Bir siyasi parti sandıklara sahip çıkamıyorsa, sandıkları gözetim altında tutamıyorsa, oyların çalınmasına göz yumuyorsa o parti daha en baştan kaybetmiştir. Bizi diğer tüm siyasi hareketlerden ayrı kılan sandığa gösterdiğimiz özendir. Kesinlikle 3+3+3 9 kişilik sandık yönetimlerini İstanbul’umuzun tamamında gerçekleştirmeye mecburuz” şeklinde konuştu.

Konuşmasında geçtiğimiz hafta sonu Avuturya ve Fransa’ya gerçekleştirdiği ziyaretleri hatırlatarak devam eden Başbakan Erdoğan, her iki ülkede de büyük ilgi gördüklerini söyledi.Avusturya’da yaşayan vatandaşlarla hasret giderdiklerini söyleyen Erdoğan, “Yapacağımız toplantıya maalesef 10 bin kişilik salon tahsis edilmişti. Salonun içi kadar dışarıda da çok sayıda vatandaşımız vardı. Toplantının ardından dışarıdaki vatandaşlarımızla da bir araya geldik. Coşkuda azalma yok. Adeta aşık ile maşukun bir araya gelmesi gibi tabloyu orada gerçekleştirdik. Tıpkı Almanya’da olduğu gibi muhteşem bir buluşma gerçekleştirdik” dedi.

BALYOZ TAHLİYELERİ

Erdoğan, "Demokrasi konusunda Türkiye’de zihniyet inkılabı yaptık. Bu inkılap belki bugün tam manasıyla anlaşılamayabilir. Özellikle gençlerimiz bu günü 12 yıl öncesi ile kıyas edemedikleri için Türkiye’nin nereden nereye geldiğini tam manasıyla göremeyebilir ama üzerinden vakit geçtikçe son 12 yılın cumhuriyet tarihimiz içinde nasıl parlak bir dönem olduğu anlaşılacaktır. Biz 12 yıl boyunca kendi iktidarımızı güçlendirmek için değil ülkemiz için, bayrağımız için vatanımız için ve aziz milletimiz için çalıştık. yaptığımız her reformu demokrasi ve hukuku perçinlemek için yaptık. Örnek 2010 referandumu. Şu anda 230’u aşkın insan Anayasa Mahkemesi bireyse başvuru ile dışarı çıktı. CHP, MHP hepsİ şu an havalara girmişler. 2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna ‘hayır’ diyenler şu anda evet oylarının neticesini aldılar. biz işte bu ülkenin huzuru için çalışan partiyiz. onar huzursuzluk için çalışanlar. hayır dediler. her türlü şeyi yaptılar. Biz bireysel başvuru hakkını getirdik. AİHM’ye gitseydiler oradan böyle bir netice alabilirler miydi. AİHM leyhlerinde bile karar verse biz Türkiye olarak beli bir bedel verirdik içeride kalmaya devam ederlerdi. yani içeriden çıkamazdı. Şimdi hepsi çıktı mı çıktı. Şu anda onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter” diye konuştu.

REFERANDUMDA 'EVET' ÇIKMASAYDI BUNLAR ÇIKABİLECEK MİYDİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balyoz sanıklarının tahliye edilmesini değerlendirerek, “2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna ‘hayır’ diyenler şu anda ‘evet’ oylarının neticesini aldılar. Şu anda onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi’ne katıldı.

Toplantıda konuşan Başbakan Erodoğan, Türkiye’de demokrasi konusunda zihniyet inkılabı yaptıklarını söyledi.
AK Parti’nin demokrasi konusunda yaptıklarının bugün tam manasıyla anlaşılamayabileceğini söyleyen Erdoğan, “Özellikle gençlerimiz bugünü 12 yıl öncesi ile kıyas edemedikleri için Türkiye’nin nereden nereye geldiğini tam manasıyla göremeyebilir ama üzerinden vakit geçtikçe son 12 yılın cumhuriyet tarihimiz içinde nasıl parlak bir dönem olduğu anlaşılacaktır. Biz 12 yıl boyunca kendi iktidarımızı güçlendirmek için değil ülkemiz için, bayrağımız için, vatanımız için ve aziz milletimiz için çalıştık. Yaptığımız her reformu demokrasi ve hukuku perçinlemek için yaptık” diye konuştu.

AK Parti’nin demokrasi konusunda yaptığı reformlara örnek olarak 2010 referandumunu gösteren Başbakan Erdoğan, “Şu anda 230’u aşkın insan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ile dışarı çıktı. CHP, MHP hepsi şu an havalara girmişler. 2010 referandumunda ‘evet’ oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna ‘hayır’ diyenler şu anda evet oylarının neticesini aldılar. Biz işte bu ülkenin huzuru için çalışan partiyiz. Onar huzursuzluk için çalışanlar. ‘Hayır’ dediler. Her türlü şeyi yaptılar. Biz bireysel başvuru hakkını getirdik. AİHM’ye gitseydiler oradan böyle bir netice alabilirler miydi? AİHM lehlerinde bile karar verse biz Türkiye olarak belli bir bedel öderiz kalmaya devam ederlerdi. Yani içerden çıkamazdı. Şimdi hepsi çıktı mı çıktı. Şu anda onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter” şeklinde konuştu.

Türkiye’den son bir yılda yaşanan olayları ibretlik olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, “Son bir yılda zor imtihanlardan geçtik. İnsanoğlunun tabiatında vardır. Başına gelen kötü şeyleri anında unutmak ister. Son bir yıldaki en ağır saldırıları başarı ile atlattık ama yaşananları unutursak inanın çok büyük bir hataya düşmüş oluruz. Son bir yılda yaşananları teşkilatımızdaki her bir kardeşimin hatta 77 milyon aziz milletimin tüm yönleriyle tekrar tekrar değerlendirmesi gerekir” dedi.Konuşmasında yargıya yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, “Fransa’da, Avusturya’da sordum. ‘Sizde polise molotofla saldırılır mı’ dedim. ‘Hayır’ dediler. Bırakın polise taş atmayı sivil vatandaşa molotof atılıyor. Bakıyorsunuz yargının bir kapısından giriyor diğerinden çıkıyor. Bizim polisimiz orantısız güç kullandı diye dünyaya takdim ediliyor. Dünyada bunu yaşıyoruz. Hepsinin çekimleri var elimizde. Gün ola harman ola. Onları da teşhir edeceğiz. Hangi ülkede nasıl bunu yapıyorlar görüntüler elimizde. Kendine iktidar arayanlar şunu bilsin bu ülkede ne molotofla, ne taşla, ne sopayla iktidar arama gayretinde olanlar iktidarı bulamayacaksınız. Bu ülkede iktidarın yolu sandıktan geçer. Bazı okur yazar olduğunu iddia edenler yorum yapıyorlar. Demokraside herşey sandık değildir. Kusura bakma demokraside herşey sandıktır. Eğer siz sandığı kabul etmiyorsanız sizin demokrasiniz Sisi’nin demokrasisi olur. Öyle bir arayış içindeyseniz onu bilemem” ifadelerini kullandı.

Gezi olayları ile Türkiye’de Mısır ve Ukrayna benzeri bir manzaranın oluşturulmaya çalışıldığını savunan Başbakan Erdoğan, “CHP ve MHP’nin de bütün umudu buydu. Bunun altında kalan bir iktidar olsun. Malum medya işte böyle bir manzaranın oluşması için, sokakların şiddete teslim olması için elinden geleni yaptı. Belli işveren çevreleri kaosu derinleştirmek için ne gerekiyorsa onu yaptı. Ardından 17 ve 25 Aralık’ta bu kez başka bir senaryo devreye alındı. Bu kez amaçları kesin darbeyi vurmaktı. AK Parti iktidarından kurtulduktan sonra bizleri yargılamak, bunun için düzmece mahkemeler de planlandı. Düzmece fezlekeler hazırlandı. Türkiye’nin tüm kazanımlarını yok edeceklerdi. Eski Türkiye’yi yeniden dirilteceklerdi. Çok ağır bir tehdit atlattık. Şimdi yeni Türkiye’nin adımları güçlenerek yoluna devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

Şahsına, ailesine ve çalışma arkadaşlarına yönelik saldırılara şahit olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu saldırıları en ağır şekilde yaşadım. Bu ülkenin bağımsızlığına yönelik alçakça, haince saldırıyı bütün boyutları ile tecrübe etmek zorunda kaldım. Çok sabrettim. Yaklaşık 8 yıl sabrettik. Ama ne yazık ki bu sabır karşı tarafta anlaşılamadı. Karşı taraf bu sabrı Allah’ın bir lütfudur ki anlayamadığı gibi orada hesap terse düştü. Bunlar 17 Aralık'ta değil de bunu daha sonra yapma yoluna gitseydiler belki olay daha farklı olabilirdi. Ama her zaman söylüyoruz hesapların üzerinde bir hesap, kaderin üzerinde bir kader vardır. 17 Aralık sonrasında ahlak dışı, aşağılık ithamları yapıldı ki çoğunu kamuoyu yeterince tartışamadı. Biz hepsini tespit ettik ve yargıya gereken şikayetlerde bulunduk. Biz yine sabırlıyız. Belli şeylerin oluşması gerekiyor. Bunlardan sonra belli adımlar kararlı şekilde atılacak. Unutulması ve affedilmesi mümkün olmayan gerçekten aşağılık saldırılar yapıldı.”

BAŞBAKAN ERODĞAN’DAN YARGIYA “BÖCEK” TEPKİSİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ofisinde bulunan dinleme cihazı ile ilgili yürütülen soruşturmada zanlıların serbest bırakılmasını eleştirerek, “Ben buradan paralel ya da paralel değil; yargıya sesleniyorum. Sizin evinizi, yatak odanızı dinleyenlere karşı tavrınız ne olur acaba. Temenni ederim kısa zaman sonra sizler de aynı şekilde dinlenmezsiniz” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi’ne katıldı.
Toplantında konuşan Başbakan Erdoğan, yargıya yönelik sert eleştirilerde bulundu. Ofisinde bulunan böcekle ilgili yürütülen soruşturmada gözaltına alınan emniyet mensuplarının serbest bırakıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Türkiye’de bir Başbakanın ofisi dinlenecek ve Başbakanın ofisinin dinlenmesi ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu bütün bilgileri toplayacak, ilgili mercilere aktaracak; hale bakın. Hepsi dışarıda. Ben buradan paralel ya da paralel değil; yargıya sesleniyorum. Yahu bütün belgeler ortadayken, suç aletleri ortadayken, bunları yapanlar ortadayken; neymiş adli kontrol ile serbest bırakıyormuş. Benim itirazım var. Bu ülkede eğer siz bir Başbakanın dinlenmesi bu kadar rahat değerlendirebiliyorsunuz. O zaman size soruyorum sizin evinizi, yatak odanızı dinleyenlere karşı tavrınız ne olur acaba. Yargı mensupları layüsel. Onlar için hiçbir şey geçerli değil. Onun dışında Cumhurbaşkanı dinlenebilir. Örgüt bu dinlemiş olabilir. Temenni ederim kısa zaman sonra sizler de aynı şekilde dinlenmezsiniz. Bu gidiş hayra alamet gidiş değil. Bundan sonra da itirazlara devam edeceğim. Çünkü bu kolay geçilecek bir iş değil. Başbakana taş atılır söylenen şey şu. Siyasetçisin ağır eleştiriye dayanacaksın. Bir kapıdan girer, öbür kapıdan çıkar. Böyle bir yargı olur mu? Biz eski Türkiye’den kurtulmak istiyoruz” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski genel Başkan Deniz Baykal ile ilgili kaset konusunda kendisine iftira attığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “27 Mart tarihinde seçimlere 3 gün kala CHP Genel Müdürü Pensilvanya örgütünün kanalına çıktı. Orada Deniz Baykal ile ilgili çirkin görüntülere dair şahsıma iftiralar attı. Güya bir bilgisayardan ben bu görüntüleri izlemişim. Ana Muhalefet partisinin başındaki zat çıkıyor bu anlamsız görüntüleri delil göstererek şahsıma ağır bir iftirada bulunuyor. Ne zaman izledin nerede izlediniz diye soruyorlar cevap yok. Pensilvanya örgütü bu zırcahil genel müdüre bir talimat vermiş, ne söyleyeceğini talimatla bildirmiş, kendi kanallarından mikrofon uzatmış. Bu genel müdür de utanmadan sıkılmadan çıkıyor bu aşağılık iftirayı atıyor. Bilgisayarla çekilmiş hiçbir mana çekilmeyen görüntüyü CHP genel müdürüne verdiler. ‘Git başbakana iftira at’ dediler. Ey genel müdür. Bu bizim anayasa ile ilgili parlamentoda müzakereleri yaptığımız bir dönemde olmuştur. Bu bilgisayarlara düştüğü zaman anında o zamanki ulaştırma bakanım Binali Yıldırım beye ‘hemen bu işe müdahale et’ demişimdir. Yarım saat içinde bu görüntüler kaldırılmıştır. Bun müdahale eden ben olmuşumdur.

Bunu hiç duymaya bilirdim. Ama mesele omurga meselesi, dürüstlük meseli. Pensilvanya’dan talimatı aldı, boynunu eğdi ne söylendiyse onu yaptı. Asla kendi başına karar veremez. Kararlarını CHP kurullarında da alamaz. Pensilvanya emreder, CHP Genel Müdürü yapar. Kendisi kasetle geldi ya, oradan bir kuyruk acısı var. İnanın bir insanda zerre kadar edep olsa böyle bir iftirayı atmaz, kuklası olmaz. Pensilvanya’nın da, CHP Genel Müdürünün de nasıl bir ahlaki yapıya sahip olduklarının delili bu iftiradır” şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı’nın vasıfları konusundaki tavrını da eleştiren Erdoğan, “Yahu sizden daha güzel vasfa sahip olanlar olabilir mi? ‘Bizde bu vasıflar yok. Oturduk konuştuk bizim vasıflarımızın üzerinde vasfa sahip olan böyle bir kişiyi bulduk’ Yaptıkları iş bu. Bu ülkede kimin Cumhurbaşkanı seçilebileceğinin vasıflarını en güzel millet belirler” ifadelerini kullandı.
Gezi olayları ile başlayan süreçte AK Parti içinden de zihniyet nankörlüğü yapanların ortaya çıktığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aramıza tuzluklar sızmış. Onlar zaten içimizde barınamadılar. Ait oldukları yere, ait oldukları bataklığa gittiler. Meselenin ciddiyetini hala kavrayamamış olanlar var. Bazıları 1 yıldır yaşanan olaylarda ısrarla taraf olmaktan kaçındılar. Haksızlık karşısında tarafsız olduğunu söyleyen kişi aslında tarafını seçmiştir. Bitaraf olan bertaraf olur. Türkiye’nin kazanımlarına milli iradeye en önemlisi de istiklalimize bu kadar ağır taarruz varken tarafsız kalmak, doğrudan doğruya ihanetin yanında saf tutmaktır. Biz burada teşkilat olarak canımızı ortaya koyarak bir mücadele vereceğiz ama birileri kenarda seyredecek. Dengelere göre taraf belirleyecek. Bu siyaset tarzı eskide kaldı. Zor zamanlar adeta bir turnusol kağıdıdır. Zor zamanlar kimin ne olduğunu tespit zamanıdır. Son bir yılda dostu ve düşmanı net şekilde ayırt etmek fırsatımız oldu. Kimin ihanet içinde olduğunu, kimin susarak tepkisiz kalarak ihaneti onaylandığını hepimiz gördük”

Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine de değinen Erdoğan, “Yine bir imtihana hazırlanıyoruz. Kimin dava insanı, kimin koltuk peşinde olduğunu net göreceğimiz döneme giriyoruz. Ben inanıyorum bu teşkilat içinde kendi hırslarını davasının önüne geçirecek inşallah tek kişi bile yoktur. Cumhurbaşkanlığı için adayımız kim olursa olsun kaygılanacağımız en son şey AK Parti’nin geleceğidir. Ak Parti şahıslarla değil; ilkelerle, sınırları belli politikalarla, dava şuuru ve hareket ahlakı ile var olan bir partidir. ‘Partinin başına Ahmet gelmiş, Mehmet gelmiş’ bunun tartışmasını yapmak davaya karşı saygısızlıktır. Bizler şahısların peşinde mi gidiyoruz. Şahıs dediğiniz nedir. Hepimiz öleceğiz. Ne olacak öldüğü zaman. Mensubu olduğumuz dava bitecek mi. O dava devam ettiği sürece siz o arkadaşınıza saygıyı göstermiş olursunuz. Eğer sahiplenmiyorsan orada başka tezgahlar var demektir. Ak parti tek adam partisi değildir. ‘Ben olmazsam dava olmaz’ diyen büyük bir kibrin içindedir. Biz bu tartışmalara tenezzül etmeyecek bir kadroyuz” dedi.

Başbakan Erdoğan, Irak’ın Musul kentinde esir tutulan Türk vatandaşları ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Biz 80 vatandaşımızın içinde bir tanesi orada yara almasın diye sabrederken bu ülkede sırtında maalesef küfe ile dolaşmayanlar ‘gerekirse operasyon’ diyor. Adamın böyle bir derdi yok. Oradan bu kardeşlerimiz kurtarırken bunların içinde birkaçı ölçek olursa hesabını nasıl vereceğiz. CHP’nin MHP’nin böyle bir derdi var mı. Biz bu operasyonu yapma gücüne de sahibiz ama bizim derdimiz o 3 küçük yavrunun,2 hanım kardeşimizin, tır şoförlerinin başına bir şey gelirse ne olacak bunun hesabını yapıyoruz. Bunların böyle bir derdi yok.”

Güncelleme Tarihi: 22 Haziran 2014, 15:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0