Başbakan Erdoğan: 'Buyurun, indirin o diktatörü'

Başbakan Erdoğan, muhalefetin kendisine diktatör suçlamasını yönelttiğini ifade ederek, “22 gün sonra seçim var. Buyurun indirin o diktatörü” dedi.

Başbakan Erdoğan: 'Buyurun, indirin o diktatörü'
banner98
Başbakan Erdoğan, muhalefetin kendisine her türlü hakareti ettiğini, buna rağmen bir de diktatör suçlamasını yönelttiğini ifade ederek, “22 gün sonra seçim var. Buyurun indirin o diktatörü” dedi.

İstanbul’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Buluşması” programında konuşan Başbakan Erdoğan, “Kadın varsa demokrasi vardır” ifadesini kullandı. Şehit annelerinin ellerinden öptüğünü söyleyen Erdoğan, kendi eşi ve ailelerini de unutmadı.

"YALAN OLUR DA..."

Başbakan Erdoğan, “Başörtüsü sorununu biz çözdük” diyen CHP liderini topa tuttu. 2008’de yapılan düzenlemeye CHP’nin engel olduğunu, son olarak da CHP’li bir vekilin başörtüsü özgürlüğünün durdurulması için Danıştay’a başvurduğunu hatırlatan Erdoğan, “Utanmadan sıkılmadan ‘ben hallettim’ diyor. Yalan olur da bu kadar olmaz” dedi.

Erdoğan, kendisine diktatör suçlamasını yönelten muhalefete de yüklendi. Muhalefetin kendisine her türlü hakarette bulunduğunu söyleyen Başbakan, “Bir diktatörün olduğu ülkede sizler bu hakaretleri yapabilir misiniz?” diye sordu. Erdoğan, muhalefete ‘hodri meydan’ diyerek, “22 gün sonra seçim var, buyurun indirin o diktatörü” diye konuştu.

Paralel yapının İstanbul’da 3. Havalimanı ve üçüncü köprünün yapılmaması için her yolu denediğini söyleyen Erdoğan, “Böyle vatanseverlik olur mu” diye sordu.

Kılıçdaroğlu’na "başörtüsü" zılgıtı

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Başörtüsü sorununu ben çözdüm" şeklindeki sözlerine yanıt vererek, "Çıkmış utanmadan ‘bu işi ben hallettim’ diyor. Kargalar bile güler. Yalan olur da bu kadarı olmaz” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Buluşması”nda kadınlara seslendi. Konuşmasına dünya kadınlarına selam göndererek başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Günlerce aç kalmayı göze alıp, bulduğu bir parça birinci evladına yediren Somali’nin kadınlarını tekrar selamlıyorum. Acı ile yaşamayı öğrenmiş, dünyanın ilgisizliğine kahreden, Türkiye’nin desteği ile umutları can bulan Myanmar’ın mazlum kadınların selamlıyorum. Batı’da istismar edilen emeği bedeni duyguları alınıp satılan tüm mazlum kadınları selamlıyorum. İnsanlık tarihine en büyük katliamına sahne olan Suriye’de 160 bini bulan ölüleriyle evladına eşine anne babasına siper olan, evi ve ailesi için analık cesaretini ortaya koyan Suriye’li kadınları selamlamayıp da ne yapacağız diye soruyorum. Batının güçlü devletlerin zenginleri sırtlarını döndüğü isimleri anılmayan tüm Suriyeli kadınlara sesleniyorum. Türkiye hep yanınızda oldu ve olacak” dedi.

EŞİ VE KIZLARINI DA UNUTMADI

Eşi ve kızlarının da Dünya Kadınları Günü’nü kutlayan Başbakan Erdoğan, “Çünkü onlar da bu yolda hiçbir zaman beni yalnız koymadılar. Çok ayrı kaldığımız gecelerimiz oldu. Çok sıkıntılı gecelerimiz oldu. Çocuklarımızın bizleri göremediği günler çok oldu ama hep bunlara sabrettiler. Ben de onlara hep şunu söyledim. Sabrettik ve neticesi de güzel oldu” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan 8 Mart denince akla Mersin Arslanköy kadınlarının geldiğini anlatarak, “Yıl 1947 Türkiye’de yerel seçimler yapılmış. Halk akın akın demokrat parti adaylarına oy vermiş. Ancak sandığa demokrat parti oyları atılırken tasnifte her şey değişiyor. Demokrat parti değil CHP kazanmış gibi gösteriliyor. Sandıklar çalınarak çıkan sonuçlar değiştirilerek idare fırkasının kazanması sağlanıyor. Bu oyunu Mersin Arslanköy’de de oynamak istiyorlar. Oylar kullanılıyor sonra sayılıyor. Sonuç CHP adayı 54, Demokrat Parti adayına 566 ay çıkıyor. Tabii CHP bunu kabullenemiyor. Yeniden seçim yapılacak deniliyor. Vatandaştan sandığı istiyorlar. O zaman Arsalanköy’ün kahraman kadınları devreye giriyor ‘Sandık namusumuzdur’ diyorlar. Sandığı teslim etmiyorlar. Köye güvenlik güçleri yığıyorlar. Adeta kuşatma yapıyorlar. Hamile kadınlara, çocuklu kadınlara eziyet ediyorlar. Sandığı gasp ediyor ve istediği sonuçları çıkarıyorlar. 92 kişi sandığa sahip çıktıları için gözaltına alınıyor. Bazı çocuklu kadınlar 8 ay hapiste kalıyorlar çocuklarıyla. Arslanköy’ün kadınları destan yazıyorlar. ‘Sandık namustur’ diyerek demokrasiye giden cesaret yolunu açıyor. 1950’de CHP artık demokrat parti karşısında direnemiyor seçimi kaybediyor iktidarı devrediyor. Sandık namustur” şeklinde konuştu.

1947’DEN ÖRNEK VERDİ

Kadınlarına sandığa sahip çıkma çağrısında bulunan Başbakan Erdoğan, “67 yıl önce olduğu gibi bugün de sandığı gasp etmek isteyenler var. Bugün de sandığı ortadan kaldırmak isteyenler var. Sandıktan umudunu kesip sandık dışı yollara başvuranlar var. Bunların karşısında hamın kardeşlerimin duracağına inancım var. Sandığa özellikle hanım kardeşlerimin iradesiyle demokrasiye ama en başta kendi geleceğine hamın kardeşlerim sahip çıkacaktır. Merhum Menderes’e ne yaptılarsa bugün de bize aynısını yapmak istiyorlar. Sandıkta yenemedikleri, milletin yüreğinden söküp atamadıkları Menderes’i zorbalıkla alt etmek istemişlerdi. Ona ağır iftiralar attılar bugün bize de aynısını yapıyorlar. Ailesine dil uzatacak kadar şereflerini yitirmişlerdi, bugün bize de aynısını yapıyorlar. Merhum Menderes’i düşürmek için sokakları hareketlendirdiler bugün de aynısını yapıyorlar. O gün hangi manşetleri attılarsa bugün de tıpatıp aynısını yapıyorlar. Beyhude çaba içindeler. Hiçbir şey elde edemeyecekler. Bugün bu millet Menderes’i kalbine gömdü, başını tacı yaptı. Bu millet bir kez daha artık sandığı vermez, iradesini çaldırmaz. Bir kez daha başbakanını bakanlarını sahipsiz bırakmaz. O gün zorbalıkla, silahla, hapisle, sıkı yönetimle milleti sindirdiler ama bugün bu millet demokrasiden, milli iradeden asla taviz vermez. İhaneti asla cevapsız bırakmaz” ifadelerini kullandı.

"MEYDANLAR HER ZAMANKİNDEN COŞKULU"

3 haftadır çeşitli şehirlerde miting yaptığını ve meydanları her zamankinden daha coşkulu gördüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, “Gittiğimiz her şehirde adeta tarih yazılıyor. Halk gözyaşlarıyla bizleri sahipleniyor. Bunu gölgelemek için muhalefet partileri ve medya 40 dereden su getiriyorlar. Ne diyorlar meydanları görünce ‘montaj’. CHP’nin Genel Başkanı ‘taşıma’ diyor. Bunlar miller iradesini hiçbir zaman kabullenemediler ve kabullenemeyecekler. Milleti hiçbir zaman anlamadılar” dedi.

"KARGALAR BİLE GÜLER"

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi;

“İşte dün CHP Genel Başkanı bir ifade kullandı. ‘Başörtüsü sorununu ben çözdüm’ dedi. İnandınız mı. Tabii karşısında bulunanlar inanır gibi yaptılar. Çok enteresan. Tarih 9 şubat 2008. MHP ile birlikte başörtüsü ile ilgili parlamentoda kızlarımızın üniversiteye başörtülü gitmesine yönelik düzenleme yaptık. Neticesinde 411 kabul, 103 ret ile parlamentodan bu çıktı. Bunu anayasa mahkemesine kim götürdü CHP. Maalesef Anayasa Mahkemesi o zaman bunu CHP’nin arzusu istikametinde karar verdi. Ardından bizim referandumumuz oldu. Bu referandumla yüzde 58 ile millet bu işin önünü açtı. Kızlarımızın üniversiteye başörtülü gidiş olsun, devlet dairelerinde çalışmasının önünü açtı. 11 Ekim 2013 CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, başörtüsü düzenlemesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay bu başvuruyu reddetti. Çıkmış utanmadan ‘bu işi ben hallettim’ diyor. Kargalar bile güler. Yalan olur da bu kadarı olmaz. Onun için akşam başka sabah başka”.

"Pensilvanya çiftliğinde oturan fitneciler..."

Başbakan Erdoğan, isim vermeden Fethullah Gülen’i eleştirerek, “Bu ülkeyi, Pensilvanya çiftliğinde oturup buraları karıştıran fitneciler yönetmiyor. Ne kasetler, ne montajlar ne iftiralar bu ülkenin dirliğini, birliğini bozamaz” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Buluşması”na katıldı. Konuşmasının büyük bir bölümünü paralel devlet iddialarına ayıran Başbakan Erdoğan, “Bu ülkeyi artık manşetler yönetmiyor. Bu ülkeyi artık holding patronları yönetmiyor. Bu ülkeyi Pensilvanya çiftliğinde oturup buraları karıştıran fitneciler de yönetmiyor. Kapılara gelen ablalar olabilir. Bizim ablalarımız burada. Çünkü bu ülkeyi millet yönetiyor, siz yönetiyorsunuz. Bizim ablalarımız onlara gereken cevabı verecektir buna inanıyorum. Yurtlarda evlerde kızlarımıza gece beddua seansları yaptırıyorlar. Şahsıma, eşime, kızlarıma beddualar ettiriyorlar. Bazı illerde kızlarımız yanımıza geliyor. ‘Bizi bu beddualara katılmadığımız için yurttan atıyorlar’ diyorlar. Ben de onlara şunu söyledim. ‘Asla üzülmeyin. Hanginizi atıyorlarsa bize müracaat edin. Kredi yurtlar kurumu yurtlarına sizi yerleştireceğiz. Oralar yetmiyorsa sizi otellere yerleştireceğiz. Oralar yetmiyorsa sizi devletin sosyal konutlarına yerleştireceğiz’ Böyle bir zulüm görülmedi. Bu zulüm karşısında Türkiye Cumhuriyeti gücünü tam anlamıyla ortaya koyacaktır. Türkiye’yi kurumlarını ele geçirmek suretiyle huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.

"BUYURUN, DEVİRİN"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) de eleştiren Başbakan Erdoğan, “Çıkmışlar o bildik türkülerini söylüyorlar. ‘Diktatör’ demeye başladılar. Ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli ben diktatör olacağım siz bana bu şekilde hakaret edeceksiniz mümkün mü. Diktatörün olduğu yerde böyle konuşabilir misiniz, saldırabilir misiniz. Kaçacaka delik ararsınız. İstediğin hakareti yapacaksın, daha büyük hürriyet olur mu. Buradan ‘diktatör’ diyenlere sesleniyorum. 22 gün sonra sandık ortaya gelecek buyurun devirin o diktatörü. Ben diyorum ki eğer bu seçimde AK Parti birinci olmazsa ben genel başkanlığı bırakmaya hazırım diyorum. MHP’nin genel başkanı hesap yapmış. Diyor ki ‘yüzde 51’in altında alırsan bıraksana’ Bu seçim yerel seçim. Bunun hedefi yüzde 51 değil ki. Bu seçimde sen ne kadar belediye alacasın buna bak. 1. Parti olmak değil midir her siyasetçinin hedefi. Sen nasıl siyasetçisin ki geride kalmayı kabul ediyorsun. Çalış senin de olsun. Bunlar Pensilvanya’yı da yanlarına aldılar seçimi görmüyor diktatörlükten bahsediyorlar” diye konuştu.

"PARALEL YAPI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR"

“Ülkemin ulusal güvenliğine bir saldırı varsa onunla mücadele ederim” diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

“Düşünebiliyor musunuz. İstanbula 3. Havalimanı’nı yapıyoruz. Şimdi kalkmışlar bu paralel yargı bu havalimanını yaptırmamak için elinden geleni yapıyor. Böyle bir vatansever olabilir mi. Dünyanın ilk üç havalimanından biri olacak. Devletin cebinden tek kuruş çıkmıyor. Nerede bunların vatanseverliği. Biz orada temelimizi Nisan sonunda coşkuyla atacağız. Kimse önümüzü kesemez. 3. Köprünün de önünü kesmek istiyorlar kesemezsiniz. Geçenlerde 2 gün sis vardı ama Marmaray çalıştı. Günde 300 bin kişi Marmaray’dan geçti. Bunların böyle bir derdi var mı. Şimdi Marmaray’ın güneyine bir tünel daha yapıyoruz. Dünya bunları konuşuyor. Paralel yargı engellemeyi konuşuyor. Engelleyemeyecekler”

SARIGÜL’Ü ELEŞTİRDİ

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ü de eleştiren Erdoğan, “Galata köprüsü üzerinden yeni köprüye bakıyor. ‘İstanbul silüetini bu bozuyor’ diyor. Sormak lazım ‘silüet’ nedir diye. Takım elbise zanneder. Eline bir de olta tutturuyorlar. Olta ile orada balık avlamaya kalkıyor. Burada daha önce balık yoktu bizimle geldi oraya. Biz o hale getirdik” şeklinde konuştu.

"77 MİLYONA SESLENİYORUM..."

Türkiye topraklarında ameliyat yapılmasına asla izin vermeyeceklerinin altın çizen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ne kasetler, ne montajlar ne iftiralar bu ülkenin dirliğini, birliğini bozamaz. Son iki yılda Türkiye’de 509 bin 516 kişinin telefonu dilenmiş. Bunların ne kadarının keyfi dinlendiği bilinmiyor. Bu hainler kayıtları sildikleri için izleri yok. Bunun için skandalın boyutları bilinmiyor. Eşinizle çocuklarınıza dostlarınızla yaptığınız görüşmeleriniz de dinlenmiş olabilir. Peşindeyiz kovalıyoruz. Milletvekillerini, bakanları, genel başkanları dinleyenlerin yapmayacağı hiçbir şey yok. Artık bu kayıtları dinleyenlerin dönemi 30 Mart akşamı inşallah sona erecek. 77 milyona sesleniyorum bu dinlemelere karşı öyle bir tavır koyun ki kaset siyaseti yapan siyasetçiler 30 Martta rezil olsunlar. Gelişmiş demokrasilerde bunlara müsaade edilmez. İngiltere’de bazı gazeteciler dinleme yaptılar, yayınladılar. Hukuk karşısında hesabı verdiler. ABD’de devlet sırlarını açıklayanlar hesabını ağır verdiler. Bu casusluktur, bunun hesabı ağırdır. Türkiye’de de bunun hesabı sorulacaktır.”

Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2014, 18:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0