Foruma ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluğunu ifade eden Davutoğlu, "İstanbul öylesine çok bölgenin ortak şehri ki eğer 'bölgesel kalkınma' diye bir konuyu tartışacaksanız, en doğru yer İstanbul'dur, Türkiye'dir. Eğer dünya tek bir devletten idare edilseydi başşehri İstanbul olurdu" diye konuştu.
Yaşanabilecek ekonomik krizlere karşı finansal sistemin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Başbakan Davutoğlu, "Dünya finansal sisteminin dayanıklılığını güçlendirmek ve bu finansal sistemin muhtemel şoklara karşı tez kriterlerini ortaya açık bir şekilde koymak sorumluluğumuz var. Aynı şekilde yine bu ekonomi politik gösterdi ki dünyada artık herhangi bir kriz olduğunda, 1929'da yaşadığımız ilk büyük küresel krizden daha da farklı olarak onu öyle anmakla birlikte, artık bundan etkilenmeyecek hiçbir topluluk yoktur" dedi.
“TÜRKİYE BİR AVRUPA ÜLKESİDİR”
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışişleri Bakanı olarak yaptığım ilk konuşmalarda, verdiğim talimatlarda dış politika stratejisiyle küresel ekonomi politiğinin getirdiği ekonomik gereklilikler arasında bir irtibat kurulmasına özel çaba sarf ettim. Şimdi geriye dönüp baktığımızda, 5 yıl içerisinde eğer Türkiye, Avrupa'daki ekonomik daralmaya ve finansal sistemlerdeki sarsıntılara dayanabilmişse, finansal sistemimizin çok sağlıklı yapısı kadar onunla birlikte geliştirdiği alternatif bölgesel politikalar bunda etkili olmuştur. Neler yaptık? 2009'dan itibaren gerek Balkanlar'da, gerek Kafkaslar'da, gerek Ortadoğu ve Orta Asya'da yeni bir bölgesel strateji, vizyon ilan ettik. Ve dedik ki; şu anda aslında çok çarpıcı biçimde IŞİD ve onun etrafında gelen terörist meydan okumalara bir cevap mahiyetinde yorumlanması dileğiyle, 2009'da birçok Ortadoğu, Balkan platformunda yaptığımız konuşmalarda gerek benim Dışişleri Bakanı olarak 4 ilkeyi öne çıkardık. 'Ortadoğu, Balkanlar, Orta Asya ve Kafkaslar'da yeni bir üst düzey siyasal diyaloğa ihtiyaç var' dedik. İkincisi yeni bir güvenlik sistemine ihtiyaç var. Üçüncüsü ekonomik karşıtlı bağımlılığa ihtiyaç var. Dördüncüsü de kültürel bakımdan içselleştirici yeni bir siyasi kültüre ihtiyaç var. O yıllarda yaptığımız onlarca konuşmayı açanlar, bunu görebilirler."
Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Çünkü Türkiye'nin kaderi de Avrupa'nın, Avrupa Birliği'nin, Avrupa kıtasının kaderinden ayrıştırılamaz. Türkiye bir Avrupa ülkesidir. Avrupa tarihi, Türk tarihi ve arşivleri kullanılmadan anlaşılamaz. Türk tarihi de Avrupa geçmişi okunmadan doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarılamaz" şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 29 Eylül 2014, 21:08