“ABD Savunma Bakanıyla 7 ayda 6 defa ikili görüşme yaptım”
Koalisyonun DEAŞ ile mücadele için kurulduğunu ve Türkiye’den de yardım istendiğini hatırlatan Bakan Işık, “Biz de ‘evet DEAŞ ortak düşmanımızdır. Bölgeden DEAŞ’ın atılması lazım. Onun için koalisyon güçlerinin İncirlik’te konuşlanması doğrudur ve biz bu izni veriyoruz’ dedik. Peki biz bu izni verdikten sonra bizim DEAŞ ile mücadelede desteğe ihtiyacımız varken neden destek vermiyorsunuz? Neden ipe un seriyorsunuz? Bu anlayışla siz hareket ettiğiniz zaman Türkiye kamuoyu samimi olmadığınızı söylüyor. Ya da Türkiye’ye açıklamadıkları bir ajandası var. 20 kilometreye kadar destek verdiniz de 20 kilometreden sonrasına neden destek vermiyorsunuz? Bunun Türkiye’de sorgulanması gayet tabidir. Bu noktada biz her görüşmemizde ABD’li yetkililerle bunu paylaşıyoruz. Ben 7 aylık Milli Savunma Bakanlığı görevimde ABD Savunma Bakanıyla 6 defa ikili görüşme yaptım. Her görüşmemizde bu konuları masaya yatırdık. Fırat Kalkanı Harekatı başladıktan sonra her görüşmemizde kantonların birleştirilmesi, Mümbiç’ten PYD’nin çıkarılması, El Bab harekatında Türkiye’ye destek verilmesi, Fırat Kalkanı Harekatı’nda Türkiye’nin desteklenmesini her görüşmemizde konuştuk” şeklinde konuştu.
“İncirlik Üssü bir NATO üssü değildir”
ABD’nin, Türkiye’nin NATO müttefiki olduğunu belirten Bakan Işık, müttefiklik ilişkisinin temelinin açıklık ve samimiyet olması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer açıklığa ve samimiyete dayanmayan bir müttefiklik ilişkisi varsa bu ilişkiyi sürdürmek zorlaşır. Sonuçta Türkiye demokratik bir ülke. ABD atacağı her adımda kamuoyunun nabzını nasıl dikkate almak zorundaysa, Türkiye de bunu dikkate almak zorunda. Bizim müttefiklerimizden beklentimiz bu noktada Türkiye’ye karşı açık ve samimi olmaları. Bugünden yarına İncirlik Üssü kapatılacak anlamına gelmiyor bu. İncirlik Üssü bir NATO üssü değildir. Türkiye’nin izniyle orada bulunuyorlar. Türkiye bu noktada ABD ile de, diğer koalisyon ülkeleriyle de görüşmelerini sürdürüyor. Bu görüşmeler Türkiye’nin çıkarlarını tehdit edecek bir hal alırsa Türkiye her türlü ihtimali değerlendirir. İncirlik’teki koalisyon güçlerinin varlığı DEAŞ ile mücadele dışında başka bir amaca yönelik bulunduruluyor kanaati oluşturursa elbette gereği yapılır. Ama bunu söylemek için çok erken. Sonuçta biz bir ittifak içerisindeyiz. Bu ittifak içerisinde de var olan sorunları birinci öncelikte konuşarak çözmek durumundayız. Bunu muhataplarımızla konuşuyoruz” açıklamalarında bulundu.
“Bu konudaki son karar Türkiye’nin kararıdır”
Bakan Işık, İncirlik Üssü konusundaki sorunların çözülmesi için yoğun bir görüşme trafiği yaşandığını ifade ederek, “Ümit ederiz ki bu görüşme trafiğinde artık sonuç alırız ve sonuca yönelik adımları görürüz. Yoksa adım atılmayan hiçbir görüşmenin sonuçta bir itibarı da olmuyor. Sorunlarımızı biz bütün açıklığıyla ortaya koyuyoruz. ABD’den ve diğer koalisyon ülkelerinden samimiyet bekliyor. Sonuçta yetki Türkiye’dedir. Bu konudaki son karar Türkiye’nin kararıdır. Bu bizim elimizde olduğu sürece bu konularda gerekmedikçe nihai kararı vermeyiz. Ama gerektiğinde de vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın" ifadelerini kullandı.
“Bölgede kalıcı bir barış için yeni Amerikan yönetiminin inisiyatif alması lazım”
Ortadoğu’nun Körfez Savaşlarından itibaren ciddi şekilde istikrarsızlaştığının altını çizen Bakan Işık, Saddam Hüseyin’in devrilmesinden itibaren bölgede ciddi bir türbülans olduğunu kaydetti. Bakan Işık, Esed’in kendi halkının üzerine bomba yağdırmasıyla birlikte Suriye’de devlet otoritesinin kalmadığını söyledi. Böyle bir dönemde koalisyon ülkelerinin liderliğini üstlenen ABD’nin kararsızlığı ve dünyanın diğer ülkelerine güven vermeyen politikalarının bölgeyi içinden çıkılmaz hale getirdiğini dile getiren Bakan Işık, “500 binin üzerinde vatandaş hayatını kaybetti. Bu sadece Türkiye’de sorgulanmıyor, ABD’de de ciddi şekilde sorgulanıyor. ABD, bugüne kadar yapması gerekenleri yapmadı. Ben ABD seçimlerinde Suriye’deki ABD yönetiminin başarısızlığının bile rol aldığını düşünüyorum. Obama’nın özellikle ikinci döneminin bu konuda politikasızlık üretmesi sadece bölgede değil, ABD’de de tepki oluşturdu. Pek çok görüştüğümüz mevkidaşımız ‘Evet biz daha önce bir takım hareketleri yapmalıydık’ diyorlar. Şimdi bunlar söyleniliyor artık. Suriye politikası ABD için tam bir başarısızlık ve hayal kırıklığıdır. Şimdi yeni bir dönem başlıyor ABD’de. Ümit ediyoruz ki yeni Amerikan yönetimi Suriye’yi doğru okur ve yapılması gerekenleri yaparlar. Biz bu konuda Türkiye olarak her türlü yardımı yapmaya açığız. Bölgede kanın durması için elimizden geleni yapıyoruz. Rusya ile bir ateşkes sağlanması için çok büyük gayretler gösterdik. Bölgede kalıcı bir barış için yeni Amerikan yönetiminin inisiyatif alması lazım. Son ateşkes sürecinde Türkiye, Rusya, İran inisiyatif aldı. Ümit ederiz ki bundan sonra geçmiş dönemdeki hatalardan da ders alırlar ve Suriye ile Irak’ta kalıcı istikrar sağlanır. Sonuçta Türkiye, Suriye ve Irak’ta istikrarı destekliyor. Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta en büyük çıkarı istikrardır” dedi.
“El Bab’daki en büyük hassasiyetimiz sivil kaybın olmaması”
El Bab operasyonunda son durum hakkında bilgiler veren Bakan Işık, harekatın yavaş ilerlemesine ilişkin şunları kaydetti:
“El Bab’a gelene kadar farklı bir strateji vardı. Daha çok küçük yerleşim birimleri vardı. Küçük gruplar halinde öbeklenmiş DEAŞ militanları vardı. Onların temizlenmesi daha büyük oranda Özgür Suriye Ordusunun önde yaptığı bir mücadeleyle oldu. Ama El Bab’a gelince artık bu bir şehir savaşına dönüşmeye başladı. Şehir savaşına dönüşmesinde bizim açımızdan en büyük risk sivillerin şehirlerde yaşaması. Sivil kayıpların olmaması için Türkiye çok büyük hassasiyet gösteriyor. Bir tek insanın hayatını kaybetmemesi için çok ciddi gayret gösteriyor. Yavaş ilerlemesinin en önemli sebebi bu. Yoksa orada sadece DEAŞ militanları olsaydı El Bab’dan DEAŞ’ı söküp atmıştık. Ama siviller var ve bir tek sivilin hayatını kaybetmemesi için TSK da, Özgür Suriye Ordusu da çok büyük gayret gösteriyor. Bu harekatı yavaşlatan bir neden. Bir diğer sebep ise hava şartları. Bazen 10 gün hava yağışlı, karlı veya puslu oluyor. O süreçte harekatı ilerleme imkanı olmuyor. Ancak planlandığı gibi devam ediyor. El Bab’daki en büyük hassasiyetimiz sivil kaybın olmaması.”