Dış politikada ise herkesin uzman kesildiğini belirten Çelik, “Dış politikaya bakarsanız iki görüş var. Biri çıkar odaklı, biri ise insan odaklı politika. Petrol var ise politika var. Menfaat var ise politika var. Musul’a gelinceye kadar bir sorun yok. Ama Musul’a girince kıyametler kopuyor. Çünkü orada menfaat ilişkileri var. Binlerce insan öldü. Petrol olmadığı için önemli değil. Biz ise insan odaklı dış politika anlayışı yürütmekteyiz. Biz yıllarca mazlumlara kucak açan bir politika izledik. Bunun için değerli kardeşlerimi biz halkına zulmeden Esed ve Sisi’lerden yana olamayız. Onlara karşı duruşumuz halkına zulmetmeleridir. İnsan onurunu ayaklar altına almalarındandır” dedi.
Türkiye’de konuşulamayanları masaya yatırdıklarına dikkat çeken Çelik, “10 sene önce Türkiye’de neler konuşulabilirdi. Neler konuşulamıyordu. Bunları bir kez daha incelemede faydası var. Bursa’da çözüm süreciyle ilgili konuşmak çok kolay Türkiye’nin her yerinden konuşmak aslında mertliktir yiğitliktir. Yoksa bir yerlerde ayrıştırmaya yönelik konuşmaların hiçbir anlamlı yoktur. Onun için çözüm sürecini başlattık kan ve kin dursun dedik. Bu devleti bu cumhuriyeti birlikte kuran insanların arasında kan aktıkça kinin arttığını gördük. Onun için taşın altına gövdesini koyan bir iktidar olarak olayların üzerine gidiyoruz. Önemlisi sorunları halının altına değil sorunlar torunlara kalmasın diye mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Problemleri geleceğe taşımamak gerektiğini ve geçmişte yeteri kadar geçmişte beceriksiz iktidarların Türkiye’ye zaman kaybettirdiğini ve sorunları bu zamana kadar taşıdıklarını belirten Çelik, AK kadroların sorunları geleceğe taşıma gibi bir lüksü olmadığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye Kobani’den Kürtler geldi. Birçok ülkeden ve bölgeden Kürt, Arap, Ezidiler geldi. Türkiye herkese kucak açtı. Sen kimsin diye sormadı. Bombalardan kaçıp gelen herkesi kucakladı. Herkesi sahiplendik. Kimsede gelip başka türlü bir eylem içersine girmedi. 2 milyona yakın Suriyeli vatandaşı Türkiye’de yediriyoruz barındırıyoruz. Komşuluk görevini yapıyoruz. Ama Kobani’den gelenleri tuzağa düşürme adına içeride sergilenen senaryoları oyunları da hepimiz ibretle izledik. Şimdi ise mahcubiyet duyuyorlar. Biz ne yaptık diye başlarını öne eğiyorlar. 35 ilde yapılan kalkınmalarla Türkiye’yi başka bir yere sürüklemeye çalıştılar. Ama toplamı 120 bin kişiyi ayağa kaldırabildiler. 120 binin de kaçı Kobani’den gelen onu bilemiyoruz. Bu kadar ancak Türkiye’yi huzursuz edebildi. Kime ne oldu. Bu mudur insan hakkını kürdün hakkını savunmak. Çözüm süreci son derece önemlidir. Artık kimse kimsenin ölmesini istemiyor.”
Güncelleme Tarihi: 16 Kasım 2014, 18:29