Bakan Bozkır, “30 Haziran’a kadar vizenin kalkması için de bu siyasi değerlendirme sonrasında parlamento ve konseyin aynı tutum içinde olması gerekir. Maalesef vardığımız noktada komisyon kararı 5 beklentinin yerine getirilmediğini belirterek ama bunu bir şart koşmayarak ve parlamento ve konseye vizenin kalkması önerisini bunların da yerine getirileceğinin takip edileceği belirtilerek sunuldu. Bu konuya açıklık getirilmemiş olması, parlamentoya ulaştığında birçok anlamayla birlikte parlamentonun bugün içinde bulunduğu psikoloji altında sürecin ilerletilemeyecek şekilde özellikle Parlamento Başkanı Schulz ve parlamento grupları tarafından hiç işleme konulmaması noktasında bir tepki ile karşılandı ki bu gerçekten bizim için kabul edilebilir bir durum değildir. Parlamentonun kurallarında bunu durdurma hakkı hukuki olarak da yoktur. Bunu komisyona havale edilmesi oradan devam etmesi gerekirdi. Bunun üzerine de legal süreci başlatmaksızın, aynı legal sürecin unsurlarında hem komisyonda hem genel kurulda bu konuyla ilgili bir platform açarak Türkiye’ye saldırma teamülünde olan, Türkiye’ye düşmanlık besleyen, Türkiye’ye hasmane tutum içinde olan, birçoğu da başka mihrakların kendilerine verdikleri direktiflerden etkilenmiş kişiler çıkıp orada içlerinde ne varsa ifade etmeye ve Türkiye’ye, Cumhurbaşkanımıza çeşitli şekillerde ifadeler kullandılar” diye konuştu.
“BUNUN ÇÖZÜMÜ DE KOMİSYONA DÜŞMEKTEDİR”
Gereksiz platformun, böyle bir sonucu da ortaya çıkardığını söyleyen Bakan Bozkır, “Parlamentoda konu kilitlenmiş vaziyettedir. Bunun çözümü de komisyona düşmektedir. Parlamento Başkanı Schulz, grup başkanları, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, parlamenterlerle yaptığım görüşmelerden elde ettiğim intiba budur. Bunu çözmesi gereken komisyonla da hem Komiser Avramopulos’la hem Genişlemeden Sorumlu Komiser Hahn’la ve aynı zamanda Komisyon Başkan Yardımcısı Yüksek Temsilci Federica Mogherini ile yoğun görüşmeler yaptık. Bugünkü görüşmelerimizde özellikle bu sürecin tıkandığı noktanın açılması için konunun tekrar komisyonda değerlendirilmesi ve Türkiye ile yeniden istişarenin başlatılması, 5 kriterin üstesinden nasıl gelebileceğimize dair bir siyasi istişare yapılması ve sonunda da komisyonun, parlamentoya aslında bu 5 kriteri de yerine getirdiği beyanını bulunmasıyla çözülecek bir noktadayız” açıklamasını yaptı.
“GENİŞLEME KOMİSERİ BÜTÜN KOMİSYONU BAĞLAYACAK BİR BEYANDA DA BULUNMAMALIDIR”
Bakan Bozkır açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Maalesef bugünkü temaslarımın sonucunda çok fazla da umutlu olduğumu söyleyemiyorum. Özellikle Genişleme Komiseri ile de yaptığım görüşme sonrasında böyle bir mekanizmayı başlatmak durumunda dahi olmadığını ifade etti. Önümüzdeki dönem için komisyonun önemli bir yaklaşımı ilerletme teamülünde olmadığı şeklinde de yorumlanabilir. Ancak genişleme komiseri bütün komisyonu bağlayacak bir beyanda da bulunmamalıdır. Bu itibarla biz kararlı bir şekilde bu sürecin sürdürülmesi, olumlu adımlar atılması ve bu şekilde de bu anlaşmanın bütün boyutlarını göz önünde bulundurarak her unsurunun tehlikeye düşmemesi için gayretimizi sürdüreceğiz. Türkiye’ye döndüğümde yeni bir değerlendirme yapacağız ve özellikse bu 5 beklentiyle ilgili ne yapılabileceği konusunda istişaresini yapacağız. Bütün görüşmelerde ifade ettiğim hususu burada tekrarlıyorum. Bu kadar çok şehit verdiğimiz, canlı bomba saldırılarında çok sayıda yabancı olsun Türkiye Cumhuriyeti onsun insanımızı kaybettiğimiz ortamda, çeşitli ilçelerimizi teröristlerden temizlemek için operasyonlar yürüttüğümüz bir ortamda terörle mücadelede kanunundaki değişiklik Türkiye siyasetinin bir konusu olamaz. Bunun mutlaka karşılıklı anlayışla çözülmesi lazım. Terörle mücadele kanunun değişikliğini son 3 güne kadar, kriter olarak yazılı olmasına rağmen, son 3 güne kadar hiç dile getirmemiş olan komisyonun da bir şekilde bu süreci içine düşürdüğü çıkmazdan çıkışta Türkiye’ye yardımcı olması lazımdır.”
“TÜRKİYE’NİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU BU TERÖRLE MÜCADELE HİÇBİR ÜLKENİN YAŞAMADIĞI BİR ORTAMDIR”
“Biz bütün bu sürece olumlu bakıyoruz” diyen Bozkır, “Ancak her ülkenin yapabilecekleri vardır, yapamayacakları vardır. Her ülkenin kendi kamuoyu vardır. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya olduğu bu terörle mücadele durumu hiçbir ülkenin yaşamadığı bir ortamdır. Bunun kesin şekilde söz konusu olmayacağını da ifade ettik. Bugün bulunduğumuz noktada sürecin Haziran sonuna kadar bitmesi için çok fazla zaman kalmadı. Süratle adımların atılması, komisyonun bunu tekrar tezekkür edip, Türkiye ile birlikte çalışarak, bir formül bularak bunu belki de parlamentoya yeni bir değerlendirmeyle göndermesi, bu arada Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile yaptığım görüşmede ortaya çıkan imkana göre Avrupa Konseyi'nin de bu komisyon kararının yeniden şekillenmesine, özellikle terörle mücadele yasalarıyla ilgili orada mevcut mekanizmanın daha önce Türkiye ile verdiği raporlar var bunları birlikte değerlendirerek, belli de bunları mesnet alarak komisyonun yeni bir karar vermesi şu aşamada elzemdir. Biz hiçbir gerginliğe sebebiyet verme arzusunda olmaksızın bu sürecin devamı, kararlılığımızı sürdürmek arzusu içinde ama gerçekten içinde bulunduğumuz bu noktanın ne kadar kritik olduğunun da AB bütün mekanizmaları tarafından bilinmesi ihtiyacı içindeyiz” ifadelerini kullandı.
“YÜRÜRLÜKTE OLAN BİREBİR ANLAŞMASI VE YUNANİSTAN’LA MEVCUT GERİ KABUL ANLAŞMAMIZ VAR”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bozkır, son durumlar neticesinde Türkiye’nin geri kabul anlaşmasında üzerine düşen kısmını askıya almadığına dair soruya ise, "Olayı doğru bilmemiz lazım. 3 tane geri kabul mekanizması var. bir tanesi Türkiye ile AB arasında imzalanan 1 Haziran’dan itibaren yürürlüğe girecek olan geri kabul anlaşması. Bir tanesi Yunanistan’la Türkiye arasındaki ikili geri kabul anlaşması ki bu uzun yıllardan beri yürürlükte. Bir tanesi de birebir formülü diye adlandırdığımız çerçevede sadece 20 Mart’tan sonra 5 Yunan adasına gitmiş olan düzensiz göçmenlerin Türkiye tarafından geri alınmasını içeren ayrı bir anlaşma. Bugün yürürlükte olan birebir anlaşması ve Yunanistan’la mevcut geri kabul anlaşmamız var. Ama Türkiye ile AB arasında geri kabul anlaşması henüz yürürlüğe girmedi. Haziran ayı zarfında yürürlüğe girmesi söz konusu olacaktır. Bu da anlaşmanın önemli unsurlarından birisidir. Dolayısıyla demin bahsettiğim gibi vize tek bir unsur değil bütün 67 unsurun birlikte değerlendirildiği bir konudur ve önümüzdeki dönemlerde Türkiye’de yapacağımız değerlendirmenin tamamına bakacağız ve ona göre Türkiye’nin stratejisini saptayacağız" yanıtını verdi.