“Milliyetçi Hareket Partisi 47 yıldır kuşatmaları yara yara, tuzakları boza boza, korkulukları devire devire bugünlere gelmiştir” diyen Bahçeli şunları kaydetti:
“Biz iman erleriyiz, biz ülkü neferleriyiz, biz Türk-İslam ruhunun korkusuz fertleriyiz. Paralel tuzaklarla, küresel saldırı ve derin komplolarla azimle başa çıkarız. Kurşunların üstüne yıldırım gibi atlayanlar, pusulardan güneş gibi doğanlar, kirli ve kalleş siyaset operasyonlarından mı çekinecektir? Darağaçlarını vicdanlarında sallandırmış, demir parmaklıkları cesaretinin ateşiyle eritmiş cesur yürekler yalana, kumpasa, bozguncuların tezviratına mı kanacaktır? Milliyetçi Hareket’in surunda gedik açacaklar, paralel kelepçeyle kilitleyip iktidara geleceklermiş. Milliyetçi Hareket Partisi’ni bilmeyen, nereden gelip nereye gittiğini anlamayan küçük bir azınlık tutturmuş paradigma değişsin, değişim olsun. Sözlerimden olağanüstü tüzük kurultayı için imza vermiş kardeşlerim asla alınmasınlar, çünkü onlar benim değerlendirmelerimin dışındadır. Ve onlarla eğer varsa meselelerimizi konuşacağımıza, davamızın ruhuna münasip orta yolu bulacağımıza içtenlikle inanıyorum. Sözlerimin hedefi sanal kahramanlaradır. Sözlerim direk proje elemanlarına, sahte demokratlara, düzmece siyasetçilere, paralel kuluçkasına yatıp tavşan çıkarma sevdasına kapılan akıl fukarası nankörleredir. Hayatlarında lehimize olacak şekilde bırakınız katkı ve desteği, en ufak bir hakkı geçmemiş, ağzından hayırlı bir çift cümle çıkmamış ne kadar yazar, çizer, uzman yorumcu, sözde akademisyen ve aydın varsa MHP’yle yatmakta, MHP’yle kalkmaktadır. Bunlar sürekli olağanüstü kurultay falı açmaktadır. Okyanus ötesinden pişirilmiş aşa aman su katmayalım derdinde olan işbirlikçiler de fellik fellik dolaşmakta, yaygara koparmaktadır. Bakıyorum, PKK’lılar MHP’de değişim isteğindedir. DHKP-C değişim katarına son anda binmiştir. Nazlanmadan ılıyanlar, mecalsiz kalıp mercan kayalıklarına tutunanlar, uslanma bilmeyen edepsiz kaçaklar, İmralı canisine avukatlık yapanlar ne tuhaftır ki sürekli değişim demekte, pohpohladıkları isimleri direnmeye çağırmaktadır. Eski tüfekler, casusluktan hüküm giymişler, ahlak ve seviyesi marjinalleşmiş eski çağ, karanlık ve Cumhuriyet gibi medya organları paralel saldırıda hakaret göreviyle tembihlenmişlerdir. Ne kadar MHP hasmı, Milliyetçi-Ülkücü hazımsızı varsa paralel panayırda kendilerine ön sıralardan rezervasyon yaptırmışlardır. Birbirlerine hiç benzemeyen, birbirlerinden hiç de hazzetmeyen çürük isimler, düşmanımın düşmanı dostum mantığıyla telaşla MHP’ye karşı icra edilen operasyon kuyruğuna girmişlerdir. Bunlar kimi zaman Twitter silahşoru, kimi zaman kılıcı zayıf bedenine büyük gelen haçlı şövalyesi, kimi zaman da tenekeden demokrasi fedaisi kesilmişlerdir. Ama hiçbiri paralel matruşkası, Pensilvanya süvarisi olduğunu gizleyememiştir.
Diren MHP diyenler, göle değil, tarlaya Gezi mayası çalmaya kalkışmışlardır. Bu arada Panama tacirleriyle siyasi eskiler de paralel saldırıda yoklama kaçağı olmamak için hemen devreye girmişlerdir. Geçtiğimiz Pazar günü tertemiz dava arkadaşlarım ve aziz milletim her şeyin iç yüzünü az çok görmüş ve öğrenmiştir. Ankara’da malum “olağanüstü kurultaycılar kumpanyası” tarafından kamuoyuna hoşça vakit geçirtmeye ve sıcak haber oluşturmaya dönük bir orta oyun sergilenmiştir.
Bu oyun, Batı’daki “gezici” tiyatro örneklerine benzemekle birlikte karakterleri, daha çok Osmanlının direkler arası şenliklerinde boy gösteren Kavuklu ile Pişekâr tiplemelerini andırmaktadır.
“Gezi” Olaylarının da küçük bir kopyası, kötü bir taklidi niteliğindeki bu orta oyunu sırasında; kimisi kendini barikata bağlamış, kimisinin elleri tellere takılı kalmıştır. Kimi seçim otobüsü süsü verilmiş aracın üzerinde meddahlığa soyunmuş, kimisi de kendilerine hiçbir müdahalede bulunmayan güvenlik güçleri ve TOMA’ların önünde patlayan flaşlara pozlar vermiştir. Acemi bir tuluatı andıran bu evlere şenlik çadır tiyatrosu açık havada sergilenmekle birlikte amacına ulaşmış; uçaklarına yetişemeyen vatandaşlarımız haricinde, seyirlik bir eğlenceye dönüşmüştür. Bu anlattıklarım konunun mizahi tarafı olsa da gerçek budur. Bir de meselenin Milliyetçi-Ülkücü Hareketi ilgilendiren ciddi tarafı vardır ki bunun üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir. Şurası iyi bilinmelidir: Bu bir genel başkanlık yarışı değildir. Çünkü ne ortada bir MHP kurultayı vardır ne de genel başkanlık seçimi söz konusudur. Pazar günü Ankara’da yaşananlar rezilliğin dik alası, kepazeliğin zirvesidir. Milliyetçi-Ülkücü Hareketi Gezivari provokasyonlarla kullanma çabasında olanlar baltayı taşa vurmuşlardır. Şahsi hırslarını yenemeyerek Ülküdaşlarımızı sokaklara, tarlalara düşürme gayretine girenler, şunu bilesinler ki, asla affedilmeyeceklerdir. Adaylığa soyunanlardan birinin de itiraf ettiği gibi, tarlada kurultay yapılmaya kalkışılmış; ayrıca hazırun cetveli delege olmayanlara da imzalatılarak delegelerin büyük kısmı orada bulunuyormuş havası verilmek istenmiştir. Milliyetçi-Ülkücü Harekette bir kutuplaşmaya, cepheleşmeye yol açabilecek bu tehlikeli girişimler alenen ateşle oynamaktır. Buna kimsenin hakkı yoktur ve gereği neyse mutlaka yapılacaktır. Diğer taraftan, zelil görüntüler sergilenerek MHP camiası kamuoyu nezdinde küçük düşürülmüştür.
Bu ayıp, 1 Kasım’dan beri haddi aşmış isimlerin yakasını bırakmayacak; bunun hesabını Milliyetçi-Ülkücü vicdan muhakkak surette soracaktır.”
ZAMANI GELDİĞİNDE OLAĞAN KURULTAY YAPILACAK VE GENEL BAŞKAN ADAYLARI HUZURA ÇIKTIĞINDA DELEGE İRADESİNİ ORTAYA KOYACAKTIR
MHP’de bir genel başkan değişikliğinin yolunun belli olduğunu vurgulayan Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: Zamanı geldiğinde olağan kurultay yapılacak ve genel başkan adayları huzura çıktığında delege iradesini ortaya koyacaktır. Dahası Yargıtay henüz kararını vermemiştir. Bırakalım Yargıtay kararını versin, bekleyelim hukuki işlem tamamlansın. Nedir bu acele? Nereye yetişeceksiniz? Peki, olağanüstü kurultay hukuken ve ahlaken imkânsızken, bu telaş niyedir?
Korsan miting ve eylemlere bu kutlu davanın muhterem mensupları hangi hakla çekilmiş, hangi amaçla alet edilmiştir? MHP’yi karıştırma sözü kimlere verilmiş, ihaleyi kim dağıtmıştır? Aziz Ülküdaşlarım, oyunu görünüz, tehlikenin artık farkına varınız. İçimize sızmaya çalışan kiralık yüzlerin nereye varmak istediklerini Allah için anlayınız, vicdani tepkinizi gösteriniz. Kendini barikata bağlayarak şov yapanlar boşuna çırpınmakta, beyhude heveslerle oyalanmaktadır.
Çaldıkları minareye kılıf hazırlamaları, ellerindeki mızrağı da çuvala sokmaları artık imkansızdır. Unutulmasın ki, şehit mirası bu mukaddes davayı rezillikleriyle öğütmeyi aklından geçirenlere hiçbir zaman fırsat vermez, aksine davrananlarının da yanına bırakmayız. Buna rağmen kendilerini davanın sahipleri, parti yönetimini, teşkilat mensuplarını işgalci gibi gösterenler ve bizi birbirimize düşürmekte ısrar edenler bilsinler ki: Hayalleriyle oynanmak, safiyane duyguları istismar edilmek istenen Ülkücülerin de sabrının bir sonu vardır. Zamanı geldiğinde, yakıtı okyanus ötesinden gönderilen bu kumpanyanın dağıtılması için gereken her hamle Tüzük ve yasalar çerçevesinde noksansız yapılacaktır.”
BAHÇELİ, BEŞİKTAŞ’I VE CEMİLE’Yİ KUTLADI
Bahçeli, Kırım Türklüğünün trajedisini 1944 isimli şarkısıyla anlatan ve Eurovision’da birinci olan Cemile’yi kutlayarak “ Kırım Türklüğü için hayırlı olsun diyorum” ifadesini kullandı.
Bahçeli, ayrıca Spor Toto Süper Lig 2015-2016 sezonunda şampiyon olan Beşiktaş’ı bir taraftarı olarak tebrik etti.