Projede kullanılan asansörlerin eski olduğu ve kiracının yüksek bedel ödememek için eski asansörleri kiraladığı iddialarına ilişkin olarak ise, “İnşaatta kullanılan asansörlerin 6’sı da Almanya’da üretilerek ithal edilmiş ve İstanbul’da montajları yapılarak sıfır teslim edilmiştir. Yine aynı kaynaklar şantiyedeki 6 asansörden 2’sinin çalıştığı ve diğerlerinin bozuk olduğunu belirtmişlerdir. Bu da doğru değildir. Asansörlerin kullanımı ve yoğunluğunu inşaatın ilerleme yönü belirlemektedir” açıklaması yapıldı.
Açıklamada, “Kiracı ile şirketimiz arasındaki sözleşme uyarınca asansörlerin işletilmesi ve güvenli çalışması kiracının sorumluluğundadır. Çalışan personele talep olduğu takdirde eğitim verilmesi ve asansörlerle ilgili şikayet başvurusu yapıldığında arızanın giderilmesinden ise şirketimiz sorumludur. Sözleşmede yer almadığı halde şantiyede bulundurduğumuz iki teknik görevlimiz, mesai saatinden sonra meydana gelen kaza haberi kendilerine ulaştırıldığı için şantiyeye dönmüşlerdir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında şöyle denildi:
“Şirketimizin Alman ortağı GEDA dünyada bu asansörleri (insan ve yük taşımada kullanılan makine) üreten en büyük üç şirketten biridir ve şirketin 80 yılı aşan tarihinde benzeri bir kaza bulunmamaktadır. Asansörlerin çalışması kremier adı verilen bir sistem (fotoğraflarda göründüğü gibi bir tarafı dişli bant, diğer tarafı dişli makara) ve birbirini tamamlayan iki elektrik motoru tarafından sağlanmaktadır. Bu sistemlerin üçü de elektronik değil mekaniktir. Kabine taşıyacağından fazla ağırlık yüklendiğinde ilk önce fren motoru devreye girmekte ve asansörü yavaşlatmaktadır. Asansör hareketine devam ederse ‘paraşüt fren’ denilen ikinci sistem devreye girmekte ve asansörü durdurmaktadır.”
Yapılan açıklamada kazanın meydana gelmesine yol açan nedenlerin bilirkişi raporlarından sonra belirlenebileceği ifade edilerek, bu raporlar açıklanana kadar yapılacak bütün açıklama ve yorumların duyulan üzüntüyü artırmanın ötesinde bir yararı olmayacağı, bu nedenle kesin bilgiye dayanmayan bu türden açıklamaları yapanların konunun hassasiyetine uygun davranmalarının her şeyden önce insani bir görev olduğu bildirildi.
Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2014, 12:38