Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Anayasa Mahkemesi son zamanlarda verdiği kararlara Yargıtay’ın ve Danıştay’ın üzerinde, hatta ilk derece mahkemelerin üzerinde bir temyiz mahkemesi pozisyonuna doğru ilerlemektedir. Bu Türkiye için doğru bir ilerleyiş değildir. ’Mahkemede derdini çözemeyen Anayasa Mahkemesi’ne gelsin’ yaklaşımı Türkiye’ye güç kazandırmaz, Türkiye’nin hukuk devleti anlayışını güçlendirmez” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat’ın Şefaatli Belediyesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Bozdağ, Ergenekon davasının 16 bin sayfalık gerekçeli kararının çok uzun bir karar olduğunu söyledi. Bozdağ, "Bu gerekçeli karar fevkalade uzun bir karar. Türk adli tarihi içerisinde bu kadar uzun gerekçeli bir karar var mı bilmiyorum. Herhalde yoktur. Önemli olan sonunda da yazılmış olmasıdır. Geç de olsa kararın yazılmış olması onun olumlu bir yönüdür ama bu kararın tebliğinden sonra haklarında hüküm verilenler kararın temyiz dilekçelerini ne kadar sürede yazacaklar, kararı ne kadar sürede okuyup analiz edecekler, işin doğrusu onu merak ediyorum çünkü 17 bin civarında bir sayfanın okunması, satır satır ayrıntılarının göz önüne alınması ve oradan bir netice çıkarılması elbette çok zaman alacaktır. Yargıtay aşaması da zaman alacaktır. Bu gerekçeli karar benim gördüğüm kadarıyla temyize başvurma süresinin uzayacağını, temyiz incelemesinin de uzunca bir zaman alacağının habercisi gibi duruyor” dedi
Anayasa Mahkemesi’nin Twitter konusundaki kararını da değerlendiren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Anayasa Mahkemesi’nin kararı bağlayıcı bir karar. Elbette uyulması ve uygulanması gerekiyor ama bu karar hukuki yönünden ziyade siyasi yönüyle de ağır basan bir karardır. Zira hukuken sakat bir karar. Anayasamızda bireysel başvuru hakkı tanındı. Daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında kanunda bireysel başvuru hakkının hangi hallerde kullanılacağı açıkça yazıldı. Onlardan bir tanesi, kişiler eğer haklarının eğer ihlal edildiğini düşünüyorlarsa yargıya müracaat edecekler. Ayrı yollarının tüketilmesinden sonra bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne gidecekler. Twitter ile ilgili karara baktığınız zaman, bireysel başvuru hakkını kullananların yargı yoluna başvurmadıkları, doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvurdukları gözüküyor. Anaya Mahkemesi’ne yargı yollarını tüketmeden doğrudan başvurma hakkı yoktur. Anayasa Mahkemesi ön inceleme sırasında bu başvuruyu kabul edilmezlik nedeni ile daha işin başında reddetmesi gerekirken maalesef bunun usulen kabul edilebilirliğine karar vermiştir. Bu büyük bir yanlıştır. Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir yetkisi yoktur. Bir defa usulden reddi gerekirken işi usulden kabul edip esasa girmesi Anayasa Mahkemesi’nin yorum yoluyla kendisine yetki alanı açmasıdır. Yeni alanlar açmasıdır, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu kararı olumlu karşılayanlar belki işin bu hukuki garabetini bilmiyorlardır. Bireysel hakkı ancak yargı yolu tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne müracaat hakkını verir. Yargı yolu tüketilmeden kimse Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuramaz, bulunması halinde Anayasa Mahkemesi’nin daha işin başında kabul edebilirlik şartları bakımından başvurunun kabul edilebilir şartları taşımadığını tespit ederek bunu reddetmesi gerekir, esasa girmesi lazım ama maalesef Anayasa Mahkemesi bu Twitter ile ilgili verdiği kararda usul şartlarını taşımayan kanunun öngördüğü şartı taşımayan bir başvuruyu ön incelemede reddetmesi lazımken kabul etmiş, esasına girip karar vermiştir. Bu bir defa hukuka aykırı bir durumdur, hukuken kabul edilemez bir durumdur. Bunu tespit etmek lazım” diye konuştu.
"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TÜRK MAHKEMELERİNİN VERDİĞİ KARARI GÖZARDI EDEN BİR YAKLAŞIMI VARDIR"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi’nin kararında esasa dair değerlendirme yapılırken Türk mahkemelerinin verdiği kararları gözardı eden bir yaklaşım olduğunu ifade ederek, “Çünkü TİB’in mahkeme kararına ilişkin uygulamamasını eleştiren, bunu haksız bulan bir yaklaşım ortaya koyarken, öte yandan Twitter da Türk mahkemelerinin kararlarına uymak ve bu kararları uygulamakla mükelleftir. Twitter’a ilişkin bir değerlendirme yapmamıştır maalesef. Türk mahkemelerinin kararları Türkiye’de faaliyet gösteren bütün tüzel kişileri de bağlar. Türk vatandaşlarını Türkiye mahkemesinin kararları nasıl bağlıyorsa Türkiye’de faaliyet gösteren bütün tüzel kişileri de bağlar. Twıtter Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Öyle ise Twitter da Türkiye’nin mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi bu kararında TİB’in mahkeme kararını uygulamamasını eleştirirken, bunu haksız görürken, bunun üzerinde dururken ve bunun üzerinde kararını bina ederken, Twitter’in Türk mahkemelerini yok sayan, Türk mahkemelerini küçümseyen, Türk mahkemelerinin kararlarını bir mahkeme kararı kabul etmeyen, bu milleti ve bu ülkeyi aşağılayan yaklaşımına karşısında bir değerlendirme maalesef yapmamıştır. Ben beklerdim ki bu kararın içerisinde Twitter’in Türk mahkemesi kararlarını yok sayan yaklaşımına dair de bir değerlendirme yapsın. Almanya’nın, Amerika’nın, Fransa’nın karalarını Twitter aynen uygularken, Türkiye mahkemelerinin kararlarını uygulamaması üzerine de Anayasa Mahkemesi’nin durması lazımdı ama Twitter şimdi bundan sonra niye uygulasın nasıl olsa Anayasa Mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi’nin kararları üzerinde Twitter’ın yapmadığı uygulamayı himaye eden bir karar ortaya çıkmıştır adeta. Bu yönüyle de işin doğru, bu kararın yanlış olduğunu düşünüyorum” dedi.
"ANAYASA MAHKEMESİ YARGITAY VE DANIŞTAY’IN ÜZERİNDE BİR TEMYİZ MAHKEMESİ DEĞİLDİR"
15. İdari Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini, yürütmeyi durdurma kararının bizim yasalarımız gereği idareyi bağladığını vurgulayan Adalet Bakanı Bozdağ, “Ancak idare kararın gereğini 30 gün içerisinde yerine getirmek zorundadır. Yani kararın verildiği tarihle Anayasa Mahkemesi’nde karar arasına baktığınızda da 8 günlük bir süre var. Yani mahkemenin bu kararını idarenin uygulamadığı, uygulamayacağı karara Anayasa Mahkemesi nereden kapılmış, anlamak mümkün değil. İdarenin bu kararı uygulamak için yasa ile tayin edilmiş 30 gün süresi var. 30 gün süre içerisinde idare bu kararı uygulamamış olsa belki o zaman, ’İdare bu kararı uygulamadı, o yüzden ben böyle bir yola tevessül ediyorum’ denilebilir ama idare bu kararı uygulamak için yasanın tanıdığı süreyi aşmış değildir. O yüzden idareyi suçlayan bir değerlendirme yapılmasını da işin doğrusu hukuken doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Ayrıca idare mahkemesinde görülen bir dava var. O davaya ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, Anayasa Mahkemesi verdiği bu kararla idare mahkemesinde görülen bir davayı esastan çözmüştür. Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir yetkisi de yoktur. AYM Yargıtay’ın üzerinde bir temyiz mahkemesi olmadığı gibi, Danıştay’ın üzerinde bir temyiz mahkemesi olmadığı gibi, ilk derece mahkemeler üzerinde de bir temyiz mahkemesi değildir ancak AYM son zamanlarda verdiği kararlara Yargıtay’ın ve Danıştay’ın üzerinde, hatta ilk derece mahkemelerin üzerinde bir temyiz mahkemesi pozisyonuna doğru ilerlemektedir. Bu Türkiye için doğru bir ilerleyiş değildir. ’Mahkemede derdini çözemeyen Anayasa Mahkemesi’ne gelsin’ yaklaşımı Türkiye’ye güç kazandırmaz, Türkiye’nin hukuk devleti anlayışını güçlendirmez. Maalesef şu anda Yargıtay’da, idare yargıda, başka yerlerde işini çözemeyenlerin Anayasa Mahkemesi’ne yönlendirmesi sonucunu doğuracak bir karardır çünkü kanunun tanımladığı usule uymadan Anayasa Mahkemesi karar veremez. Maalesef Twitter ile verdiği kararda kanunun tanıdığı usule uymamış ve çizilen sınırları aşmıştır” şeklinde konuştu.
Ankara Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi’nin Youtube yasağını kaldırması ile ilgili de değerlendirme yapan Adalet Bakanı Bozdağ, “Sulh ceza mahkemesi kaldırabilir, yetkisi dahilinde, yani itiraz edilir, çünkü tedbir kararıdır. Mahkemenin verdiği bir tedbir kararına itiraz yapıldığında, o itirazı mahkeme kaldırabilir” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2014, 17:08