Sadece günün meşhur gazetesi Aydınlık gazetesinin hakkımda asılsız, tutarsız, mesnetsiz iddialarıyla gözaltına alındım. Aylarca, günlerce işkence gördüm ve sonunda tutuklanıp cezaevine gönderildim. Hayatımızı söndürdüler on yıl cezaevinde ömrümüzü çürüttüler. Benim arkadaşlarım şu anda rektör, dekan, ordinaryüs, ben niye olmayaydım ki? Okuyordum da, zekiydim de. Ama cuntacılar istemediler. Bizi aldılar ezdiler içeriye, cezaevine attılar. Ama bunları bir nebze olsun belki unutabiliriz. Belki bir kenara dinlenmeye çekiliriz ve dinlenmede bekleyen acılarımız var diyebiliriz. Ama unutamayacağımız, ömür boyu yara olan içimizde, çocuğumuza dahi anlatamayacağımız öyle acılar yaşattı ki bize bu cuntacılar, ölene dek unutamayız" dedi.
"İDAM EDİLEN CENGİZ BAKTEMUR’UN DOSYASI YENİDEN AÇILSIN"
1982’de darbe sonrası idam edilen Cengiz Baktemur’un dosyasının yeniden açılmasını talep eden Ertem, “Cengiz Baktemur Malatyalı bir arkadaşımızdı. Beraber cezaevinde yattık. Değil ona idam vermek, ona meşru müdafaadan beraat vermeleri gerekirdi. Buyursun eğer gerçekten yasa, adalet, hukuk varsa bugün o dosya gündeme çıksın. Cengiz’in dosyası yeniden açılsın. Ona idam verecek yargıç Türkiye’de değil dünyada yoktur. Ama o gün o tarihte Elazığ Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde görev yapan bir hakim vardı, Cengiz’i de bizi de psikolojik olarak bitirdi” diye konuştu.
“ASILMADAN ÖNCE CEZAEVİNDEN ANNESİNE MEKTUP YAZDI”
İdam kararı kesinleşen Cengiz Baktemur’un cezaevinde annesine bir mektup yazdığını kaydeden Ertem, Baktemur’un kendisine, “Ben öldükten sonra bu mektubu anama verin” dediğini aktardı.12 Eylül 1980 darbesinde yargılanan bir diğer isim ise Ayhan Özdemir. Özdemir de tıpkı Ertem gibi idama mahkum edilenlerle aynı koğuşta kaldığını belirterek, Evren ve Şahinkaya’nın müebbet hapis cezalarını hastanede veya evde değil kendileri gibi cezaevinde çekmeleri gerektiğini ifade etti.