GÜÇ

Gün geçmiyor ki Ortadoğu’da yaşananlar, diğer günü aratmasın. Peki İsrail bu kadar şımarıklığı nasıl yapabiliyor? Üstelik 1.5 milyar Müslüman insanın tam merkezinde. Bunun iki nedeni var. Biri dünya da ki paranın yüzde 75'ine direk hakimler. Bunu yüzyıllardır sürdürülen bir başarının derin Aile köklerinden alıyorlar.  Bankacılık, altın, petrol ve bir çok yeraltı madencilik bunların elinde. Bununla birlikte bir çok kurum, dernek, lobi ve locaları barındırıyor. Para kan gibidir; hiç bir ülke bu güç tarafından kanlarının bozulup da kanser olmak istemezler. Ve parayla bu ülkelerde kendilerine ihanet edecek insanları rahatlıkla bulurlar. 

Liderlerini şekiller, düzenler gündemini belirler ve yönetirler. Medya ordulardan daha güçlüdür. Bunu çok iyi kullanırlar. ‘Filistinliler de toprak sattı katledilmeleri vacip’ gibi bir propagandayı ortaya atıp bizdeki zihniyete hemen yedirmeleri buna bir örnek olarak gösterilebilir.  

İkincisi ise buralarda kurulan bir çok Ülke yüz sene önce Osmanlıyı yıkıp bakiyesiyle kurulmuştur. Liderleri belirlenmiş hiç bir zaman gerçek devlet olamamıştır. Dış politikaları birileri tarafından belirlenmiştir. Bazıları devlet refleksleri gösterse de bunların başı ezilmiştir. Buna en iyi örnek Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi’dir. Buda İsrail’in rahatça davranmasını sebebidir. İdeolojisi olmayan bir çok Ülkecik uyanmadan, Ortadoğu’da bazı hesaplarını ortaya koymak için gaza bastılar. 

Ayrıca vâdedilmiş topraklar adı altında büyük hesapları var. İsrail Yahudilikten hariç tüm insanların katlini meşru hatta sevap görmektedir. Aslında bu Yahudilik değil Siyonizm’dir. Bu şekil düşünen bu zihniyetin misyonları, para ve güçle birleşmesi, insanlık adına büyük tehlikedir. Nitekim sayın Hakan Fidanın İsrail’e ‘hırsız’ demesi bunların yerleştikleri bölgeleri nasıl istila ettiklerini ve amaçları adına devam edeceklerinin göstergesidir.  

Son zamanlarda boykot çağrısından sonra, marketlerinde neredeyse ürün kalmayan Hasan, Ahmet amcayı görünce, ekonomik olarak da ne kadar bunlar tarafından sarıldığımızı fark ettim.  Yıllarca bir çok kamu mecrasına otomobil yapmaktan öncelikli işlerimiz var demem bundan dolayıydı. Yerli tüm kurum ve kafelerimiz marketlerimizde satılan, dünya pazar payına hakim bir içecek şirketimizin olmasının daha öncelikli dememin nedeni de buydu. Aselsan gibi bir devin ilk cep telefonunu üreten marka olup toplatıldığına dair bir efsane dillerdeyken neden iyi bir cep telefonuyla tekrardan bu branşta yol almaz? Velhasıl kozmetik, deterjan, gıdadan tutun, mobilya ev aletlerine kadar bir çok kaleme tekrar hakim olmalıyız. Devlet bu şirketleri desteklemeli ve gerekiyorsa yarı devlet şirketiyle yol alınmasının yolu açılmalıdır. Bosh gibi şirketler kurup, devlet yönetiminde bu şirketler bir devlet kurumuna bağlanmalıdır.  

Şuan akan yine ümmetin yetim çocuklarının kanıdır. Dünya yeniden şekillenirken Türkiye yüz sene önceki tüm topraklarında yaşananlardan kayıtsız bir politika izleyemez. Bişeyler onların dediği gibi gitmediği için Türkiye hedef ülkedir. Türkiye savunma sanayisi gibi, tedarik zincirine de hakim olmak zorundadır.   

Selam ve dua ile.. 

YORUM EKLE

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0