ZONGULDAK (AA) - Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Cömert, gazetecilere yaptığı açıklamada, koronavirüsün aslında yeni bir virüs olmadığını, insanlarda solunum enfeksiyonuna yol açan eski bir virüs olduğunu söyledi.
Koronavirüslerin doğada yaygın olarak bulunan virüsler olduğunu belirten Cömert, "Solunum yolu enfeksiyonuna yol açıyorlar. Her yıl koronavirüsle biz enfekte oluyoruz ama bu korkutucu tabloya yol açtıkları zaman dikkatimizi çekiyor." diye konuştu.
Koronavirüsün farklı canlılarda enfeksiyona neden olabildiğini dile getiren Cömert, "Aslında insanlara hayvanlardan bulaşan bir virüs. Kedilerde, köpeklerde, büyükbaş hayvanlarda, kuşlarda tespit edilmiş. Yarasalar bir özellik arz ediyor koronavirüs için. Yarasalar koronavirüsle enfekte olmuyorlar ama vücutlarında bu virüsü uzun süre bulundurabiliyorlar. Dolayısıyla virüslerin evrim geçirmesi için güzel bir ortam oluşturuyorlar." ifadelerini kullandı.
Cömert, yapılan çalışmalarda SARS ve MERS virüsünün de aslında yarasalardan insanlara bulaştığına dikkati çekerek, "SARS virüsü yarasalardan misk kedilerine, oradan insanlara bulaşmış. MERS virüsü ise yarasalardan develere, develerden insanlara bulaşmış olan bir virüs." bilgisini verdi.
Söz konusu yeni tip koronavirüsün, SARS virüsüne yüzde 70 benzerlik gösteren bir virüs olduğunu vurgulayan Cömert, "Virüslerde genetik değişiklikler bekliyoruz. Genetik değişiklikler küçük olabiliyor ama mutasyonel değişiklikler birikerek daha büyük duruma geldiklerinde, eskisine göre daha yabancı bir virüs ortaya çıktığında, vücudun buna karşı herhangi bir savunması olmadığından bu şekilde tehlikeli klinik tablolar ortaya çıkabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ellerin daha sık yıkanmasına önem verilmesi gerekiyorCömert, virüslerin korunma yollarının, hepsinde temel olarak aynı olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle solunum yoluna yerleşerek enfeksiyona neden olan viral etkenler, hapşırma ve öksürükle virüsün etrafa damlacıklar şeklinde saçılması ve bu damlacıklara bizim ellerimizle dokunmamız ve sonra da ellerimizi gözlerimize, ağzımıza değdirmemizle bulaşıyor. Hapşırma ve öksürükle havaya saçılan küçük damlacıkların direkt olarak solunmasıyla bulaşıyor. Hem koronavirüs hem diğer solunum enfeksiyonu yapan etkenleri düşündüğümüzde, el hijyenine daha fazla dikkat edilmesi, ellerimizi gözümüze, ağzımıza değdirmemeye, daha sık yıkamaya önem vermemiz gerekiyor. En temel korunma önlemleri bunlar."
Hapşırma ve öksürme sırasında ağzın mendille kapatılması gerektiğini vurgulayan Cömert, ellere hapşırmamaya, zorunlu durumda hapşırma sırasında dirsek içini kullanmaya dikkat edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.