BRÜKSEL(AA) - Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Zeki Levent Gümrükçü, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili Belçika'da yaptığı görüşmeler kapsamında değerlendirmelerde bulundu.
AA muhabirine konuşan Gümrükçü, harekat kapsamında sahada devam eden operasyonun yanı sıra bir de "bilgi savaşı" bulunduğunu dikkati çekerek, Anadolu Ajansı gibi kurumların bu konuda yaptıkları bilgilendirmeleri çok önemsediğini belirtti.
Gümrükçü, esasen harekat başlamadan önce Suriye'nin kuzeyinden kaynaklanan tehdidin hep anlatıldığını, ancak harekatın başlamasıyla birlikte kamuoyunu bilgilendirmek için çok yoğun ve aktif bir çalışma yürütüldüğünü aktardı.
Belçika'da Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili dile getirilen endişelerin gerçekçi olmadığını değerlendiren Gümrükçü, "Muhataplarımıza Türkiye'nin tezlerini anlattıktan sonra karşı taraftaki argümanların ortadan kalktığını görüyoruz. Esasında bu argümanların çok iyi düşünülmüş, konuyu bilerek yapılmadığını, bilgisizlikten ya da art niyetle yapıldığını görüyoruz." diye konuştu.
Özellikle Batı medyasının "Türkiye'nin Kürtlere karşı bir operasyon" yürüttüğü algısını yaydığına değinen Gümrükçü, bu çerçevede muhataplarına Türkiye'nin milyonlarca Kürt kökenli vatandaşa sahip olduğunu ve binlerce yıldır beraber yaşadıklarını, Suriye'den 300 bini aşkın Kürt kökenli vatandaşın Türkiye'ye güvenli bölge arayışıyla sığındığını anlattığını söyledi.
"Türkiye en son eleştirilecek ülke"Gümrükçü, görüşmelerinde aynı zamanda sıklıkla "insani kriz meydana gelecek" şeklinde argümanlarla karşılaştığını belirterek şunları kaydetti:
"Türkiye'nin baştan beri söylediği birşey var. Biz bu operasyonu yaparken asla ve asla sivillere zarar gelmemesi, sivil altyapıya en ufak bir tahribat olmaması için gereken tüm özeni göstereceğiz diyoruz. Daha önce Suriye'nin kuzeybatısında yaptığımız iki operasyonda aldığımız neticeleri fotoğraflarıyla, bütün verileriyle ortaya koyuyoruz. Türkiye esasında bir operasyonu neticesinde ortaya çıkabilecek insani krizle ilgili olarak en son eleştirilecek ülke."
"Cevap veremiyorlar"Gümrükçü, muhataplarının aynı zamanda "PYD/YPG'nin terör örgütü olup olmadığını da sorguladığını", buna karşın da hem eski ABD Savunma Bakanı, ABD Özel Kuvvetler Komutanının ifadeleri ile Amnesty International ve Human Rights Watch gibi kurumların PYD/YPG'nin nasıl terör örgütü gibi davrandığına dair raporlarını gösterdiğini aktardı.
Operasyona neden ihtiyaç duyulduğunu da anlattığını belirten Gümrükçü, "Suriye'nin kuzeydoğusundan Türkiye'ye sınırın altından onlarca tünelin olduğunu görmezden geliyorlar. Bu tünellerden kaçırılan silahlar, ekipman veya teröristlerin yapmaya çalıştığı veya yaptığı terör saldırılarının Suriye'nin kuzeydoğusuyla bağlantısını göremiyorlar." diye konuştu.
Gümrükçü, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve demografisini değiştirmeye ilişkin argümanlara yönelik ise muhataplarına, "Peki DEAŞ'a karşı yapılan operasyon nedir' dediğimiz zaman cevap veremiyorlar. Belçika dahil birçok Avrupa ülkesinin ya askerleri ya da uçakları 2-3 yıldan beri Suriye'de cirit atıyor. Bu bir saldırı, işgal olmuyor da niye Türkiye'nin yaptığı oluyor diye sorduğumuz zaman yine cevap veremiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle Belçika dahil Avrupa ülkeleri açısından operasyonun DEAŞ'la mücadeleye olası etkisinin önemli gündem maddesi olduğuna dikkati çeken Gümrükçü, "Bugüne kadar DEAŞ'la mücadelede en ön cephede kim yer almış diye baktığınız zaman Türkiye'yi görüyorsunuz." vurgusunu yaptı.
Türkiye'nin Suriye'de sahada göğüs göğüse mücadele veren tek ülke olduğuna dikkati çeken Gümrükçü, "Gelip de DEAŞ'tan bu kadar zarar görmüş, bu kadar mücadelenin en ön saflarında yer almış bir ülkeyi DEAŞ'la mücadelenin zayıflamasına yol açmakla eleştirmek ve suçlamak en hafif tabirle adil değil." dedi.
Suriye'deki siyasi süreçle ilgili iddiaları da yanıtladığını ifade eden Gümrükçü, "Anasaya Komitesi'nin kurulması için senelerdir Rusya ve İran'la her türlü çaba sarfeden ülke Türkiye. Bunu BM'nin içine katan biziz. Biz Anayasa Komitesi'nin kurulması için bütün bu çabayı verirken ne ABD'den ne AB'den hiçbir destek görmedik. Sadece siyasi süreç diyip, sahada hiç birşey yapmamış ülkelerin bugün bizi siyasi sürece zarar verme ihtimaliyle suçlamasının da bir manası olmadığını anlatıyoruz. Kendi kurduğumuz birşeye nasıl zarar verebiliriz diye sorduğumuzda gene bir cevap alamıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Batı kendini ayağından vuruyor"Gümrükçü, "Hem kamuoyunda hem de resmi çevrelerde bu açıklamaları yaptığımız sürece ve ikna edici bir şekilde ortaya koyduğumuz sürece onlar da tavırlarını değiştireceklerdir diye ümit etmek istiyorum." açıklamasında bulundu.
Türkiye'yi cezalandırmaya çalışma çabalarının "Batı'nın kendini ayağından vurmasına" benzediğini kaydeden Gümrükçü, "Türkiye'nin güvenliği ve sınırları, NATO'nun ve bir nevi de AB'nin güvenliği ve sınırlarıdır. Terörizmi bir yerde vurmadığınız ve durdurmadığınız sürece DEAŞ'ta olduğu gibi başka yarın öbür gün gelecek başka yerde sizleri vuracaktır. " değerlendirmesinde bulundu.