Türkiye Mezunlar Forumu panellerle devam etti

- SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran: - "Türkiye'nin pandemideki başarısı ve bugün Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolü bir tesadüf değildir" - "Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten kararlı bir liderlik göstermiştir ve bu liderlik dünyadaki çatışmaların çözümünde, belirsizliklerin giderilmesinde ve risklerin yönetilmesinde önemli bir örneklik teşkil etmektedir"

Türkiye Mezunlar Forumu panellerle devam etti
banner98

- Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye'nin pandemideki başarısı ve Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolünün tesadüf olmadığını belirterek, "Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten kararlı bir liderlik göstermiştir ve bu liderlik dünyadaki çatışmaların çözümünde, belirsizliklerin giderilmesinde ve risklerin yönetilmesinde önemli bir örneklik teşkil etmektedir." dedi.

Türkiye'de farklı düzey ve alanlarda eğitim alarak dünyanın çeşitli ülkelerinde kariyerlerine devam eden "Türkiye Mezunları"nın katılımıyla, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Şişli'de bir otelde gerçekleştirilen Türkiye Mezunları Forumu panellerle devam etti.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, forum kapsamında "Küresel belirsizliklerin eşiğinde dünyamızın geleceği" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, belirsizlik ve risk kavramının giderek dünyada daha hakim hale gelmeye başladığını söyledi.

Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının da getirdiği sonuçlarla dünyada giderek belirsizliklerin arttığı, risklerin çoğaldığı ama bir taraftan da bunun böyle gidemeyeceğinin bilinç olarak yükseldiği bir döneme tanıklık ettiklerini aktaran Duran, ilk akla gelen belirsizliklerde önceliğin büyük güç rekabetine verilmesi gerektiğini kaydetti.

Duran, bugün dünyada liberal bir düzenin hakim olmadığını vurgulayarak, "Peki bir düzen var mı? Aslına bakarsanız giderek düzensizliğin öne çıktığı ve bu düzensizlikten kaynaklanan çok sayıda riskin de kümülatif olarak insanlığı etkilediği bir noktadayız. İklim değişikliğini, salgınları, gıda krizini, enerji krizini, kaynaklarla ilgili yarışmayı ve özellikle teknoloji rekabetini birçok alanda görüyoruz ve bunların dünyaya getirdiği belirsizlikler giderek artma eğiliminde." değerlendirmesini yaptı.

- "Çok sayıda risk ve belirsizlikle karşı karşıyayız"

Siber alandan teknoloji savaşına, kaynaklar rekabetinden savaşa kadar uzanan çok sayıda risk ve belirsizlikle karşı karşıya olunduğunu belirten Duran, "Peki bu küresel belirsizlik çağında neler yapılabilir? İnsanlık adına neleri öne almak gerekir? sorusu üzerinde düşündüğümüzde elbette dünyanın geleceğinin sadece 'büyük güç' olarak adlandırılan ABD, Çin, AB ve Rusya gibi ülkelere bırakılamayacağı ortadadır." diye konuştu.

Duran, çok kutupluluğun her geçen gün yerleştiği ama bunun içerisinde ABD, Çin rekabetinin de olanca hızıyla derinleştiği bir dünyaya doğru gidildiğini söyledi.

Türkiye'nin, liberal düzenin çalışmadığını en önce söyleyen ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Duran, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'deki Genel Kurul kürsüsünden sıklıkla 'dünya beşten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür' tezini gündeme getirmiş olması bir tesadüf değildir. Daha ileri giderek şunu söyleyeyim. Türkiye'nin pandemideki başarısı ve bugün Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu rolü de bir tesadüf değildir. Türkiye'nin izlemekte olduğu diplomasi yaklaşımının ve uluslararası sistemin reforme edilmesiyle ilgili ortaya koyduğu önerilerin bazı somut uygulamaları olarak görülmelidir. Evet bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten kararlı bir liderlik göstermiştir ve bu liderlik dünyadaki çatışmaların çözümünde, belirsizliklerin giderilmesinde ve risklerin yönetilmesinde önemli bir örneklik teşkil etmektedir."

- Sağlıkta fırsat eşitliği konuşuldu

Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERAGEM) Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli de "Sağlıkta fırsat eşitliği" konulu panelde yaptığı konuşmada, sağlıkta eşitliğin, herkesin tam sağlık potansiyeline erişebilme şansına sahip olması olarak tanımlanabileceğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 1978 yılında sağlıktaki bu eşitsizliğin üzerine gidilmesi ve birtakım önlemlerin alınması noktasında Alma-ata Deklarasyonunu yayımladığını aktaran Özdarendeli, deklarasyonun her bireyin din, dil, ırk gözetmeden sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanması konusunda olduğunu aktardı.

- "Hala arkadaşlıklarımız, dostluklarımız devam ediyor"

Foruma katılan Türkiye mezunlarından olan ve şu anda Azerbaycan'da yaşayan Ehtiram Quliyev, liseden itibaren Türkiye'de eğitim aldığını, 1992 yılında ilk defa geldiğinde kültürlerin bu denli benzerliği karşısında şok olduğunu söyledi.

Quliyev, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduğunu belirterek "Hukuk eğitimini burada aldım. Dünyanın birçok ülkesinden, bugün Batı dediğimiz birçok ülkesinden daha kaliteli eğitim aldığıma kesinlikle eminim ve gençlere de durmadan tavsiye ediyorum." dedi.

Kendisini, "Türkiye'nin bir gönül elçisi" olarak niteleyen Quliyev, eğitim hayatını, gençliğinin en güzel yıllarını Türkiye'de yaşadığını ifade ederek, "Hala arkadaşlıklarımız, dostluklarımız devam ediyor ve yavaş yavaş bunları gelecek nesillere, evlatlarımıza aktarıyoruz. Onlar da inşallah bu dostlukları daha ileri bir aşamaya götürecekler." diye konuştu.

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde yüksek lisans eğitimi alan ve ülkesi Kolombiya'da diplomat olan Sebastian Ballen, bir arkadaşının "Türkiye'yi ve Türkçe'yi bilen ve seven sensin, bir başvur" önerisiyle YTB'nin Türkiye Bursları programına başvurduğunu anlattı.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden mezun olan Guatemalalı mimar Ana Del Pilar Robledo Mendez ise, Türkiye'de eğitim almasının ana motivasyonun Mimar Sinan'ın dünyaya bıraktığı eserler olduğunu ifade etti.

- "Dünyanın farklı ülkelerinde 150 binden fazla Türkiye mezunu var"

Forumda, konuşmalarının ardından basın mensuplarına açıklama yapan YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye Mezunları'nın, Türkiye'de üniversite eğitimi almış uluslararası öğrencilerin üniversitelerini bitirdikten sonra Türkiye'yle irtibatlarını devam etmeleri için başlattıkları bir proje olduğunu söyledi.

Türkiye mezunlarının çok büyük bir aile olduğunu belirten Eren, şu an dünyanın farklı ülkelerinde 150 binden fazla Türkiye mezunu bulunduğunu aktardı.

Eren, Türkiye'nin 2011 yılından bu yana 'Türkiye Bursları' adı altında bir burs programı yürüttüğünü ve bu kapsamda son 10 yılda 45 bine yakın öğrenciyi burslandırdıklarını anlatarak, Türkiye'de uluslararası öğrenci sayısının son 11 yılda 12 katına yakın artarak 20 binden yaklaşık 250 bine geldiğini belirtti.

Güncelleme Tarihi: 19 Ocak 2023, 22:25
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0