Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin “Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye iki binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz” açıklamasını değerlendirdi. “Dış ticaret konusunda iki rakam var ve iktidar mensupları işine gelen kısmı aktarıyor” diyen Sarıbal, Türkiye’nin gıda ürünleri dış ticaretinde az da olsa ihracat fazlası verdiğini buna karşın tarım ürünlerinde ithalatçı ülke olduğunu söyledi. Sarıbal, “Ülkemiz temel ve stratejik tarım ürünlerinde dışa bağımlıdır. Sayın Bakan DİR (Dahilde İşleme Rejimi) kapsamında ithal edilen ürünleri katarak yapılan gıda ürünleri ihracatını ülkemizin tarımda ihracatçı olarak göstermesi hatalıdır” diye konuştu.
DİR kapsamında ithal edilen tarım ürünlerinin işlenerek gıda ürünü satılmasını ülke çiftçisine bir katkısı olmadığını ifade eden Sarıbal, “Yapılan iş sanayiciye ve ülke ekonomisine katkısı var. Biz ülkemizin gıda ürünleri ihracatından para kazanmasına karşı değiliz. Bugün Ukrayna- Rusya savaşında yaşanan ham madde tedariki sıkıntısı sanayiciyi zora soktu. Ancak ülkemizin kapasitesini sonuna kadar kullansaydık. Dışarıdan gelecek tehlikelere karşı daha güçlü olurduk” görüşünü dile getirdi.
Türkiye İstatistik Kurumunun dış ticaret verilerini aktaran Sarıbal, şunları söyledi:
19 yılda 139,6 milyar dolar ithalat
“2003-2022 Nisan döneminde 93 milyarlık tarımsal ürün ihracatına karşın 130,6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Dış ticaret açığı 37,6 milyar dolarlık açık verdik. Bu verdiğimiz para hububat, baklagil, endüstri bitkileri, canlı hayvan ithalatına ödendi. Biz bu parayı yabancı şirketlere kazandıracağımıza ülke çiftçisine kazandırsaydık bugün dışarıdan ham madde ithal etmezdik.
Toprak Mahsulleri Ofisi başta buğday olmak üzere arpa, mısır ve ham Ayçiçek yağı ithal etti. Sayın Bakana sormak isterim. Eğer ithalatçı bir ülke değil isek TMO bu ürünleri nerede kullandı?”
Üretimiz yetersiz
Tarım Bakanı’nın iddia ettiği gibi ülkemizin bitkisel üretimde kendi kendine yetmediğini vurgulayan Sarıbal, “2000 yılında 65 milyon nüfusumuz var iken 100 milyon ton bitkisel üretim yapılırken, 2021 yılında 85 milyon nüfusa 118 milyon ton, bu yıl 126 milyon ton üretim bekleniyor. 2000 yılında kişi başına bitkisel üretim 1.546 kilo iken, 2019 yılında 1.398 kilo, 2021 yılında tahmini 1.466 üretim düşmektedir. Üstelik 2000 yılında sadece 13 milyon turistin gıda ihtiyacı karşılanırken, bugün 5 milyon sığınmacı ve 40 milyon turisti ekleyince kişi başına üretim daha da az olduğu görülecektir” dedi.
Üretimin artan nüfusun ihtiyacını karşılamadığını söyleyen Sarıbal, “Çiftçiyi üretimde tutmamız gerekir. Çiftçimiz ürettikçe ülkemiz gıda güvenliği ve bağımsızlığı sağlanabilir. Dünya da sonbaharda büyük bir gıda krizi bekleniyor. Bizim gibi ithalatçı ülkelerin bereketli topraklarında üretmekten başka çaresi yok” dedi.