MÜSİAD'dan 8 Mart Kadınlar Günü deklarasyonu

- MÜSİAD Kadın Komitesi Başkanı Müge Öz: - "Aile içinde yaşanan sorunların çözümü sadece kadında aranamaz. Onu ihmal eden, zaman zaman saadeti aile dışında bulan ve bu durumu, hayatın artan stresini atmak olarak bahanelendiren eş, haklı bir gerekçe ile af edilemez" - "Aile kurumunun tüm yükü sadece kadının omuzlarına yüklenemez. Bir ailede annenin yükümlülükleri kadar çocuklar ve aile üzerinde erkeğin de sorumlulukları vardır" - "Kadın varlığının denkliği ilkesine katılmakla beraber bu denkliğin kadın aleyhine işletilmesine hayır diyoruz. Sözde verilen hakların uygulamada sürüncemeye alınmasına hayır diyoruz. Dini ve kültürel kodlarımıza uygun yaşama hakkımızın modern hayat kriterlerine uymama sloganıyla değerlerimizin yıpratılmasına hayır diyoruz"

MÜSİAD'dan 8 Mart Kadınlar Günü deklarasyonu
banner98

İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kadın Komitesi Başkanı Müge Öz, 8 Mart Kadınlar Günü mesajında, "Nitelikli anneler sağlıklı geleceği yetiştirir mantığıyla kızlarımızın her açıdan nitelikli bireyler olarak hazırlanmasına varız diyoruz. İnsan onuru ile bağdaşmayan geleneklerin gölgesinde yok olan hayatların, yeniden topluma kazandırılması adına öncelikle bu gelenekler ile mücadele etmeye varız diyoruz. Ailede varız, iş dünyasında varız, bilimde sanatta kültürde varız, yaşamın her mecrasında varız diyoruz." ifadelerini kullandı.

Öz, 8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle yayınladığı mesajında MÜSİAD Kadın Komitesi olarak hazırladıkları deklarasyonu kamuoyuyla paylaştı.

Öz, her kadının anne olma içgüdüsü ve hakkı ile doğduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Annelik kutsaldır. Bu hak, onu iş hayatından koparamayacağı gibi onu ikinci sınıf vatandaş konumuna da getiremez. Aile kurmak, kadın için bir tercihtir. Aynı zamanda toplumsal açıdan nesillerin sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi adına elzemdir. Ancak aile kurumunun tüm yükü sadece kadının omuzlarına yüklenemez. Bir ailede annenin yükümlülükleri kadar çocuklar ve aile üzerinde erkeğin de sorumlulukları vardır.

Aile içinde yaşanan sorunların çözümü sadece kadında aranamaz. Onu ihmal eden, zaman zaman saadeti aile dışında bulan ve bu durumu, hayatın artan stresini atmak olarak bahanelendiren eş, haklı bir gerekçe ile af edilemez."


- "Güçlü Türk kadını imajını yeniden hatırlatmak bir toplumsal görev olmalı"


Öz, aile içinde çocukların eğitim ve yönlendirilmesinin sadece kadının omuzlarına bırakılamayacağını ifade ederek, babalık müessesesinin sorumluluğunun erkek tarafından da idrak edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Aile kurmak, çocuk sahibi olmak gibi kadının temel hak ve ödevlerinin, kadınları aşağılayan bir yaklaşım olduğunu topluma enjekte eden kasıtlı söylem ve politikalara karşı, kendi kültürel ve sosyal değerlerimizi korumak ve böylece nesillerimizi muhafaza etmek, temel vazifemiz olmalıdır." ifadelerini kullanan Öz, Türk kadınının güçlü olduğunu ancak kimi zaman bunun farkında olmadığını kaydetti.

Öz, şunları belirtti:

"Türk toplumlarının ve devletlerinin her birinde ve her dönemde kadın, belirleyici bir unsur olmuş ve aynı zamanda aile müessesesi üzerinde de vazifelerini ihmal etmemiştir. Bilimden vakıf işletmeciliğine, ticaretten sanata, siyasetten askeri yapılanmaya kadar her alanda Türk tarihi, kadın zaferleriyle doludur. Bu gerçekleri, nesillerimize öğretmek ve onlara güçlü Türk kadını imajını yeniden hatırlatmak bir toplumsal görev olmalıdır.

İslam kültüründe kadın olgusu tıpkı Türk kültüründe olduğu gibi ön plandadır. Bunun en iyi örneğini Peygamber Efendimiz (sav) döneminde de görmekteyiz. Aynı şekilde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim, kadını her daim gözeten, onu toplumun temel taşı yapan ve önceleyen ayetler ile bezelidir. Bu durumun tersini savunan görüşler ile mücadele etmek sosyal yükümlülüğümüz olmalıdır.

Kadının sadece belli alanlarda aktif olabileceği, diğer alanlarda ise akli ve fiziki yetersizlikleri nedeniyle geri durması gerektiği mantığının günümüz koşullarında ne denli bağnaz bir ifade olduğunun altı çizilmeli ve bunun için mücadele edilmelidir."


- "Kadın ile iletişim kanallarının sürekli açık bırakılmasına özen gösterilmeli"


Öz, kadının iyi eğitilmediği ve özgüveninin elinden alındığı bir toplumda şiddete meyilli ve potansiyeli düşük nesiller yetişeceği gerçeğinin unutulmaması gerektiğini kaydederek, kadının eğitimine ayrıca önem verilmesinin önemine işaret etti.

Bir çocuğun ilk eğitiminin ve hayata karşı ilk temasının anneden geçtiğini hatırlatan Öz, bu nedenle annenin aile içinde yaşadığı fiziksel veya psikolojik şiddetin, ileride şiddete eğilimli nesiller üreteceğinin unutulmaması gerektiği uyarısında bulundu.

Öz, şu ifadeleri kullandı:

"İletişim, insan ilişkilerinin başlaması ve gelişmesi adına temel yöntemdir. İki cins arasındaki sorunların çözümünde iletişimin önemi göz ardı edilmemeli ve hor görülmek yerine, kadın ile iletişim kanallarının sürekli açık bırakılmasına özen gösterilmelidir.

Her kadının annelik ya da eş olmak dışında ayrıca bir mesleğe sahip olmasının önü açılmalıdır. Hayatın zorlu koşullarında öz güvensiz ve her türlü sıkıntıya rağmen hiçbir çaresi olmadığı için giderek ezilen kadın nüfusunun kendi ayakları üzerinde duran birer birey olması daha fazla desteklenmelidir.

Ekonomik gelişim için atıl kadın nüfusunun istihdama kazandırılması ve kadınlarımızın kendi yetenekleri doğrultusunda işlere yönlendirilmesi ya da uygun şartlarda kooperatifleşme mantığı içinde kendi el emeklerinden maddi gelir elde etmelerinin önü açılmalıdır. İş ortamında yetişmiş kadın istihdamının oranı artırılmalıdır. Kadınların fıtratları gereği işe ve iş yerine katacağı yetkinlikler ve zarafet göz ardı edilmemelidir."


- "Her 8 Mart Kadınlar Günü sonrası her şeyin aynı mantıkla devam etmesine hayır diyoruz"


Öz, siyasette kadın gücünün unutulmaması gerektiğini belirterek, ülke nüfusunun neredeyse yarısının kadın olduğu düşünüldüğünde kadın alt yapısının siyaseten bilinçli birer seçmen olarak eğitilmesinin önem taşıdığını kaydetti.

Öz, şunları ifade etti:

"Kadınlarımızın aidiyet duygusunu ve sosyal kabul görme ihtiyacını karşılamak üzere çeşitli STK faaliyetlerine katılımları ve buralarda yapacakları işler ile kazanacakları başarıların, onların zihinsel dünyalarında oluşturacağı yenilenme göz ardı edilmemelidir.

Kurumsal yapılar içindeki kadın emeği, kadın yönetimi ve kadın elinin kurumları nasıl tazelediği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Biz MÜSİAD KADIN olarak, her 8 Mart Kadınlar Günü sonrası her şeyin aynı mantıkla devam etmesine hayır diyoruz. Kadın varlığının denkliği ilkesine katılmakla beraber bu denkliğin kadın aleyhine işletilmesine hayır diyoruz. Sözde verilen hakların uygulamada sürüncemeye alınmasına hayır diyoruz. Dini ve kültürel kodlarımıza uygun yaşama hakkımızın modern hayat kriterlerine uymama sloganıyla değerlerimizin yıpratılmasına hayır diyoruz. Her alanda başarılı olabilme gücümüzü genetik ve tarihi kodlarımızdan almamıza rağmen bunun göz ardı edilmesine hayır diyoruz."



- "8 Mart Kadınlar Günü'müz kutlu olsun"


Öz, "Anne, eş, kardeş, çalışan, işveren, siyasetçi, bürokrat… Adı her ne olursa olsun, hiçbirinin kadın olmaya engel ya da kadın olmanın tüm bunlara engel olmadığı bir dünyaya varız diyoruz." ifadelerini kullandı.

Daha fazla üretmek ve Türkiye'nin gelişmiş ülkeler standartlarına çıkması adına her mecrada çalışmaya ve üretmeye hazır olduklarını aktaran Öz, şöyle devam etti:

"Nitelikli anneler sağlıklı geleceği yetiştirir mantığıyla kızlarımızın her açıdan nitelikli bireyler olarak hazırlanmasına varız diyoruz. İnsan onuru ile bağdaşmayan geleneklerin gölgesinde yok olan hayatların, yeniden topluma kazandırılması adına öncelikle bu gelenekler ile mücadele etmeye varız diyoruz. Ailede varız, iş dünyasında varız, bilimde sanatta kültürde varız, yaşamın her mecrasında varız diyoruz. 8 Mart Kadınlar Günü'müz kutlu olsun."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0