Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Mamak’taki programın ardından Adana’ya geçti.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda vatandaşlarla bir araya geldi.
“BAŞKASININ DAHA İYİ YÖNETECEĞİNİ KİMSENİN GÖRMESİNİ İSTEMİYORLAR”
Adanalıların coşkulu alkışları eşliğinde kürsüye çıkan ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Adana merhaba bu ne kalabalık böyle… Allah’ına kurban Adana maşallah diyorum, Allah nazardan saklasın. Artık insanlar korkuyu atmış, meydanlara geliyor” diyerek sözlerine başladı.
2019 Yerel Seçimleri sürecinde atılan iftiraları ve sonrasında yaşananları hatırlatan Yavaş, şöyle konuştu:
“31 Mart 2019 aday olduk. Şu andaki iktidarın iktidarı bırakmamak için Millet İttifakına yapılan hakaretlerin hepsine maruz kaldık. Bir sürü iftira attılar. 25 yıldır başka bir yönetim görmemiş, batırdıkları paraları kapatmak için, bir başkasının daha iyi yöneteceğini kimsenin görmesini istemiyorlar. İnsanları kutuplaştırıyorlar. Kendilerini muhafazakâr gösteriyorlar. İnsanların gözü kul hakkını görmüyor kutuplaştırılınca. Yarın hesap verirken hangi partilisin diye sormayacaklar kul hakkı yedin mi yedirdin mi diye soracaklar dedik. Bütün Türkiye’ye şunu duyurdular ‘adam çalıyor ama çalışıyor’ bunu inançlı insanlara kabul ettirdiler. Biz bunu Ankara’da yıktık şimdi Türkiye’de de yıkılacak. Ankara’da borçları ödedik, bir sürü iş yaptık. Yolsuzluk dosyalarını savcılığa verdik. 15 Mayıs'ı bekliyoruz. Ankara’da bir oğluna televizyon bir oğluna futbol takımı almış herkes bunu seyretti, bizim paramızı nereye harcıyor demedi. Ankara halkı şimdi bunları gördü boşa batırılan paralarını gördü. Sadece bir tane dinozor parkına 16 milyar lira yatırdılar. Ankara’ya girerken gördüğünüz kapılara 250 milyon lira para yatırdılar. Ankara’nın parasını sağa sola harcadılar adına çılgın proje dediler. Türkiye'de aynısı yok mu? İktidar bunların önünü kapatmak için alnı secdeye gelenleri mi seçeceksiniz diyor. Kul hakkı yiyenleri seçmeyeceğiz diyoruz. Siz parti kurup siyasete girerken bizim derdimiz insanlar dediniz. Vakıflar kuldular yardım yapmak için sonra yardım toplar hâle geldi bu vakıflar. İktidarda yönetici olanlara bir bakın 20 yıl önce nerede oturuyorlardı şimdi neredeler. İş başına gelirken insanlara cennet vaat ettiler şu anda cehennemi yaşatıyorlar.”
“GENÇLERİN HAYALLERİNİ YOK ETTİLER”
Gençlerin en iyi şartlarda yaşaması gerektiğini de söyleyen Yavaş, “Açlık var diyorsunuz azarlıyorlar, yokluk var diyorsunuz azarlıyorlar. Gençlere kızıyorlar. Kendi yanındakiler 2-3 maaş alsın rahat yaşasın diye kimseyi görmüyorlar. Binlerce işsiz gezen genç var. Gençlerin hayallerini yok ettiler. Ben de diyorum ki herkes talep etme hakkına sahiptir bu gençler de onların gençleri gibi en iyi cep telefonuna, en iyi arabaya layık. Geçim derdine düşmüşler. Ağzını açanı azarlıyorlar. Dünya onlara güzel biz de diyoruz ki artık bunlar geldikleri gibi değiller. Maalesef yönetemiyorlar” dedi.
Herkesin düşüncesine saygı duyulması gerektiğine de dikkat çeken Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakir fukarayı da görmüyorlar. Soğan pahalı dersen soğan kafalı diye hakaret ediyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen herkes terörist. Millet İttifakı'nın belediye başkanları iş başına geldikten sonra belediyeleri nasıl yönettiklerini gösterdi. Huzur ve refah geldi. Hiçbir belediye başkanımız kimseyi ayırmıyor. Kimseyi ötekileştirmiyor. Bizi azarlamayan, bize akıl vermeyen bir yönetime ihtiyacımız var. Bu gençler dünyayı hepimizden daha iyi tanıyorlar dolayısıyla onlara akıl vermek yerine gençlerden akıl almaya ihtiyacımız var. Biz azar işitmekten bıktık. Herkes sizin istediğiniz gibi de düşünmek zorunda değil. Cumhur İttifakı'na oy verenler de başımızın üstünde Millet İttifakı'na oy verenler de başımızın üstünde. Millet İttifakı belediyeleri olarak bizlere oy vermeyenlere de eşit hizmet ederek, gönlümüzü kalbimizi açarak onları nasıl kazandıysak ve kazanıyorsak inşallah oy vermeseler de Cumhur İttifakı'na oy veren seçmenlerin de oyuna talip olacağız. Böyle yaklaşıyoruz.”
“Bunların muhafazakârlıkları da milliyetçilikleri de mevsimlik ve seçimlik” diyen Yavaş, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“İyi bir Müslüman'ın ağzından bal damlar, kötü konuşmaz, iftira atmaz, yalan söylemez maşallah hepsi de var sizde. 14 Mayıs’ta bunlar değişecek. Artık kavga yok, artık birleşiyoruz. Yapacaklarımız ortada. Ekonomik olarak hükümetin yapabileceği hiçbir şey kalmadı. Millet İttifakı'nın içerisinde adeta Şampiyonlar Ligi gibi adlandırılacak ekonomistler var. Denenmişi denemekte fayda yok. Sayın Genel Başkanımızı Cumhurbaşkanı seçiyoruz ama birinci turda seçiyoruz, söz mü?"
İMAMOĞLU: “ONLAR O TAŞLARI BANA DEĞİL MİLLETİMİZE ATTI”
“Harika görünüyor Adana” diyerek sözlerine başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, şunları söyledi:
“Dün talihsiz bir olay yaşadık. Azmettirilmiş 150-200 kişinin bize yaptığı müdahaledir. Onlar o taşları bana değil, milletimize, demokrasiye attı. Arka planı elbet ortaya çıkacak. Bayraklarımızla birlikte çoluk çocuk, genç yaşlı bir aradaydık. Bir avuç insan kendini bu memleketin sahibi zanneden bir avuç insan, her şeyi ben bilirim, en akıllı benim diyen o bir kişi, tek kişilik akıl, tıpış tıpış evine gidecek. Onlar taş atsın, biz o güzel kalplerimizle bu seçimi 86 milyon için kazanacağız. Biz orayı provoke etmişiz. Onlara kalsa kendimize taş attırmışız. Nasıl gücümüz var ki kendimize taş attırırken Emniyet Müdürü'ne de Vali'ye de talimatı ben veriyorum. Bunların utanmaları bile kalmamış. 14 Mayıs’ta kazanıyoruz. Memleket kazanıyor, milletimiz kazanıyor. Adana her şey çok güzel olacak, yolumuz açık olsun. Onların kalplerini buz kaplamış, onları eritelim Adanalılar. Kalplerinize kurban olurum kurban…”
AKŞENER: “SEÇİMİ KAYBETTİKLERİNİ GÖRDÜLER”
İmamoğlu'nun ardından kürsüye çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, şu açıklamalarda bulundu:
“Allah'ın kurban Adana… Kadınlara bu kadar hakaret eden, kötü bir dil kullanan, gençlere hakaret eden, muhalefete iftira atan, tehdit eden bir dille ilk defa seçime gidiyoruz. Milletine darbeci diyen bir zihniyete hiç şahit olmadım. Milletine işgalci diyen bir siyasiye hiç rastlamadım. Önce kadınlara sürtük, düşük dendi, gençlere sufli dendi, millete işgalci, darbeci dendi. Sonra hedef gösterildik, biri çıktı bizi Gabar'a gömdüler. Kılıçdaroğlu ile beni birimizi Gabar'a birimizi Cudi'ye gömdüler. Benim mezar kazılırken Gabar'da petrol bulundu. Bir an evvel bu işi bitirmeliyiz. Birinci turda bitirmeliyiz. Psikiyatristlerin tedavisine muhtaç insanlar bu ülkeyi yönetiyor. Milletine kitapsız, Allahsız diyen bir dille de hiç karşılaşmadık. Biz Allah'tan emir alırız diyor. Arkadaş bu nasıl bir iştir? Bu nasıl kötü bir pis dildir. Yakında peygamberliğini ilan ederse hiç şaşırmam, kafalar gitti. 14 Mayıs akşamı bu işi bitirmeliyiz. 1. turda Kılıçdaroğlu'nu 13. Cumhurbaşkanı seçiyoruz ve Recep Bey ve arkadaşlarını da emekli ediyoruz. Türkiye'nin böyle bir rezil dili taşıması mümkün değil. Hem Cumhurbaşkanını hem Meclis'i almak zorundayız. Atatürk'ün şehri Erzurum'da İmamoğlu'na yapılan taşlama, linç etme ve provokasyonun karşısında bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış bir şahıs eğer kalkıp da İmamoğlu ve CHP'yi suçluyorsa artık kelimeler bitmiştir. Seçimi kaybettiklerini gördüler.”
KILIÇDAROĞLU: “DEMOKRASİYİ ÖZGÜRLÜĞÜ GETİRECEĞİM”
Son olarak konuşmalarını gerçekleştiren Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öncelikle bütün Adanalı kardeşlerime, depremzedeleri bağrına bastıkları için onlara ev sahipliği yaptıkları için hepinize ama hepinize yürekten teşekkür ederim. Depremzede kardeşlerime söz verdim, onlar zaten vergileri ödüyorlar. Evleri yıkıldı, dükkânları, ahırları yıkıldı. Söz verdim, bütün evlerinizi, işyerlerinizi, ahırlarınızı depreme dayanıklı yeniden inşa edeceğim ve 1 kuruş para almayacağım. Gençler sizin hayalleriniz Bay Kemal'in hedefi olacak. İlk kez gidip sandığa oy kullandığınızda dünya siyaset tarihine önemli armağan bırakacaksınız. Dünya siyasi tarihi şöyle yazacak gençler demokratik yollarla otoriter yönetimi değiştirdiler. Bu bizim gençliğimiz açısından yani sizler açısından dünya siyaset tarihine bırakılacak en önemli armağandır, bu armağana sahip çıkın. Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat beni eleştirebilirsiniz. Bunun sözünü veriyorum... Demokrasiyi, özgürlüğü getireceğim. Kim kul hakkı yediyse hepsinin hesabını soracağım. Sizin için çalışacağım, sizin için mücadele edeceğim.”