Kurban Bayramına buruk giren Soma’da mezar başlarındaki hüzün dinmek bilmiyor. 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada madenden kurtulduktan sonra arkadaşlarını kurtarmak için yeniden ocağa giren ve cenazesi en son çıkarılan madencilerden biri olan Tayip Şenlik’in öğretmeni ve yakın arkadaşı Sözer Vurgun arkadaşının son gününü anlattı.
Facianın yaşandığı 13 Mayıs’tan önceki gece Tayip Şenlik ile birlikte olduklarını anlatan Vurgun, şöyle konuştu: “12 Mayıs akşamı beraberdik. Görüşmüştük. Motosikletinde bir arıza vardı onu gidermeye çalışıyordu. Motosikletteki arızayı gidermek için bir saat uğraştık. Olmadı bir türlü. En son dedim bırak kalsın yapmayalım. ‘Olur mu yarın sabah işe gidemem’ demişti. Keşke yapmasaydık da sabah işe gitmeseydik. Ertesi gün kaza olduktan sonra Tayip’i televizyonda gördük. Televizyonlarda görünce içimiz biraz rahatladı, diğerlerine üzülüyorduk ama kendi yakınımızı görünce içimiz rahatladı. Telaşla kazanın olduğu madene gittik. Bir gün geçti, iki gün geçti onu görmemize rağmen eve gelmedi. Sonra öğrendik ki arkadaşlarını kurtarmak için geri girmiş. En son çıkanlardan biri oydu. 300’üncü çıkan kişiydi. Arkadaşlarını kurtarmak için girdi. Acı olan şuydu onun cenazesi Akhisar’a götürüldü. Yanık içinde olduğu için 3 gün boyunca tanınmayacak bir haldeydi. Bu fedakarlık için yapılan bir şeydi. Ben o gün onların yaşadıklarını gördükten sonra onlar için bir şey yazdım.”
Arkadaşı ve öğrencisi Tayip Şenlik’in mezarı başında kucağında oğlu Taha Vurgun ile birlikte Somalı madenciler için yazdıklarını okuyan Sözer Vurgun şunları söyledi:
“Bu vatan kimin? Bizler Çanakkale’yi unuttuk. Bizim için 250 binden fazla gencecik insanımızı yitirdiğimiz Çanakkale’yi unuttuk. Orada yürekleri vatan sevgisi ile alev alev yanarak ölüme koşan o insanları unuttuk. Yetimleri, kimsesizleri, analarımızın gözyaşlarını unuttuk. Bu vatan bizim diyerek cephelerinde kan döktüğümüz Yemen, Filistin, Irak, Kafkas cephesini unuttuk. Sarıkamış’ta bir gecede tek bir mermi atmadan kar çiçekleri gibi donarak ölen vatan evlatlarını unuttuk. Karanlık yılları, felaketleri, depremleri, Kıbrıs’ı unuttuk. Üzerimizde oynanan oyunları unuttuk. Şimdi Soma’ya gelin, çocuklarınızı da getirin. Burada hayallerini, umutlarını, yüreklerini gömen gencecik madencilere duyurmak için bu vatan bizim demek için haykırın.”
Sözer Vurgun okuduğu metni gözyaşları ile tamamlarken çevredeki vatandaşları da ağlattı. Oğlu Taha Vurgun da babasını sarılarak teselli etmeye çalıştı. Güncelleme Tarihi: 04 Ekim 2014, 14:48
