"Kazanılmış Hakkınızı Kaybetmeyin"

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun elektrikte kayıp kaçak bedelinin faturalarla tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu kararı vermesi üzerine, Enerji Hukuku Uzmanı Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Av. İrfan Medet Akpınar konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

banner98
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun elektrikte kayıp kaçak bedelinin faturalarla tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu kararı vermesi üzerine, Enerji Hukuku Uzmanı Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Av. İrfan Medet Akpınar konu ile ilgili soruları yanıtladı.
Enerji Hukuku Uzmanı Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Av. İrfan Medet Akpınar ödemelerini düzenli yapan vatandaşlardan kayıp kaçak bedellerinin alınmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Kayıp kaçak bedellerinin uzun zamandır çeşitli tarife ve kalemler altında alındığına dikkat çeken Akpınar, "Bunun farkına varılması ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun faturaların tüm detayları içerir şekilde anlaşılabilir ve net olarak dağıtım şirketleri tarafından düzenlenmesi gerektiği yönündeki talimattan sonra olmuştur. İlk defa faturada kayıp kaçak bedeli ile karşılaşan tüketiciler haklı olarak bu konuda tepkilerini dile getirmişler ve Türkiye’nin dört bir tarafından konuya ilişkin davalar açılmıştır. Söz konusu davalar birer birer tüketiciler lehine sonuçlanmış olup, konu ile ilgili son noktayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu koymuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E. sayılı kararı bu konudaki tartışmaları sona erdirmiştir. Bilindiği üzere, kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetini ve kayıp kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacı ile belirlenen bir bedeli kastetmektedir. Dolayısıyla kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden alınması hukuken doğru değildir. Tüm bunlar EPDK tarafından çıkarılan yönetmeliklerle yapılmaktadır. Ancak Anayasa’nın 73’üncü maddesi oldukça açık ve net hükümler içermektedir. Anayasa’nın 73’üncü maddesinin üçüncü fıkrası ’vergi, resim, harç vb. mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır’ hükmünü içermektedir. İşte tüm bu kayıp kaçak ve benzeri bedeller kanuna dayanmaksızın EPDK tarafından çıkartılan yönetmelikle belirlendiği için hukuken bu bedellerin tahsil edilmesi mümkün değildir" dedi.

"TÜKETİCİ MAHKEMELERİNE BAŞVURULMALI"

Tüketicilerin haklarını korumak için, ilçe hakem heyetlerine ve tüketici mahkemelerine başvurmaları gerektiğinin altını çizen Akpınar "Tüketici yasası kapsamında olan tüketiciler, geçmişe yönelik olarak talep edebilecekleri rakam şu anki yasal parasal sınırlar dikkate alındığında Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde 2 bin 200 TL’nin altında, ilçe hakem heyetlerinde, 2 bin 200 TL ile 3 bin 300 TL arasında, il hakem heyetlerinde ise, 3 bin 300 TL üzerinde olması halinde doğrudan tüketici mahkemelerinde dava açmak hakkına sahiptirler. Bu bedellerin altında olması halinde öncelikle Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmaları gerekmektedir. Tüketici yasası dışında kalan mesleki ve ticari elektrik tüketicilerinin ise, doğrudan ticaret mahkemelerinde dava açmak hakları bulunmaktadır" dedi.
Konu ile ilgili kanun çıkması halinde oluşacak durum hakkında soruları cevaplayan Akpınar, "Öncelikle davanın açılmış olup olmaması yönünden ayırım yapmak gerekecektir. Eğer yasada geçmişe yönelik olarak kayıp kaçak bedelinin talep edilemeyeceği ve bunun mevcut olan davalar için de geçerli olacağı yönünde düzenleme yapılır ise, bu durumun Anayasa’ya aykırılık teşkil edeceği düşüncesindeyim. Kaldı ki; hukukta her davanın açıldığı tarihteki dava şartları ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple açılan davalara devam edilmesi kanaatindeyim. Aksi halde bu dava açma hürriyetinin ve hak arama özgürlüğünün ihlali olacaktır. Çünkü ortada kazanılmış bir hak vardır. Bunun ortadan kaldırılması hukukun evrensel ilkeleri ile bağdaşmayacaktır. Yasadan sonra açılacak olan davalar yönünden ise, hakim yasa ile bağlı olacağından davaların görülmesi tartışmalı olacaktır. Bu sebeple hak sahiplerinin ileride haklarını gerek Anayasa Mahkemesi’ne gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyabilmeleri için yasadan önce davalarını açmalarının uygun olacağı düşüncesindeyim. Nitekim şu anda Türkiye’nin pek çok yerinden benzer nitelikte davalar mahkemelere açılmaktadır" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2015, 09:06
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0