İnsanlığa ve Demokrasiye Terör Tehdidi: PKK Örneği raporu

Bölücü terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği sivilleri hedef alan katliamlar, intihar saldırıları, etnik temizlik ile zorla yer değiştirme ve ekonomik hürriyetleri gasp ederek temel insanlık suçlarını işlediği örnekleriyle gözler önüne serildi.

İnsanlığa ve Demokrasiye Terör Tehdidi: PKK Örneği raporu
banner98

ANKARA (AA) - Polis Akademisi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan "İnsanlığa ve Demokrasiye Terör Tehdidi: PKK Örneği" raporu yayımlandı.

İki bölüm halinde hazırlanan raporun ilk bölümünde, PKK'nın insanlığa ve demokratik değerlere karşı eylemleri ayrıntılı olarak ele alındı.

Söz konusu bölümde "Sivil Katliamlar", "İntihar Saldırıları", "Çocukların Zorla Silahlandırılarak Çatışmalarda Kullanılması", "Zorla Silahlı Militan Eğitimi Verme", "Etnik Temizlik ve Zorla Yer Değiştirme" ile "Uyuşturucu ve İnsan Kaçakçılığı" gibi konu başlıkları yer aldı.

PKK'nın insanlığa ve demokratik değerlere karşı eylemleri

Raporda, temel insan haklarını en iyi şekilde muhafaza edebilen siyasal sistem olan demokrasinin varlığı ve sürekliliğinin sağlanabilmesinin siyasal, sosyal ve iktisadi liberal değerlerin korunup geliştirilebilmesine bağlı olduğu belirtildi.

Demokratik toplumu hedef alan terör tehdidin merkezindeki PKK'nın bu yönde gerçekleştirdiği eylemler arasında, sivilleri hedef alan katliamlar, intihar saldırıları, çocukların zorla silahlandırılarak çatışmalarda kullanılmaları, zorla silahlı militan eğitimi verme, etnik temizlik, zorla yer değiştirme ve ekonomik hürriyetlerin gasp edilmesi gibi temel insanlık suçları ele alındı.

Rapora göre, kuruluşundan bugüne kadar sivilleri hedef alan terör eylemlerine sıklıkla başvuran PKK, bu yönüyle temel insan haklarına karşı büyük bir tehdit oldu.

Aralarında 1993'te Bağlarbaşı, 1995'te Hamzalı, 2016'da Merasim Sokak ve 2016'da Güvenpark olmak üzere PKK'lı teröristler tarafından gerçekleştirilen çok sayıda katliamlarda binlerce kişi hayatını kaybetti.

İntihar saldırıları

Terör örgütlerinin sıklıkla başvurduğu yöntemlerden olan intihar saldırılarında hedef kitlenin öldürülmesi ve teröristin ölmesi amaçlanıyor.

Saldırıyı gerçekleştiren teröristin sözde davaya inanmışlığı ve adanmışlığını göstermesi bakımından bu saldırılar büyük önem taşıyor.

Teröristlerin siyasal hedeflerine şiddet uygulayarak ulaşma stratejileri içerisindeki en vahşi nokta olarak görülebilen intihar saldırıların, demokratik toplumun prensip ve kurallarını zorla değiştirmek ve bu amaca yönelik en ciddi gözdağını mümkün olan en çok sayıda sivili mümkün olan en vahşi şekilde katlederek verme amacı bulunuyor.

Bu tipteki eylemler bakımından PKK, DAEŞ ve El-Kaide gibi terör örgütleri arasında hiçbir fark bulunmuyor.

Raporda, güvenlik güçlerine yönelik düzenlenen saldırılara da yer verildi.

Çocukların çatışmalarda kullanılması

PKK'nın çocukları zorla silahlandırıp çatışmalarda kullanmasının dünya gündemine gelmesinde Danimarka'da yayın yapan "Berlingske Tidende" gazetesinde yayımlanan rapor etkili oldu.

Rapor, PKK'nın eğitim kamplarında 3 bin civarında çocuğun bulunduğunu ve 8-9 yaşlarında çocukların dahi silah kullanma ve patlayıcı madde eğitimi aldıklarını ortaya koydu.

Zorla silahlı militan eğitimi verme

Zorla silahlı militan eğitimi verme faaliyetleri, özellikle PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG tarafından kontrol ettikleri alanlarda sistematik bir biçimde uygulanıyor.

Bunun en bilinen örneği, PKK/PYD/YPG'nin Suriye'de "Zorunlu Askerlik Yasası" ya da "Savunma Görevini İfa Yasası" adıyla 6 aylık zorunlu sözde askerlik yasası ilan etmesi oldu.

Buna göre, 18-30 yaş arasındaki erkekler, militan olarak çatışmalarda kullanılmak üzere 6 ay süreyle zorla silahlandırılıyor. Uygulama kapsamında PKK/PYD/YPG Suriye'de hakimiyeti altındaki bölgelerde yaşayan her aileden bir ferdi silahlı militan yapmak üzere zorla alınıyor.

Uygulamaya rıza göstermeyenler aileleriyle birlikte cezalandırılıyor. PKK/PYD/YPG'nin zorla silahlı militan eğitimi verme uygulamasından kaçan pek çok Kürt, Arap ve Türkmen aile, Türkiye ve Kuzey Irak'a sığındı. Sadece Kürtlerden oluşan sığınmacıların sayısı yaklaşık 400 bini Kuzey Irak'ta ve 350 bini de Türkiye'de olmak üzere 750 bine ulaştı.

Etnik temizlik ve zorla yer değiştirme

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 6 Ekim 1992'de alınan kararla yetkilendirilen Uzmanlar Komisyonu, "etnik temizlik" kavramını "Bir etnik veya dini grup tarafından başka bir etnik veya dini gruba mensup sivil nüfusu belirli bir coğrafi bölgeden şiddet ve terör saçan yollarla sürmek amacı taşıyan politika" olarak tanımladı.

Etnik temizlik ve zorla yer değiştirme, PKK'nın özellikle Suriye'de gerçekleştirmekten çekinmediği eylemler arasında yer aldı. Bu yönüyle insanlık suçu işleyen PKK'nın Suriye'deki kolu olan PYD/YPG eliyle Arap ve Türkmen köyleri yok ediliyor.

PKK/PYD/YPG'nin gerçekleştirdiği etnik temizlik ve zorla yer değiştirme eylemleri, uluslararası bağımsız insan hakları kuruluşlarının raporlarına da yansıdı.

PKK/PYD/YPG, 2013-2014 yıllarında Haseke bölgesinde etnik temizlik ve zorla yer değiştirme faaliyetlerine engel olmaya çalışan 17'si çocuk, 7'si kadın 91 sivili katletti.

Uyuşturucu ve insan kaçakçılığı

Uluslararası hukukta yasa dışı bir ticaret olarak tanımlanan uyuşturucu kaçakçılığı, temel olarak uluslararası organize suç örgütleri ve terör örgütlerinin faaliyet alanları olması dolayısıyla uluslararası barış ve güvenliği doğrudan tehdit ediyor.

Bu yönüyle uyuşturucu kaçakçılığıyla elde edilen finansal gelirler, terör ve suç örgütleri tarafından uluslararası sistemin meşru aktörlerine yani devletlere karşı kullanılıyor.

Terör örgütü olmasının yanında aynı zamanda bir uluslararası suç örgütü olarak hem uyuşturucu hem de insan kaçakçılığı faaliyetlerinde bulunan PKK, uluslararası alanda mücadele edilmesi gereken illegal bir yapı olarak dikkati çekiyor.

İkinci bölüm

Polis Akademisi öğretim üyelerince hazırlanan raporun, PKK'nın liberal ekonomiye karşı eylemlerine" yer verilen ikinci bölümünde, "bölgesel yatırımların engellenmesi", "özel teşebbüs yatırımlarının engellenmesi", "zorla kepenk kapattırma" ve "haraç toplama" faaliyetleri, ulusal ve uluslararası raporlardan alıntılarla işlendi.

Raporda, çoğulcu demokrasinin ideal şekliyle uygulanmasının temel koşullarından birinin, serbest piyasa ekonomisine dayanan hür teşebbüsün desteklendiği liberal ekonomi olduğu belirtildi.

Liberal ekonominin rahatça işleyebilmesi için özgür ortamın sağlanmasının önemine işaret edilen raporda, terör örgütlerinin, iktisadi özgürlüğün önündeki en büyük engellerden birisi olduğu vurgulandı.

Raporda, PKK/KCK terör örgütünün, gerçekleştirdiği terör eylemleriyle Türkiye'de liberal bir iktisadi sistemin tam anlamıyla hayata geçirilmesini ve ekonomik refahın tüm bölgelere eşitçe yayılmasını engellemeye çalıştığı ifade edildi.

Bölgesel yatırımların engellenmesi

Hükümetlerin, bölgeler arası gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sürekli altyapı yatırımları girişiminde bulunduğuna dikkat çekilen raporda, bu altyapı girişimlerini engellemek isteyen PKK/KCK terör örgütünün çeşitli saldırılar gerçekleştirdiği kaydedildi.

Devletin bölgede gerçekleştirdiği altyapı çalışmalarını sabote eden PKK/KCK'nın bölgeyi yoksulluğa mahkum etmeye çalışarak, propaganda malzemelerini kaybetmek istemediğine işaret edilen raporda, devletin halkın refahını artıracak yatırımları hayata geçirmesinden rahatsızlık duyan terör örgütünün hedef aldığı dev projelerin yanı sıra ulaşım yatırımlarını engellemeye yönelik terör eylemleri örneklerle anlatıldı.

Özel teşebbüs yatırımlarının engellenmesi

Raporda, "PKK/KCK, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gerçekleştirdiği terörist eylemler sonucu, bölge genelindeki sosyal ve siyasal istikrarın sağlanmasına darbe vurmanın yanı sıra bölgeye yatırım yapmayı planlayan özel müteşebbisleri de gerek korkutma veya yıldırma yöntemleriyle gerekse de yatırımlarına saldırılar düzenleyerek engellemeye çalıştı." tespitine yer verildi.

Terör örgütünün, bölgedeki özel sektör yatırımlarına ve faaliyetlerine yönelik saldırı ve tehditlerinin son dönemlerdeki en bilinen örneğinin 2014'te gerçekleşen 6-7 Eylül Olayları sırasında görüldüğü vurgulanan raporda, "Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illerin merkezlerinde uzun yıllardır ilk kez terör kalkışmasında bulunan terör örgütü PKK/KCK eylemleri sonucu bölgede otel, tatil köyü, özel hastane yatırımları askıya alındı." ifadesine yer verildi.

Raporda, Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberler Odası Başkanı Mehmet Kamil Türkmen, 6-7 Eylül Olayları sebebiyle 2 bin turizm turunun iptal edildiğine ve bölgenin büyük ekonomik kayba uğradığına ilişkin değerlendirmeleri yer aldı.

Zorla kepenk kapattırma

PKK/KCK'nın, özellikle terör örgütünce önemli sayılan bazı günlerde esnafı ticaretini durdurmaya zorladığı, bu eyleme katılmak istemeyenleri fişleyerek cezalandıracağı yönünde tehdit ettiği belirtilen raporda, "Liberal ekonominin önemli prensipleri arasında yer alan serbest iktisadi teşebbüs hakkı, PKK/KCK tarafından uygulanan zorla kepenk kapattırma eylemleriyle defalarca ihlal edildi." değerlendirilmesinde bulunuldu.

Haraç toplama

Teröristlerin, örgüte finansman sağlamak amacıyla, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde olmak üzere tüm Türkiye'de ve yurt dışında haraç topladığı ifade edilen raporda, bunun da terör örgütünün insan kaynağı, silah, mühimmat, erzak, yaşam ve giyim malzemelerinin teminiyle terör eylemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla "sözde vergi" adı altında gerçekleştirildiği belirtildi.

Raporda, düzenlenen operasyonlarla PKK/KCK'nın özellikle bölge iş adamlarıyla besicilik ve canlı hayvan ticareti yapan vatandaşları haraca bağladığının, nakit para temin edemeyenlerden ise canlı hayvan gibi başka ürünler alındığının ortaya çıkartıldığı kaydedildi.

"Bütün uluslararası aktörler PKK ile samimi biçimde mücadeleye katılmalı"

Türkiye'de çoğulcu demokrasinin, her yönüyle azami standartlarda işleyebilmesinin, siyasal, sosyal ve iktisadi liberal değerlerin korunup geliştirilebilmesine bağlı olduğu vurgulanan raporda, PKK/KCK'nın özellikle sivilleri hedef alan eylemlere sıklıkla başvurarak insanlığa ve demokrasiye karşı en acımasız ve kabul edilemez tehdidi oluşturduğu bildirildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:

"Genellikle toplumlara verdiği insani, sosyal ve siyasi zararlarıyla bilinen terör örgütleri, iktisadi özgürlüğün önündeki en büyük engellerden de birisidir. PKK/KCK terör örgütü, gerçekleştirdiği terör eylemleriyle liberal bir iktisadi sistemin tam manasıyla hayata geçirilmesini ve ekonomik refahın tüm bölgelere eşitçe yayılmasını sistemli bir şekilde engellemeye çalışmaktadır. Bu amaçla devletin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki temel altyapı yatırımlarını ve hizmetlerini sürekli olarak hedef almaktadır. Devlet tarafından gerçekleştirilen temel altyapı yatırımlarının hedef alınmasına ilaveten PKK/KCK, bölgeye yatırım yapmayı planlayan özel müteşebbisleri, gerek bizzat korkutma/yıldırma yöntemleriyle gerekse de yatırımlarına saldırılar düzenleyerek engellemektedir. Toplumların ortak kıymeti haline gelmiş olan evrensel insani ve demokratik değerlerin korunması ve bu minvalde uluslararası barış ve güvenliğin garanti altına alınabilmesi açısından, bütün uluslararası aktörlerin PKK terör örgütüyle samimi bir biçimde mücadeleye katılmaları sadece güvenliğin değil, demokrasinin korunması bakımından da hayatiyet arz etmektedir."

Muhabir: SERTAÇ BULUR/ORHAN ONUR GEMİCİ

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner103

google.com, pub-5727224107962425, DIRECT, f08c47fec0942fa0