İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık'ın, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin (DİAYDER) terör örgütü PKK ile iltisakını araştırmadan derneğe yardım kartları verdiği iddiasıyla "terör örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan yargılandığı davada beraatine karar verildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuksuz sanık Yavuz Saltık ile avukatları hazır bulundu.
Duruşmaya, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP İstanbul milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Gökan Zeybek, CHP'li Canan Kaftancıoğlu ile bazı partililer de izleyici olarak katıldı.
Son sözü sorulan sanık Saltık, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek "Herhangi bir terör örgütüne üye gruba ve zümreye yardım sağlamadım. Devletin bana verdiği görev haricinde yasal olmayan herhangi bir işlem yapmadım. Sosyal politikanın gereği iş ve işlemler dışında belediyeme, belediye başkanıma zeval verecek iş yapmadım. Üzerime atılı örgütle alakalı suçu şiddetle reddediyorum. Beraatime karar verilmesini istiyorum." dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Yavuz Saltık hakkında "terör örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dava açılmışsa da dosya içeriği ve toplanan delillere göre yüklenen suç yönünden kastının bulunmadığı gerekçesiyle oy çokluğuyla beraatine karar verdi.
Davanın bitmesinin ardından gazetecilere açıklama yapan Yavuz Saltık, karardan memnun olduğunu ifade ederek "Şerefle taşıdığım Türkiye Cumhuriyeti'nin memurluk unvanına, başkanıma, belediyeme halel getirecek herhangi bir işleme imza atmadım. Bundan emin olarak buralara geldim." diye konuştu
- Mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koydu
Mahkeme Başkanı Ferhat Şahin, oy çokluğuyla alınan karara karşı muhalefet şerhi koydu.
Hakim Şahin'in muhalefet şerhinde, sanığın başkanlığını yaptığı Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının dernek, vakıf ve mescit gibi kurumların talepleriyle ilgilenmediği, daha çok bireysel yardımların değerlendirildiği, yardım kartları ve kolileri gibi taleplerin karşılandığı bir kurum olduğu belirtildi.
Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı bünyesindeki "inanç masası"nın ise cami, mescit gibi ibadethanelerin talepleriyle ilgilendiği kaydedilen muhalefet şerhinde, yardım kartları, ramazan kolileri gibi dağıtım işlemlerinin inanç masası çalışanları tarafından yürütüldüğü ancak dinlenen tanık beyanlarına göre bu işlemlerden sanığın bilgisinin olduğu ve onun talimatıyla yapıldığı bildirildi.
Muhalefet şerhinde, yine mevzuatta yardım taleplerinin bireysel yapılması gerektiği ve diğer teslim usullerinin açıklandığı, tape kayıtları ve DİAYDER'in Başkanı olan Ekrem Baran'ın beyanlarında, başvuruların liste olarak alındığı ve belediye çalışanı tarafından toplu şekilde teslim edildiği belirtildi.
Ekrem Baran ve inanç masası çalışanları arasında geçen konuşmada, belediyede bu konuyla ilgili öncesinde toplantıların yapıldığı, bu bağlamda sanık Yavuz Saltık ile görüşme gerçekleştirildiği, bu görüşmenin yapıldığının da sanık tarafından teyit edildiği, dolayısıyla yapılan tüm bu işlemlerin sanığın bilgisi dahilinde yapıldığının açık olduğu vurgulandı.
Yardım kartlarının "değer ailesi" olarak adlandırılan kişilere verildiğinin tape kayıtları ile sabit olduğu vurgulanan muhalefet şerhinde, şu ifadelere yer verildi:
"Sanığın eğitim seviyesi, konumu ve icra ettiği mesleği göz önüne alındığında, toplum olarak verilen yardım kartlarının hangi amaç ile kullanılacağı ve kimlere gideceğini bilmemesi mümkün değildir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında sanığın 'örgüt içerisinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme' suçundan cezalandırılması kanaatinde olduğumdan, çoğunluğun beraat yönündeki görüşüne katılmıyorum."
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, DİAYDER ile dernek yönetici ve üyelerinin terör örgütü PKK/KCK'nın amaç ve hedefleri doğrultusunda yürüttüğü faaliyetlerin deşifresi amacıyla 23 sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak veya bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından iddianame düzenlenerek dava açıldığı belirtilmişti.
İddianamede, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada tanık olarak dinlenen İBB çalışanları Nilüfer Taşkın ile Yavuz Saltık hakkında sosyal yardım kartlarının dağıtılmasına yönelik tape kayıtlarındaki tespitler sebebiyle suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma başlatıldığı aktarılmıştı.
DİAYDER soruşturmasında bir perakende zincir marketinde kullanılmak üzere İBB'den alınan 150 liralık 20-25 yardım kartının "Mele" diye tabir edilen kişilere verildiği anlatılan iddianamede, bu kartların terör örgütünün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da tutuklanarak cezaevine gönderilenlerin ailelerine teslim edildiği kaydedilmişti.
Sanığın, yardım talebine gelen gruplar hakkında yeterince araştırma yapmadığı ifade edilen iddianamede, Saltık'ın "örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2023, 16:00