İlköğretim yıllarında yüksek göz tansiyonu nedeniyle gözlerini kaybettiği dönemde eğitim gördüğü okulda, sosyal bilgiler öğretmeni olarak görev yapan Mehmet Fırat, öğrencilerinin yolunu aydınlatmanın mutluluğunu yaşıyor.
Keçiören Hüseyin Güllüoğlu Ortaokulunda okurken, 6'ncı sınıfta sol, 8'inci sınıfta ise sağ gözünü kaybeden Fırat, ailesinin desteğiyle önündeki zorlukları aşarak hayata tutundu.
Fırat, onur derecesi ile mezun olduğu Gazi Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünün ardından, gözlerini kaybettiği okuluna öğretmen olarak atandı.
Öğrencilerine ders anlatırken engelinden dolayı tahtaya coğrafi çizimler yapmakta zorlanan Fırat, çocukluk çağında oynadığı oyuncakları kullanarak yaptığı şekillerle sorunların üstesinden geliyor.
Teneffüslerde bile okul bahçesinde öğrencileriyle vakit geçiren Fırat, tatil günlerinde öğrencilerine özlemini gidermek için çeşitli sanat dallarıyla ilgileniyor.
AA muhabirine açıklamada bulunan Fırat, gözlerini kaybetmeden önce başarılı bir öğrenci olmadığını söyledi.
Sağ gözünü kaybettikten sonra eğitimine tek gözüyle devam ettiğini anlatan Fırat, sol gözünü de kaybedince eğitime ara vererek, bir süre okul yerine hastaneye gittiğini ifade etti.
Tedavi sürecinde hastanelerden sıkıldığını, bir an önce eğitim hayatına başlamak için ailesine baskı yaptığını belirten Fırat, "Evde de canım sıkılmaya başladı. Arkadaşlarım okula devam ediyor, benimle oynayacak kimse yok. Sonradan gözleri kapananlar için devletimizin açtığı görme engelliler okulunda altı ay eğitim aldım. Burada beni yeniden inşa ettiler. Bana öyle bir enerji yüklediler ki bir an önce lise eğitimine başlamak istedim." diye konuştu.
"Bir okul dolusu göze sahibim"
Fırat, görme engelli olarak liseye başladığında çok farklı duygular hissettiğini, annesinin lise eğitimi boyunca ders çalışmasına büyük katkı sağladığını aktardı
Annesinin kitap ve defterlerdeki notlardan ayrı ayrı yaptığı ses kaydını dinleyerek lise hayatını teşekkür ve takdir belgeleriyle tamamladığını dile getiren Fırat, sözlerine şöyle devam etti:
"Gözlerim açıkken böyle başarılı birisi değildim. Ne zaman ki gözlerim kapandı, benim için bir şeyler değişmeye başladı. Bunu gözlerim kapanınca fark ettim. Üniversiteden onur derecesiyle mezun olup, gözlerim açıkken okuduğum okula öğretmen olarak dönmenin mutluluğunu yaşıyorum. Öğrencilerime şunu tembih ediyorum, 'Öğretmeniniz görmüyor diye kesinlikle üzülmeyin, çünkü benim gören gözlerim sizlersiniz.' Benim yüzlerce gören gözüm var. Bir okul dolusu göze sahibim."