Üretici sektörlerin rekabet gücünün korunması ve karbon kaçağının önlenmesi amacıyla 2023
yılında devreye alınan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın (SKDM) raporlama
yükümlülüğü içeren geçiş dönemi bu yıl sona erecek. 1 Ocak 2026 itibarıyla alüminyum, çimento,
demir-çelik, elektik, hidrojen ve gübre sektörlerinde doğrulama ve karbon fiyatlandırmaya ilişkin
yükümlülükler devreye girecek. Böylece AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki (ETS) ücretsiz
tahsilatların 2026’dan başlayarak 2034’e kadar kademeli olarak sonlandırılması öngörülüyor.
Türkiye’de enerji hizmet şirketlerini temsil eden tek sivil toplum kuruluşu olan Enerji Verimliliği ve
Yönetimi Derneği’nin (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, Enerji Verimliliği Haftası
dolayısıyla yaptığı açıklamada belirlenen altı sektör ve onlara hizmet eden yan sektörlerin enerji
verimli hale gelerek mali yükümlülüklerden kurtulması için 6 adımlık bir yol haritası oluşturdu. Ünlü
ayrıca, altı sektörün mali ve idari yükümlülükleri olduğunu ancak döngüsel ekonomi kapsamında
başta kaynak yoğun sektörler olmak üzere tüm sektörlerin daha yüksek standartlara geçmesi
gerektiğine dikkat çekti.
Şirketler için SKDM yol haritası
1. Detaylı Enerji Etüdü: İlk adımda işletmenin uzun dönem enerji tüketim verilerinden enerji girdi
çıktılarına kadar tüm süreç ve prosesler, enerji hizmet şirketleri tarafından detaylı olarak incelenir
ve analiz edilir. Referans yıl ve referans emisyon düzeyi belirlenir. Bu sayede verimsizlikler ve
kayıplar tespit edilerek verimliliği artırmak ve enerji maliyetlerini düşürmek için projeler tasarlanır.
2. Tasarruf Eylemleri: Operasyonel değişiklikler ile enerji ve kaynak tasarrufu sağlayacak tasarruf
eylemleri herhangi bir yatırım gerektirmez. Bu adım emisyonda ciddi düşüşler sağlamasa da
sonuçları hızla görülebilir. İzolasyon eksikliklerinin giderilmesi, operasyon sıcaklıklarının gözden
geçirilmesi, iklimlendirme sisteminin ayar sıcaklıklarının yeniden yapılandırılması, buhar, su ve hava
kaçaklarının giderilmesi gibi tasarruf projeleri ile yüzde 5-10 arasında enerji, kaynak ve emisyon
azaltımı sağlanabilir.
3. Mikro Enerji Verimliliği Yatırımları: Yaygın olarak kullanılan ve hızlıca tedarik edilip devreye
alınabilen düşük bütçeli bu yatırımlar, uzun vadeli emisyon azaltım stratejilerine ciddi katkı sağlar.
Atık ısı geri kazanım sistemleri, pompa revizyonları, aydınlatma sistemi değişimi ve
kondenstopların yenilenmesi gibi mikro enerji verimliliği projeleri ile sağlanacak enerji, kaynak ve
emisyon azaltımı yüzde 10-15 arasında olur.
4. Makro Enerji Verimliliği Yatırımları: Derin renovasyon olarak da adlandırılan ve daha yüksek
yatırım bütçesi ihtiyacı olan bu adımda, enerji, kaynak ve emisyon azaltımına yüzde 20-30 arası
katkı verilebilir. Kazan dairesi modernizasyonu, merkezi soğutma sistemi renovasyonu ve
iklimlendirme sistemi dönüşümü gibi çalışmaları kapsayan bu çalışmalar her ne kadar görece daha
yüksek yatırım maliyeti gerektirse de bu projelerin yatırım geri ödeme süresi 2-3 yıldır.
5. Fosil Yakıttan Çıkış: Tasarruf ve verimlilik projeleri ile enerji ve kaynak tüketimi azaltıldıktan
sonra fosil yakıttan çıkış projelerine başlanabilir. Günümüzde bu konudaki tek çözüm ısı
pompalarıdır. Bu sistemin sadece ısıtma odaklı değil, aynı zamanda ısı kaynağı olarak da
tasarlanması şirketin emisyon azaltım stratejilerine hizmet eder. Günümüz elektrik ve doğal gaz
fiyatları ile geri ödeme süresi analizleri yapıldığında ısı pompası yatırımları kendini 3-4 senede
amorti eder.
6. Yenilenebilir Enerji: Son adım, önce azaltılan sonra da fosil yakıttan dönüştürülen enerjiyi
yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmek olmalıdır. İşletme, yatırım bütçesi veya finansman
imkanları el veriyorsa kendi yenilenebilir enerji santralini kurabilir. Ancak bütçe, kurulum yeri,
gerekli izinler veya altyapısal problemler nedeniyle bu mümkün değilse dışardan tedarik edilen
elektriğin yenilenebilir kaynaklardan sağlandığından emin olmak, şirketin emisyon azaltma
stratejileri nedeniyle son derece önemlidir.
“Yolun başındaki şirketler bu yıl ilk üç adımı tamamlayabilir”
Ünlü, enerji verimliliği çalışmalarında henüz birinci aşamada olan işletmelerin bir sene içerisinde
tüm adımları tamamlamasının mümkün olmadığını söyleyerek, “Ancak geçiş sürecinin kademeli
olacağı göz önünde bulundurulduğunda, bu yıl durum tespiti, tasarruf ve verimlilik projeleri olmak
üzere ilk üç adımı hızlıca hayata geçirmek de yeterli olacaktır” dedi.
EYODER hakkında:
2010 yılında, gelişmekte olan enerji verimliliği sektöründe güç birliğini sağlamak amacı ile enerjinin verimli ve
sürdürülebilir üretilmesinin, tüketilmesinin ve yönetilmesinin zorunlu olduğuna inanan tüm gerçek ve tüzel kişileri
birleştirici sivil toplum kuruluşu olarak kurulan Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER), enerji verimliliği
sektörünün sağlıklı gelişimi için çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye'de enerji hizmet şirketlerini temsil eden tek sivil
toplum kuruluşu olan EYODER, en ucuz, temiz ve ulaşılabilir enerjinin tasarruf edilen enerji olduğu bilinci ile ilgili
mevzuatların analizi, piyasa geliştirme çalışmaları, uluslararası standartlara uygun mesleki eğitimler, bilinçlendirme
çalışmaları ve üyeler arası dayanışma faaliyetleri gerçekleştirmektedir.